Toplantıda problemin, “Ayıyı yok etmekle çözülür,” kararı çıktı. Hayvana yazık oluyor diye kimse alınmasın, kanaatimiz değişmeyecektir.
Köyün arıcıları karara sevindiler. Artık rahat uyuyacağız, dediler. Buna rağmen aldıkları önlemleri şöyle sıraladılar. Teybin bandına; insan, silah ve bomba seslerini yükleyelim. Ayıları korkutalım ve kaçmalarını sağlayalım.
Arıcı, güzel de üç dört gün sonra bandın seslerine uyum sağlıyorlar ve korkmuyorlar. Böylece rahatlıkla arı kovanlarına saldırıyorlar. Kovanların etrafına çok çeşitli engeller koyuyoruz hepsini şu ana kadar aştılar. Onun için tek çare yasak dinlemeyip vurmak.
Dağda bulduğumuz ölü keçiyi parçaladık. Ayının arılara geldiği yol üzerine koyduk. Hiç bakmadılar ve doğru kovana hücum ettiler. Kovanları sardığım demiri inanılmaz bir güçle eğdiler. Nöbet sistemini denedik, arıların aynı yerde olmaması problem oldu ve başaramadık. Arıların önüne çukur kazmayı düşündük öyle kaldı, çünkü eşme işini başaramadık.
Ayının dereden geçtiğinde uyuşturup derenin kaşından aşağı yuvarlamayı düşündük ve aynı düşündüğümüz gibi de yaptık. Ayıyı kaştan attık. Takip ettik, hiçbir şey olmamış gibi yağ tulumu kalktı ve yavrularına koştu.
Arıcılardan birinin oğlu, geç zamana kadar ders çalıştığı için, arıların çevresindeki tel örgüye, zil bağlıyor. Ayı tel örgüyü koparırken zil çalıyor. Çocuk ayıya iki el ateş ediyor. Ayı emeline ulaşamadan kaçıyor. Bu olayı ayıdan kurtuluş olarak bilip seviniyor.
Alınan karar gereği öldürüp bir tarafa atma kolay da duyulmaması mümkün değil. Çünkü tüfek sesi, her yerden duyuluyor.
Arıcılar geliştirdikleri kapan sistemini uygulamaya koymak istiyorlar. Ayının arılara geldiği yol üzerine kapanı kuruyorlar. Gece ayı kapana vuruyor ve ayağından yakalanıyor. Ayağı kırılan bir daha gelmiyor ama peşinden başka yoldan geliyorlar.
Köyün yaşlı amcası, sabah erkenden köy altında yolun kenarında yatan ayıyı görüyor. Ön sağ ayağının tabanına dal batmış. Ayı ayağını uzatmış ve amcaya yalvarır gözlerle bakıp inliyor. Yaralandım, kurtar beni dercesine bakıp gözlerinden yaş akıyor.
Yaşlı amca omuzundaki paketi bırakıyor ve ayıya yaklaşıyor. Eliyle de işaret ediyor, seni kurtaracağım, diyor. Ayının ayağını eline alıyor ve kanını yıkıyor. Çakı bıçağını çıkarıyor ve dalın çevresini yarıyor. Ayak yarıldıktan sonra dalı çıkarıyor. Yaraya tütün basıyor ve mendiliyle sarıyor. İyileştin hadi bana eyvallah, diyor.
Ertesi gün sabahtan kapıyı açtığında, gördüğüne inanamıyor. Kapının önünde işaretli bir kovan. Arkadaşını arıyor ve işaretli kovanı soruyor. Arkadaşı benim deyince kapının önünde, gelip almalısın, diyor.
Bu bilinçteki ayıdan arıları kurtarmanın yolu olmayacağı kanaatine varıyorlar.
Hasan TANRIVERDİ