Klaros Yayınları’ndan ilk baskısı Kasım 2022’de yapılan bu şiir kitabının üzerinde çok durulması gerekir.
101 sayfalık bu eser bizi çok katmanlı çağrışımlara sürükledi.
Şifreleri bol bir yapıt.
Yazma eyleminin, “şifre yaratmak”, okumanın da “şifre çözmek” olduğunu öne sürebiliriz.
Kitabın kapağındaki ismi; “huzurlu kuşkular”, bizi daha ilk baştan felsefe tarihine çekiyor.
Ne güzel.
Kuşkuculuk ya da Şüphecilik..
Evren’in, dünyanın bilinebilirliğine şüpheyle bakan felsefi bir görüş. Mantıksal devamı bilinemezcilik ve nihilizm.
On altıncı yüzyıldaki şüphecilik ise ilerici bir rol oynamıştır. (Manfred Buhr, Alfred Kosing, Felsefe Sözlüğü, Konuk Yayınları, 1976, İstanbul, s;265-266)
Ahmet Rıfat’ın şiirlerinde; hiçlik, tanrı, varlık, başlangıç, son gibi Felsefenin de üzerinde çalıştığı kavramlara tanık oluyoruz.
Başlangıç ve Son şiirlerinde hem yazmanın öyküsü hem de şiir tavrı veriliyor.
Büyük Patlamaya gönderme yapılan Köken şiirinde (s.11) söz ile şiir arasındaki evrimsel akış belirtilerek bilimsel açıklama teorilerine de bir “merhaba” denilmiştir.
Sayfa 13 ve 14’teki şiirlere “üretken şiir” diyebiliriz..
Sayfa 15’te Gerçek isimli şiir bizi Felsefenin derinliğine çağırıyor, burada yazarın kurduğu şifreleri çözebilmek hem çaba, hem güzellik yaratabilir.
Yabancı şiirinde “rastlantı ve zorunluluk” felsefesi üzerine konuşabiliriz ve yazarına “…geçmişten gelen yabancı” yı sorabiliriz..
Diyalektik düşünce örneği de var “Ne Denmiş” şiirinde. (s.17)
Güzel ifadelere çok örnek bulunabilmekte şiirlerde, örneğin; “…varlığın hüzün denizi, kalemin ucunda düşlerim yarım, yaşamın tohumlarını saça saça gülmek, gideni tutacak elleri yoktu hayatın…”
Sayfa 41’deki Boşluk şiiri dil ve anlatım açısından diğerlerinden epeyce farklı, daha yalın bir yapıdadır.
Şair-söz yazarı-müzik insanı Murat Kalaycıoğlu’nun Mavi Türkü’sünü de çağrıştırdı bana..
Suçlu Kim şiiri haiku tadında.
Nokta şiiri cesur şiirdir.
Gördüğün’ de görelilik var.
İnsansız ‘da insanı dışlayan estetik ürünlere sanat diyemeyiz anlayışı öne sürülmüş. Yazarın sanatsal bakışlardan geçip deneyim kazandığını da anlıyoruz.(s.66)
Yabancılaşma sadece üretim ilişkilerinde değil, insanın kendi hallerinde de mevcut.(s.69)
Sadece felsefe, sözcük, dil ve anlatım değil, doğaya da tutkun bir şair-yazardır Ahmet Rıfat İlhan..
Sayfa 83’te bir dizgi hatası mı var, yanız insan mı, yalnız insan mı?
Çaresizlik duygusu (hayatta hiçbir düğümün çözülmezliği) diyebilir miyiz sayfa 84’teki dizelere?
Dijital dünyaya yer verilmiş Yanılsama şiirinde.
Ahmet Rıfat’ın bu önemli yapıtında; felsefeden, günümüz yaşamına, diyalektik bakış ‘tan kuşkuculuğa, yabancılık ve yalnızlıktan, derin sevgilere ve bilimsel tezlere kadar bir çok çağrışıma açık dizeler okumaktayız; zevkle, derin düşünerek, sarsılarak, güçlenerek ve yüreklenerek..
Yine bu kitabın yankılarından biri olarak, “felsefe ve şiir ilişkisinin” tartışılmasını öneririm.
Bu alandaki yetkin kalemlerden biri olan romancı-felsefeci öğretmen Değerli Yazar Atalay Girgin’in başta “Edebiyat Nedir Ki, Edebiyatta Felsefe/ Sanatta Nesneleştirme Sorunu” başlıklı eseri olmak üzere diğer yazılarını kaynak alıp tartışmaları genişletmek çok yararlı olabilir.
Ahmet Rıfat İlhan’ı kutlar, yeni çalışmalarına hız vermesini diler, emeğine üretken sevgiler gönderirim.