23 Şubat 1921 yılından Rus’ların geri çekilmesiyle bağımsızlığını ilan eden Ardahanlıların sevinçleri fazla sürmez. Çünkü ülkemiz Emperyalist güçler tarafından paylaşılmış durumdadır. İşgalci güçlere karşı mücadele vermek için bütün cephelere evlatları ile vedalaşarak yollar.
Bütün bu sıkıntılara rağmen Ardahan aynı zamanda Anadolu’da ki ilk Cumhuriyet devletini de kurmayı da başarır.
Ardahan ve çevre illerde kurulan Cumhuriyet ilerleyen tarihlerde Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kuracağı Türkiye Cumhuriyetine dahil olurlar.
Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Gürcülerin, Terekemelerin, Karapağakların, Rusların, Tadların, Ecemlerin, Malakanların, Sünnilerin, Alevilerin, Caferilerin, Ortodoksların, Şaman dini mensuplarının yüz yıllarca birlikte yaşadığı Ardahan insan olmanın, insanca birlikte yaşamanın bir örneğidir.
Kardeşçe yaşamamızın temellerine halen Ardahan’da görmek mümkün.
Kardeşçe, insanca yaşayan Ardahanlıların kurtuluş yıldönümünü kutluyorum.
Devlet hizmetlerinden nasibini alamayan Ardahanlılar yaşam zorluklarıyla mücadele etmektedir.
Birde hizmet konusunda unutulmuşluğu anlatan gerçek bir anlatıyı sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum.
“Gazeteci Ardahan sokaklarında gezerken hizmetten yoksun haline acır ve faydalı olmak için bir haber yapmaya karar verir.
Esnafa, köylüye, kısaca orada yaşayanlara sorar; belediyeden memnun musunuz, kaymakamdan memnun musunuz, muhtardan memnun musunuz diye sorar ama herkes ağız birliği yapmışcasına “eydir ey Allah’a şükür yoktur bir sorunumuz” der bunun üzerine gazeteci isyan eder bağırır çağırır “yaşadığınız bu şartlara bakın halen eydir ey diyorsunuz, ben sizin sesinizi duyurmak istiyorum” deyince kahvedeki ihtiyar “kızma gazeteci oğlum biz Ruslardan şikayetçiyiz” deyince iyice şaşıran gazeteci “nasıl yani” diye sorar. İhtiyar ise kendi lehçesiyle “bak gazeteci gardeş 80- 90 yıl önce Uruslar (Rus) bu şeherin şöselerini, kanallarını, planlarını yaptı bu gün bozulmaya başladı ama gelip düzeltmiyorlar” der…”





















