Evet…merhameti ile davranmazsa sıfırlıktır en kıymetli ibadetler bile…Kapitalizme cihad et…değilse merhametiyle muamele göremezsin …evet…Peygamber Efendimiz aleyhis’salât-ü ves’selâm; şöyle buyurdu…“Şayet Allah bana merhametiyle muamele etmezse ben bile O’nun cezalandırmasından kurtulamam” buyurarak Allah’ın rahmetine kendi amelleriyle nail olamayacağını ilan etmektedir. Hazreti Mevlânâ bu hususta; “Bunların hepsini söyledik ama Allah inayetleri olmadıkça Allah yolunda hiçiz, hiç! Allah’ın ve Allah erlerinin inayetleri olmazsa… Melek bile olsa defteri kapkaradır” demektedir.
Allah Teâlâ’nın rahmeti dışında hiçbir şeyin bizim sayemizde olmayacağının farkına varmalıyız. Erham-ür-Râhîmîn olan Rabbimiz Kur’ân-ı Mûcizü’l Beyân’da şöyle buyurmaktadır; “Eğer Yüce Allah’ın lütfu, ihsanı, sonsuz rahmeti olmasaydı, ebediyen hiçbiriniz manevi kir ve pisliklerden temizlenemez, günahlarınızdan arınamazdınız. Ancak Yüce Allah, dilediğini manevî olarak temizler ve günah bataklığının kirlerinden onu arındırır.” (Nûr, /21) “Eğer Allah’ın fazlı ve rahmeti olmasaydı çoğunuz şeytanın peşine takılırdınız, çok azınız kurtulabilirdi.” (Nisâ/83)
Evet…Muhammed Mustafa Efendimiz aleyhis’salât-ü ves’selâm mi’raç’a ulaştığında Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘’Ya Muhammed! Bütün mahlûkatı senin için yarattım. Seni de kendim için yarattım. Hepsi de benim rızamı talep etmektedirler. Ben ise senin razı olmanı dilerim. Hepsi Ben’den istemektedirler. Yani talibdirler, sen ise benim matlubumsun! İste, verile!’’
Efendimiz aleyhis’salât-ü ves’selâm şöyle buyurur: “Allah’ım, sana babam, anam için dua etmiyor, fakat ümmetimi, kurtar diye yalvarıyorum.” Allah Celle Celâluhû şöyle buyurur: “Ya Muhammed! Ben Allah’ım, Latifim, sen nebisin, şerifsin, ümmetin zaiftir. Latif ile şerif arasında zaif nasıl gözetilmez? Ya Muhammed! Sen ‘’Ümmetim, ümmetim’’ diye çağırıyorsun! Ben ‘’Rahmetim, rahmetim’’ diye nida ediyorum. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır.”
O’nun ilâhî lütuflarına ve O’na arzu duyma mevkiine mazhar olmak için O’nun rahmetine muhtacız. Anlayabilmek için, görebilmek için, çalışabilecek kadar güçlü ve sağlıklı olmak için O’nun Erham-ür-Râhîmîn olan rahmetine ihtiyacımız var. Bize aşk, irfan, lütuflar, ihsanlar, ihsan edilmesi için rahmete ihtiyacımız var. İlâhî rahmet ve merhamet iyileştirir, insanın kalbini yumuşatır ve kalp gözünü uyandırır. İlâhî merhamet insanın bütününü eğitir. İnsanı, “Allah onlardan, onlar da Allah’dan razı” (Beyyine, 8) haline götürür.
Kahrı yani şerler rahmetinden bağımsız değil…yani şerlerde de bir hayır var…ve şerler hayra tebdil olur…
Allah, nasıl Rahman ve Rahim’dir ki insanların kötülükler ve felaketlerden sakınmaları için dua bekliyor?deme duasız sığınmasız olmaz “ağlamayan çocuğa meme yok” kural böyle hikmetli olan bu çünkü yaratılmamız duamız için ululamamız için yaratıldık…hikmetsiz değil yaratılmamız da…çünkü…dua için kulluk için sığınmak için ululamak için yaratılmışız…





















