“Allah boş duranı sevmez” neden mi?
Çalışmak duadır… Yani esmaya hadimliktir. “Allah boş duranı sevmez” denilmiş…
“Allah boş duranı sevmez”neden mi?
Esmaya hadim olsun diye yaratılmış her şey… Bahçe de gül açma gayretinde… Yuvada yavru kuş uçma gayretinde… Bu varlıkta insan nasıl boş boş oturur…
“Allah boş duranı sevmez” neden mi
Bu varlıkta hiç bir kural kapsamsız değil, yani bazımız tembel olmayı seçmeliyiz… Her ne kadar da Allah boş duranı sevmezse de çalışanların çalışkanlıkları farklı ödülleri de farklı olacak… Yani Allah bazımıza çalışkanlık nasip etmiş bazımıza etmemiş… Çalıştıkça hatalarımız artıyorsa çalışmamayı seçmeliyiz…
“Allah boş duranı sevmez” neden mi?
Karınca kararınca her insan kabiliyetli olduğu sahayı tespit edip çalışmalı… Boş durmak sevilmez… İşte ayet… “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (53/39)
“Allah boş duranı sevmez” neden mi?
İradeli varlıksın. Kullan iradeni… Yani dünyayı ahiretin tarlası yap…
“Allah boş duranı sevmez” neden mi?
Cenab-ı Hak, fazl ve kereminden, ibadetlere bire on, bazen bire bin, bazen de Kadir Gecesi’nde olduğu gibi bire otuz bin sevap veriyor. Hatta Kadir Gecesi tek bir gece iken, ihya eden için bin aydan daha çok sevaplı… Kadir gecesine denk getire bilmek de önemli çalışmamızı. Dünya işlerinde de böyle… “Harmanını rüzgâr eserken savurmalısın…” denilmiş…
Ayetinin umumi hükmü, sevap noktasında sınırlandırılıp hususileştiriliyor. Bu ayeti kerimeden sevap ve uhrevi ameller noktasında olduğu gibi, dünyevi işler ve icraatlar noktasından da insana yaptığının karşılığının verileceği anlaşılır.
“Allah boş duranı sevmez”neden mi
Hak ehli ve batıl ehli iki zıt biri dünyamızdan gitse diğeri gelir… Dünyamız boş kap gibidir mutlaka dolar… İlahımız cihat edin buyurmuş… Her sahada cihat bu, esmaya hadim olan kazançlı çıkacak bu varlıkta… Kafir ahireti kaybedecek dünyayı değil… Birçok ayetten anlaşılan bu…
Kâinatı ihata eden âdetullah kanunları, inanan veya inanmayan, ihtiyar veya çocuk hiçbir kimseyi ayırt etmeden herkesi kapsar. Bu dünyada başarılı olmak isteyen kişi âdetullah kanunlarına göre hareket ederse başarıya ulaşır; Müslüman veya kâfir diye bir ayrım yapılmaz…
Bu ayeti şöyle açıkla: a) Sorumluluk: Kur’an’da değişik vesilelerle belirtildiği üzere, suçların ve cezaların şahsîliği esastır; –istese de– kimse başkasının günahını yüklenemez. b) Kesp: Herkes bütün sırlarını ve inceliklerini bilemeyeceğimiz bir sınav düzeni içinde iradî seçimler yapmak durumundadır. c) Hesap verme: Dünya hayatında iradî seçimle yaptığı her iş mahşer günü insanın önüne konacak, iyilik ve kötülükleri görülecek, bu konuda tamamen âdil bir yargılama yapılacaktır. d) Karşılık verme: Sözü edilen yargılamanın sonunda herkese yaptıklarının karşılığı tastamam verilecektir. e) Nihaî takdir: Yapılanların karşılığı verilirken kimsenin en küçük bir haksızlığa uğratılmayacağı kesin olmakla beraber, ilâhî lutuf ve bağışlama hususu Allah’ın mutlak iradesine bağlıdır; bu konuda mümine düşen, ümit var olmak, ama buna güvenerek gevşeklik göstermemektir. 39-40. âyetler dürüstlükle çalışıp çabalamanın, alın teriyle kazanmanın Allah nezdindeki değerine de işaret etmektedir. 43-49. âyetlerde insanın hayat-ölüm çizgisi içinde cereyan eden her oluşun ve genelde evrende olup biten her şeyin Allah Teâlâ’nın irade ve kudretine bağlı bulunduğunu gösteren örnekler verilmekte;
İşte ilgili ayetler… “Yoksa Mûsâ’nın ve ahde vefa örneği İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu hususlardan haberi yok mu?”/Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez/İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder./Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir./Sonra kendisine karşılığı tastamam verilecektir./En sonunda yalnız rabbine varılacaktır./ Güldüren de O’dur, ağlatan da./Öldüren de O’dur, yaşatan da./Rahime atıldığı zaman nutfeden (embriyo) erkeğiyle dişisiyle iki cinsi yaratan da O’dur./Öteki yaratma da (öldükten sonra diriltme) O’na aittir./Çok veren de O’dur, az /veren de./Şi‘râ yıldızının rabbi de O’dur.(Necm/36-49)
Ve bu ayettlerde iki konu daha var… Suçların şahsiliği esastır dinimizde yani hristiyan inancı eleştirilmiş bu ayetlerle… Hz Ademin zellesinden sorumlu tutulmayacağımız ilan edilmiş… Ve kader inancı öğretilmiş….
“Allah boş duranı sevmez”
Hata da edeceğimizi bilsek tevbe etmeliyiz ma temelliği seçmemeliyiz… Tevvap olan rabbimiz var… Ümmetin sorunlarına da çözümler için gayretimiz olsun… Dünyada varlığımızı sürdürmemiz ümmet olmamıza da bağlı…
Çalış çalış çalış… Zıtlar ve farklılıklar Adl isminin tecellilerindendir… “Vermeyince mabut neylesin Mahmut….” denilmiş. Sığın ona ulula onu…
Yaş Altmış
Geldim altmış yaşa
Yalanlara küstüm
Geldim altmış yaşa
Geldim aşka
Ölüm görüldü
Yaş altmış
Yeni doğmuş gibiyim
Yaş altmış
Ömür kuyusunun dibi görüldü
Yaş almış
Dön geçen ömre
Gurbet zehir içirmiş gönle
Yaş aştmış
Secde secde elimden tuttu seccadem
Yaş altmış
Şimdi seccadem gül bahçesi…
Yaş altmış
Şimdi seccadem mavi gök…






















