Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Darbeler Konusundaki Temel Çarpıtma

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
31 Mayıs 2020
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Önceki gün 27 Mayıs’tı. 60 yıl önce 27 Mayıs 1960 Darbesi oldu. Şimdiki nüfusun neredeyse % 80’i, o günleri yaşamadı. Ancak Türkiye’de darbecilik 1960 ile sınırlı kalmadı. Sonra 1963 yılında Talat Aydemir darbe kalkışması oldu. 12 Mart 1971 Darbe muhtırası ve en korkuncu da 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Sonra 28 Şubat 1997 yılında Erbakan-Çiller Hükümetine karşı postmodern diye adlandırılan, 1000 yıl sürecek zırvalığıyla muhtıralı bir darbe yapıldı. Son olarak da 15 Temmuz 2016 yılı darbe kalkışması oldu.

Son 30 yıldır darbeler konusundaki tartışmalarda, görüş beyanlarında büyük çarpıtmalar yapılıyor. Tuhaf açıklamaların, yazıların yer aldığı medya hâkimiyeti yoluyla darbeler sürecinde yaşanan temel bir gerçeklik çarpıtılarak hakikat gizleniyor. İnsanların darbeler konusunda hakikatle bağ kurmasının önüne öyle bir set çekiliyor ki, darbelerde Türkiye sağının, faşistlerinin, milliyetçilerinin, İslamcılarının bağları, tavırları gizlenerek, meselenin salt solla ilişkisi üzerinde duruluyor. Buradan ikinci bir aldatmacaya geçiliyor; solu tek başlık altında kategorize ederek sanki tek bir sol varmış gibi, sol yelpazenin darbeler konusundaki en kötü tavır alanları üzerinden bir sol yargılaması yapılıyor. Solu darbelerin destekçisi ilan edecek kadar iş şirazesinden çıkmış durumda. Burada önemli olan solun hangi kesimleri darbeyi desteklemiş, hangileri karşı çıkmıştır. Toptancı bir bakışla, darbeler ve sol meselesine değerlendirmek doğru değil.

Evet, solun darbelerdeki tavırları incelenmeli, eleştirilmeli. Kaldı ki bu konuda literatür epeyi zengin. Yazıldı, çizildi. Ancak yeterince yapılmayan, yapılmasından kaçınılan durum, sol siyasetlerin dışında kalan diğer siyasi yapıların darbelerle ilişkisi nedir sorusudur.

Bütün darbeler demokrasiye düşmandırlar! Bütün darbeler bir iktidar eyleme yolu olarak toplumu zapturapt altına almak ve diktacı bir yönetim inşa etmek hedefindedirler. Darbelerden ciddi zarar gören toplum kesimleri olduğu gibi, bunlardan siyasi ve iktisadi çıkar sağlayan kesimler de vardır. Bu genel tespitlerden hareketle her bir darbeye daha yakından bakıldığında, darbelerin kendi içinde kendine özgü ilişkiler ve çelişkiler barındırdığı görülür. Dolayısıyla örneğin 1960 27 Mayıs Darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi birbirinden bir hayli farklı özelliklere sahiptir. Elbette her ikisi de vesayet rejiminin tahkim edilmesidir, toplumun kendi dinamiklerine yaptıkları müdahale ile bir ray değiştirmedir vs.

Ancak örneğin 27 Mayıs 1960 darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesinde hangi siyasal ittifaklar oluştu, darbe hangi kesimleri ezdi ve hangi kesimlerle vesayet rejimi için ideolojik ve siyasal dayanaklar oluşturdu vb. Bunları derken, her bir darbeye kimlerin karşı olduğu, kimlerin destek verdiği hususu, siyasal yapımızın incelenmesi ve bugünlerin anlaşılması için çok önemlidir.

Darbeleri Alkışlayanların Darbe Karşıtlığı Taslamaları

Konunun izahı açısından birkaç örnek vereceğim. 27 Mayıs darbesinin güçlü albayı Alparslan Türkeş ve 14’ler diye anılacak olan arkadaşları bu darbenin merkezinde bulundular. Peki, kim bunlar? MHP’nin ve Ülkücü hareketin liderleri.

Yalnız 12 Eylül darbesinde MHP ve Ülkücülerin bir kısmı da içeri alınınca, bu ne iştir diye şaşırdılar. Hâlbuki şaşırmalarına gerek yoktu, çünkü Hitler’in kendini iktidara getiren SA’ları 1934 yılında kanlı bir şekilde tasfiye ederek SS’leri kurması tarihi bir örnek olarak ortada duruyordu. MHP, 12 Eylül faşist darbesi için kendi siyasetini “Fikrimiz iktidarda, bizler içerdeyiz” cümlesiyle özlü ve gerçekçi bir şekilde ifade ettiler.

12 Mart 1971 Darbesi sonrasında Necmettin Erbakan’ın Milli Nizam Partisi kapatılmış, Erbakan’a 5 yıllık siyasi yasak konulmuştu. Bunun üzerine Erbakan İsviçre’ye gitti. 12 Mart Darbesi’nin generalleri Muhsin Batur ve Turgut Sunalp, İsviçre’ye giderek Erbakan’ı ülkeye dönmek ve yeni bir siyasi parti kurmak konusunda ikna ettiler. Böylece komünizmle mücadele konusunda kendisine duyulan ihtiyacı hisseden Erbakan, Milli Selamet Partisi’ni kurarak 1973 seçimlerine katılmış, bir süre sonra da CHP ile koalisyon kurmuştu.

Bu süreçte önemli rol oynayan Ziverbey işkencecisi ve kontrgerillanın yöneticilerinden olan General Turgut Sunalp’in Erbakan’la ilişkisinin ne gibi siyasal amaçları olabilir?

12 Eylül 1980 darbesinde İslamcılar neredeydi? Türk-İslam sentezi denilen ucube ideolojinin kök salması hangi dönemde oldu? Komünizme karşı mücadelede yedek lastik olarak tutulan ve ABD’nin Yeşil Kuşak teorisi gereğince Sovyetlere karşı bir İslam kuşatması amacıyla mevzilendirilen İslamcılar bugün neredeler?

12 Mart’ı 12 Eylül’ü İslamcılar, milliyetçiler alkışlamadılar mı?

Darbe dönemlerinde kimler neler yazmış, dönüp bakılmalı.

Elbette bir kişi, bir parti dün yanlış yapmış olabilir. Darbeleri desteklemiş de olabilir. Ancak bugün dünden farklı yerde durduğunu iddia ediyorsa, öncelikle özeleştirisini yapmalıdır. Dünkü tutumum, düşüncem yanlıştı, bugün farklı şeyler söylüyorum demek, insani ve etiğe uygun bir tutumdur.

Darbelerin Ortak Bir Özelliği

Darbe tartışmalarında gündeme getirilmeyen veya üzerinde durulmayan bir konu var ki, aslında bu konu tam da darbelerin yeraltı notlarını oluşturur. Bir başka deyişle bir ağacın toprak üzerinde kalan kısmına siyaset, toprak altında kalan kısmına da ekonomi diyelim. Biz hep ağacın görünen kısmı olan dalıyla, yaprağıyla ilgileniyoruz. Onu da doğru düzen tanıyamıyoruz ya!

Peki, bu ağaca karakterini, şeklini şemalını veren ve onu besleyen köke niye bakmıyoruz?

Soruyorum, neden bütün darbelerde onlarca siyasal soruşturma, parti kapatmalar, hapisler, işkenceler, idamlar olur ve yasalar değiştirilir, ama hiçbir darbenin ekonomik suçlara ilişkin bir adli, idari süreç işletildiği görülmemiştir? Darbeciler o kadar muktedirlerdir ki, devletin yargı kurumlarının zevatı dahi önlerinde esas duruştadır. (Bakın ortada bir darbe falan da yokken bu durum bize birkaç yıl önce olanları hatırlatıyor!) Darbeciler o kadar güçlüdürler, ama kamu kaynakları talanına dair kılını dahi kıptırtmadılar?

Zurnanın zırt dediği yer burasıdır!

Burada vesayet rejimi ile hükümet edenler arasında sen benim alanıma girme ben de senin alanındaki dümenlere girmeyeyim şeklinde, sanki zımni bir anlaşma var! 100 yıldır bu ülkenin kaynakları siyasetçi-bürokrasi-işadamı üçlüsüyle soyulmaya devam ediyor! Soyanların adları, elbiselerinin renkleri filan değişiyor, ama talan aynı şekilde devam ediyor!

Milliyetçiler, bir kısım muhafazakârlar, ulusalcı solcular, dinciler, sermaye kesimleri bugün kalkmış darbe karşıtlığı taslayarak demokrasi vaaz ediyorlar! Darbe karşıtlığı kişiyi, bir yapıyı demokrat kılmaz!

Geçin bunları!

Paylaş
Etiketler: Darbe karşıtlığıdarbelerDarbeleri Alkışlayanlardarbeyi desteklemişTemel Çarpıtma
Önceki Yazı

Odun Sobası

Sonraki Yazı

Ekinlerin Tatlı Boğum Zamanı

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Ekinlerin Tatlı Boğum Zamanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap