Padişahın birisi yorgancıları çağırıp, kendisine yorgan yaptırmak istemiş. Şartıda yorgan ne1 cmuzun olacak ne1 cmkısa olacak, ölçüyü tutturamayan yorgancının kellesi gidecek. Bu işte bir-kaç yorgancının kellesi gitmiş. Yorgancılar kelle korkusu ile gelmek istemiyorlarmış. Ancak bir yorgancı Padişaha gelip, Padişahım size ben yorgan yapacağım demiş. Padişahta istediğim yorganı yapamazsan kellen gider diye hatırlatmış. Yorgancı da tamam demiş ve padişahın boy ölçüsünü 25 cm. kısa almış.
Yorganı yapıp getirmiş, padişaha yatmasını söylemiş, padişah yatmış, yorgan üzerine örtülmüş tabii ki kısa gelmiş. Yorgancı bir odun parçası istemiş. Odun parçasını alıp padişahın ayaklarına vurunca, padişah ayaklarını yorganın altına çekmiş ve ayaklar yorganın altında girmiş. O arada yorgancı şu güzel sözü söylemiş. “
Ayağını yorgana göre uzatacaksın”
Ne güzel bir söz değilmi. Ayağını yorgana göre uzatmak. Ataların sözleri her zaman güzeldir. Eğer o güzel sözleri benimser ve yaşantımızda uygularsak hiçbir zaman sıkıntı çekmeyeceğimize ben garanti veriyorum.
Bugün içinde bulunduğumuz şu ortamda ayağımızı yorgana göre uzatmadığımızdan dolayı olmadık sıkıntılar yaşıyoruz. Yine güzel bir atasözünde “işini bilmeyen kasap, elinde kalır masat” demişler. Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Bankalardan alınan kredi kart mağdurlarının feryatlarını duyuyoruz. Hatta intihara dahi kalkışanlara şahit oluyoruz. Bu kart ile yapılan harcamaların bedelinin hiç geri ödenmeyecekmiş gibi hareket edilmesi sıkıntının ana kaynağıdır?
Bence kredi kartını veren bankaların da sorumluluğu vardır. Kartları verirken bazı şartlar ileri sürüp kart almalarını zorlaştırsalar, belki ödeme gücü bulunmayanlar kart alamaz ve telafisi mümkün olmayan sıkıntılara da düşmemiş olurlar.
Yinede tercih hakkı kişilere aittir.
Ey karınca file tekme sallama
Ayaklar altında ezilirsin ha
Sakın kendin Kaf dağında belleme
Sonra madar olur üzülürsün ha.
ŞÜKRANİ
