Laboratuvar çalışması, yorucu geçiyordu.
Konu, kişisel karakterlere, çevrenin etkisini belirlemekti. Deneylerden alınan sonuçlara göre, çevre etkili oluyor, fakat ana karakteri değiştiremiyordu.
Sıcak hava, yerini serin ve bulutlu bir havaya bıraktı. Soluklanırken, mahalledeki duman dikkatini çekti. Dumanın peşi ateş, dedi. Siren sesine koşanlar için dikkat kesildi.
Yangın adına, allak bullak oldu. Fakat bir yere gitmeden bekledi. Çünkü bu durumlarda genelde patlama gerçekleşirdi.
Yangın, evlere sıçraması gibi, istenmeyen durumlar da söz konusuydu.
Birkaç defa siren sesi duydu. Korku anında bile sevindi. Çünkü yangın ilerlemeyecek veya patlama olmayacaktı.
İnsanlar, olay yerine gidiyorlardı. Duman etkisini kaybetmişti. Bu defa, yol tarafındaki büyük bir gürültüyle irkildi. Giriş merdivenine kadar kaçtı, Gürültü uzaklaşırken, acı sesler gelmeye devam etti.
Öğrendiğine göre, yoldaki kamyonun gazabı, küçük araba ve kamyonetleri, böcek gibi ezmek olmuştu. Ağaçlar, elektrik direkleri ve duvarlar da düzleşmişti.
Sesler bir uğultu halindeydi. Bir süre sonra, köy yoluna geçti. Adımlarının farkında değildi. Dizlerinin bağı çözüldü. Olduğu yere çökmemek için direndi.
Üzüldü ama ne yapacağını bilemedi. Arkasından gelen adam, kamyondaki sızıntı yanar veya patlar dediği için tekrar geri kaçtı.
Aynı saatte, ikinci feci olayla karşılaşıyordu. Tehlikenin büyüklüğüne karşılık epeyce zayiat vardı. Bir defa kamyon başta olmak üzere, diğer arabalardan da hayır gelmezdi.
Olay mahallinden dönüp eve varmak istedi. Olaylar karşısında ne kadar sakin kaldım, bilemiyorum, dedi.
Beynindeki dinlenme ve açlık duygusu çatışıyordu. Her ikisinin de giderilmesi gerekiyordu. Acele etmeden, bir şeyler yedi ve sedire uzandı.
Yaşadıklarını yorumlamaya çalıştı. Özellikle bilimsel çalışmaların başarılı olmasını istedi.
Uyuklamaya başladı, kaplumbağa sakinliğinde kalmak istedi.
Hasan TANRIVERDİ