Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ömer Sabri KURŞUN

Bir Salı Sabahı, Düşler Uykusuzluğu

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
03 Haziran 2020
Ömer Sabri KURŞUN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

BİR SALI SABAHI, DÜŞLER UYKUSUZLUĞU

Günaydın dostlarım, sizlere günaydın dedirten Rabbime şükürler olsun; Günaydın gönlünüzdeki dolu dolu sevgiye…
Dün yaşandı ve bitti, bugün Salı, kendinizi üzmek ne diye, bırakın, unutun geçmişi, unutun bazı acıları, onların size getireceği sadece bir anlık ince bir sızı.
Şimdi yeni bir başlangıç yapın, bugün yeniden kendinizin farkına varın…
Ve günaydın deyin aynada kendinize, uyanıp da yaşamaya başladığınız bu güne, tebessüm edin ve kalbinizden gelen en heyecanlı duyguyla, coşkuyla gülümseyin…
Bazen en büyük iyiliktir tebessüm etmek ___ hem sizi, hem de tebessüm ettiğini hayata bağlar…

Sabah yazılarımın başına koyduğum bu sözler için bir dostum şöyle demişti bir gün: ”Ömer dostum; sabah yazılarını okumaya başlamadan önce senin sevgi sözlerin duşuna girmek günüme enerji katıyor.” Ya da buna benzer bir şeydi.
Bu sabah da, dünden bu güne heybemde birikenleri bırakıp giderken… Sevgi duşuna girin isterim.

Şimdi gelelim şu güne bu güne ya da bir güne___ Gün aydı mı diye?
Sizce aydı mı? Bana ayamadı da!!!… Bazı ince sızıları anımsayınca…

Sana sır diye verdiğimi, beni kır diye başkasına verme…

“Sabah ezanıyla yeniden kuruluyor gün. Gece, akşamdan kendine emanet edilen ne varsa tek tek sabaha teslim ediyor. Sabah bir müjde; sığmıyor göğsüme…”

“Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi.
Çünkü ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de…” diyen Özdemir Asaf’ın sözleri aklıma gelince hiç aklımdan çıkmayan rahmetli anamı ve sözlerini hatırladım.
Küçükken annem, yerde ekmek görünce: yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi?
Keşke çocukken fazla mutlu olmayıp birazını da bu zamanlara saklasaymışım…
Şimdi anladım ki lazım oluyormuş büyüyünce arada.
Çocukken mutlu olduklarımı tek tek çaldılar benden.
Şimdi alıp başımı gidesim var, var da aklımdakileri valize sığdıramıyorum. Ama o valize sığmayan aklımdakileri bir gün aklımdakilere yazıp ta gideceğim. Yine de düşünüyorum, düşünce diyorum ki kendime:
“Kalbini kırıyorlar diye üzülme! Belki de hak etmedikleri yerden çıkmaya çalışıyorlardır.”

Sonra merak ediyorum kendi kendime diyorum ki; Bir gün herkes gider mi acaba? Var olan ses fısıldıyor kulağıma; “Evet, sen kalbinde büyüttükçe, onlar da büyürler ve sığamayacaklarını anlayınca giderler.” “Üzülme sen buna” devam ediyor söze.
Yine de bu güne kadar ben gidenlere hep üzüldüm, canım yandı, yüreğim kanadı.
Neden mi yandı? Neden mi kanadı?
Giderken benden bir şeyler koparıp gittikleri için.
Yakın dostlarıma anlatıyorum bazen bu üzüntülerimi; bana; “Üzülme değmez” diyorlar.
Ama artık bu sözünü duymaktan sıkıldım, gidenlerin ardından üzüntülerini yaşamaktan yoruldum. Şimdi fikrim değişti bu konuda. Şöyle düşünüyorum ve diyorum; “Değmeyenlere zaten üzülmeyeceğim artık. Üzüldüğüm şey, değmeyenlere yüreğimin değmiş olması!”

Soruyorum şimdi; kırıldığım yerden mi, yorulduğum yerden mi, yoksa vurulduğum yerden mi hesap sorayım.
Nereden, kimden hesap sorayım şimdi. Hadi deyin bakalım bana…
İçime çekildikçe dışarda ki seslerden uzaklaşıyor, başka bir dünyanın içinde mahşeri bir yerde bitiyor yolum…
Biten yolun ucunda üçayaklı yüksek bir salıncak…

Neyse bu günlük bu kadar yeter deyim bir küçük anıyla günü kapatmak ister bu geveze kalem;
Çünkü: Gülümseyen gözyaşları ruhları yıkar. Karamsar gözyaşları ise ruhları yıkar… Amacımız ruh yıkmak değil ruh yıkamak. Çünkü Mevlana torunuyuz ondan aldığımız icazetle Yaratandan dolayı yaratılanı severiz…

Küçücüktüm büyüdüm, emekleyerek yürüdüm ve okumaya başladım. Hah! işte tam o zamanlardı babamın eski Bulgarca ’da, -şimdi İzmir içme suyu Tahtalı barajının altında kalan yerde- çiftliği vardı, (Çocuk şarkısında ki Ali babanın bir çiftliği var der gibi) bütün aile orada olurduk. Ailenin diğer çocukları oyun oynarken ben dedemle oturur sohbet ederdim. Rahmetli babama ortak bana da ortağın oğlu derdi.
Bir gül vardı bahçe de benim özenle diktiğim ama büyüdüğü halde bir türlü gül açmadı. Neden açmadı diye merak eder dedeme sorardım. Bekle derdi bana hep gün gelecek gül açacak.
Ama açmıyordu bir türlü. Dedeme dedim ki bir gün; “açmıyor bu gül dede keseceğim onu, başka bir şey dikeceğim onun yerine.”
Şöyle bir baktı bana ve başımı okşadı ve rahmetli dedem, Molla İbrahim şöyle dedi bana; “Ey ortağın oğlu, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma! İnsanı sev ki insan yaşasın, insanı yaşat ki devlet yaşasın. Sen yeteri kadar o gülfidanını, sevmedin mi?
Sen yeteri kadar sev ki o sana gül açsın yaşasın. Sevmek zor iştir ortağın oğlu ama sen bu zoru aşacak kanı taşırsın. Yolun uzun, işin ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun.”
Sonra ki yıllar içinde Osmanlı tarihini okurken Şeyh Edebali hazretlerinin de, damadı Osman Gazi’ye buna benzer bir nasihat ettiğini okudum. Ve Osman Gazi, kayınpederinin nasihatine harfiyen uymuş ve bu da onun daima başarılı olmasını sağlamış. Bilemiyorum ben ne kadar başarılı oldum ama Yaratandan dolayı yaratılanı sevmeye ömrüm tükeninceye kadar devam edeceğimi biliyorum. Mekânın Cennet olsun dedem hacı Molla İbrahim…

Evet dostlarım: Devlet dediğimiz şey, milletin bir araya gelerek meydana getirdiği birlikteliktir. Devletin varlığı, milletin yaşaması ve güçlü olmasına bağlıdır.
Devlet millete hizmet etmekle mükelleftir. Devlet millet için vardır. Millet güçlü olursa devlet güçlü olur. Nasıl ki bir canlının yaşayabilmesi için kana ihtiyacı vardır, aynen öyle de, devletin de yaşayabilmesi için millete ihtiyacı vardır. Canlılar bağışıklık sistemi güçlü olursa sağlıklı yasayabilir. Devletin de dimdik ayakta durabilmesi ve güçlü olabilmesi, milletin güçlü, sağlıklı olmasına bağlıdır.

Millet, devletin bekası, toplumsal barış ve huzuru, haklı veya haksız diğer sair sebeplerden ötürü, zaman zaman, devletin sert otoriter ve bazen de acımasız yüzüyle karşı karşıya kalabilir. Ancak her ne sebeple olursa olsun millet, her daim devletin şefkatli ve merhametli yüzünü görmek ister. Bu nedenle devleti yönetenler, devleti temsil edenler, devlet adına çalışanlar vs… hepsi millete hizmet etmekle mükellef olduklarını unutmamalı. Millete, devletin otoriter ve sert yüzünden ziyade, şefkatli, merhametli ve güler yüzünü göstermeliler.

Bu düşünceyle devlet hizmetinde bulunanlar, her zaman milletin gönlüne girmiş ve takdirini kazanmıştır. Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere geçmişte devletten ziyade, milletin adamı diyebileceğimiz, mümtaz şahsiyetleri görmek mümkündür.
Bu millet sevdalısı şahsiyetler görev yaptıkları süre içerisinde, devletin şefkat ve merhametli yüzünü göstermiş, Hakkın ve halkın yanında yer almış, onların teveccühünü kazanmış ve milletin gönlünde taht kurmuşlardır. Onları şükranla yad ediyorum…
“Devletin kutsalı olmaz. Kutsal olan insandır, millettir, duygudur. Üç-beş kişinin bir araya gelip kurduğu yönetim organizasyonunun adı olan devletin nesi kutsal.” Demiş rahmetli (Recep Yazıcıoğlu)

Sevdiğiniz için bir kere mutlu olup, bin kere pişman olacağınız bir sevgiyi yaşamamanız dileğimle! Düşleriniz gerçek olsun ama gerçeğiniz asla düş olmasın.
Ve sevin, sevilin, sevmek dünyadaki en büyük güzelliktir.
Hayat sevince güzel ve diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Hoş kalın, hoşça kalın, dostça kalın ama kalbinizde hep sevgiyle kalın güzel geçmesini dilediğim bu günde de sevdiklerinizin “Kıymetlisi” olmanız dileğiyle yüzünüz hep gülsün… Hayat ağacınızın dallarına tek tek özenle asılmasını dilediğim; sevgi, sağlık, huzur, bereket ve mutluluk dolu güzel bir Salı gününüz olsun…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet, gecenizden doğan sabahınıza selam bırakıyor ve şu sözü hatırlatıp gidiyorum…
“Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. İhtiyaç kalmaz.”

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: gülfidanıSabah ezanıTahtalı barajı
Önceki Yazı

Hidroksiklorokin ve Klorokin Etkili Bulunamadı

Sonraki Yazı

İnşaattaki Çocuk

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Hayat
Edebiyat

Hayat

21 Şubat 2025
5k
Sadaka Taşı
Eğitim & Kültür

Sadaka Taşı

20 Şubat 2025
5k
Bir Anne
Edebiyat

Bir Anne

19 Şubat 2025
5k
Hayat ve Paylaşmak
Edebiyat

Hayat ve Paylaşmak

18 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

İnşaattaki Çocuk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap