Çiçeklerin insan yaşantısıyla bağlantısını yazmadan önce çiçekleri anlamanın gerekliliğine inanıyorum. Tohumundan çimlenir, yeşil yapraklarından sonra rengarenk taçları oluşur. Günler sonra, güzelim taçlar solar ve kurur. Fakat dölün devamlılığı için, tohumlarını oluşturur.
Çiçeğin taçlarının, motiflerle süslü desenleri ve bu desenlerin dili. Bu dil renklerin karışımından oluşan güzelliklerin dili. Güzelliklerin dilini algılama gücümüz, bütün çiçeklere karşı olan hassasiyetimiz sayesinde anlamamıza neden olur.
Çiçeklerin dilini istesen de öğrenemezsin. Çünkü o dili önce yüreğinde kabulleneceksin. Yüreğine yazacaksın, yüreğinde yer bulacak, hiç unutulmamacasına. Sonra beyne uğrayacak ve konuşma dili olarak çevreye yansıyacak. Böyle bir algıyla öğrenilen çiçeklerin dili, kalpleri yumuşatır. Sevgi odaklı, mutlulukla kişileri baş başa bırakır. Başbaşa kalırsın yüreğin derinliklerinde. Bu derinliktir ki, daha çok güzellik, daha çok rengarenk taçlar gelir gözünün önüne. Hayal alemine dalar, kendini rüyada ve vadilere süzülürken hissedersin.
Bu hislerle çiçek taçlanır yüreğinde. Seversin güzelliğini ve çözümlersin dilini. Anlarsın renklerle uyum sağlamış, taçlarını. Taçlanır yüreğin, sevgi dolar ve mutlu olursun.
Çiçeklerin bakıcısı, su ve gübresini verir. Bakıcı neşeli ve mutludur. “Mutluluğum çiçek sevgisinden geliyor.” diyordu. Çiçeği sevmeyen bu şekilde uğraşamaz derken, şarkı sözleri de mırıldanır. Kırlaşmış saçlarının altında gözleri ışıldar. Çıkık elmacık kemikleri ve yarılmış elleri ve kararmış terlikli ayaklarıyla bahçe çalışanıdır.
Çiçeklere yakın basmıyordu. Her birini dibini eşeliyor ve havalanmasını sağlıyordu. Diplerini eşelemesinin nedenini soracaktım. Kendisi biraz daha eşeledikten sonra, çiçeklerin dilini anlıyorum. İsteklerini yerine getiriyorum. Mikrop kapanlara ilaç, isteğe bağlı olarak su ve gübre veriyorum. Onlara kendi dilleriyle hitap ediyorum. Yıllar geçti, o kadar daha geçse çiçeklerimden ayrılmayı düşünemiyorum.
Bakıcının yanına verdikleri yardımcı, iş bulduğuna sevinir. Bu düşünceye bakıcı tepki gösterir. Çiçek bahçemde iş için değil yüreğinle seveceğin çiçekler için çalışacaksın. Aksi hâlde kendine başka iş ara, diye sinir kat sayısını yükseltir.
Çiçeği ve hayvanı sevmeyen bahçesinde evinde veya çevresinde bulundurmasın. Çünkü, çiçeği sevmezsen taçlanmaz, taçlansa bile, rengi esaslı olmaz soluk kalır. Çevresiyle uyum içerisinde olmaz. Çevresiyle uyum sağlamasını, ruhunu okşamasını ve yüreğine sevgi demetleriyle girmesini istiyorsan, onlara güler yüz gösterip çok sevmesini bileceksin.
Çiçekler, taçlanmış hâlini ve tomurcuklanmasını öyle açıklayacak ki, güzel kokusuyla birlikte, hayallere dalıp ufkun derinliklerine ulaşacaksın.
Çiçeklerin diliyle yüreğindeki sevgi yumağını, bütün ruh ve bedeninle hissedeceksin. Bu hislerle çiçek bahçen, yüreğinde yer bulacak ve bağımlı kalacaksın.
Kırmızı ateş, sardunya, orkide, lale, sümbül, gül, begonya, zambak ve hanım eli’yle güzellik noktası olacaksın.
Bakıcı havanın çok sıcak ve rüzgârın olumsuz etkisi karşısında, üzüldü ve nerde ise bayılacaktı. Yüreği parçalandı. “Bu kadar sıcak olacağını düşünemedim.” Dedi.
“Çiçeklerim, güzellerim” diyordu.
Çiçeklerimin isteklerini dillerinden anlıyorum diyordu.