Yaşadığın şirinlikleri, değerli anı olarak, zaman içinde algılarsın. Bu algılar ki, kahramanına tüm doğallığıyla kucak açar ve heyecan yaşatır. Çiçeğin de açması, geçmişle ilgili aynı hislere kucak açar.
Bir insan çocuk, delikanlı veya yetişkin olmuş, fark etmez. Geçmişte yaşadıklarıyla kucaklaşır, bir an için de olsa. Bir an için de olsa, hayal kurar ve anıların gerçek olmasını istersin.
Algıladıklarınla bir an da olsa yaşadın ve mutlu oldun. Günün mutlu, neşeli ve zevkli geçti. Çevrem anılarımla renklendi, dersin.
Geçmişe ait anılar, içinde kokulu otların bulunduğu, şişelere benzer. Bu şişeler gerektiğinde anıları çok güzel yansıtır. Her açtığın şişe, bir başka güzel koku ve sevince neden olur. Çocukluk ve gençlik anıların dediğinde gözlerin sulanır. İşte o anda kalbinin tüm kıvrıntılarını okusalar, neler yazılıdır bir bilen olsa.
Delikanlılık anıları seni adeta zevk esiri yapar. Anılar, esir olduğun yaşantın. Gerisini düşünmezsin, yaşanan anılar seni bağlar. Geçmişe esir olmak bu demek. Anılarla zevk ve neşeye esir olur fakat günün aydınlanır. Cennetten bir köşe kurar ve yaşarsın. Yaşarsın, geçmişe özlem duyarak. Özlem duyarsın, gençliğin beden ve ruh sağlığına.
Belleğime sağlığın şifreleri kazınmıştır. Bu şifrelerin okunmasıyla bir dönemin anıları gözler önüne gelmiş, demektir. Gözler önüne gelen anılar ruhumuza, taze bir soluk aldırır. Bedenimiz ezilirken, ruhumuz zevkle karşımıza kurulur. Çünkü böyle bir atmosferde soluduk, ruhumuz gelişti ve yaşantımız zevkli hale geldi.
Yaşantımız zevkliyse, geçmişe daha çok özlem duyar, anıları içtenlikle hissederiz. Hissederiz fakat günümüze aktaramayız. Çünkü geçmişin koşullarını günümüzde yerine getiremeyiz. İşte anılar kısa bir süre için bizleri hoş tutmaktan başka işe yaramaz.
O halde “Eskiden” kelimesiyle başlayan cümlelerin yaşantımıza kattığı derin anlamın yararını göremeyiz. O halde anılarda yaşamak, hayal peşinde koşmaya benzer. Çünkü anıların ortamını, atmosferini günümüze taşımak mümkün değildir. Anılar, fotoğrafa bakmak gibidir. Fotoğrafta gençliğini görür fakat o anı yaşama şansın asla olamaz.
Dalgıç gibi denizin dibini boylar, dışarı çıkmaya yetiştiremezsin.
Hasan TANRIVERDİ