Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Bilim & Teknoloji Bilim

Adem Uyumlu Olsaydı Elmayı Kim Yerdi

Nilgün ZAHİROĞLU Yazar Nilgün ZAHİROĞLU
23 Mart 2023
Bilim, Doğa-Çevre, Genel Eğitim, Nilgün ZAHİROĞLU, Tarih
0
Adem Uyumlu Olsaydı Elmayı Kim Yerdi
412
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İnsanın  gezegende var olmaya ɓaşladığı zaman diliminden gününüze  kadar hep bir uyumlanma…uyumlu olarak yaşama çabası asıl onu ya kurtaracak yada neslini bile yok edecek bir eylem planı mıdır?
Neye ve niçin uyumlanma peki? Buradaki uyumlanmayı birşeylere boyun eğme değil de değiştirebildiklerini değiştirme değiştiremedikleriyle iyi geçinme şeklinde düşünürsek insanın kendi tarihindeki vazgeçilmez rolünün  UYUMLANMA olduğu ortaya çıkıyor sanırım.Kime..neye ve  nasıl uyumlanma peki?

Araştırmalara göre ilk insanın atası olan homosapienin günümüzden yaklaşık 200.000 yıl önce gezegende ortaya çıktığı düşünülüyor. Son araştırmalara göre  bunun daha önce olduğunu günümüzden yaklaşık 30000O yıl önce homosapienin gezegende var  olduğunu söyleyen araştırmacılar da var
200000 yıl öncesi ve takip eden yüzyıllarda YAŞAMAK en büyük amaç bunun için yiyecek bulmak…doğaya karşı ve vahşi hayvanlara karşı bir mücadele vermek de yaşamak için  en az yiyecek bulmak kadar önemli o dönemlerde..Bin yıllarca doğaya ve vahşi hayvanlara verilen mücadele sonrasında insan yaşama becerisi kazanıp neslini sürdürüyor ve  günümüzden yaklaşık 10000 yıl önce de tarım yaparak köyler kurup yerleşik hayata tamamen geçiyor. Sonrasında ürettiğinin bir kısmını yerken..fazlasını ise satıyor ve ticaretin doğuşu..sonrası şehirlerin kurulması…şehir devletlerin kurulması …kavim yaşam kültürleri kavimlerin kurdukları sınırları belli devletler..antik çağda inançlar gelişmesi ulusal devletlerin ortaya çıkışı…tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışı ve  bu dinlerin ulusal devletlerde milliyetlerle özdeşleştirilmesi  ortaçağ..yeniçağ..yakınçağ derken .insanın atası  tarih bilimine göre ilk Afrika’da ortaya çıkıp 200000 yılı aşkın bir süredir bu gezegende yaşayıp neslini devam ettiriyor.

İnsan  yaşam öyküsünün en başından bu yana doğadaki kar, buz, sel, soğuk dolu sıcak gibi iklim olaylarına karşı …deprem, heyelan volkanizma..çığ… tsunami gibi de doğal olaylara karşı  KORUNMAK için bir mücadele vermiştir.Peki korunmak bir UYUMLANMA faaliyeti midir? Evet çünkü insan gezegene ait olan ve sistematik gerçekleşen  olaylar hakkında bilgi edindikçe…korunmayı da öğrenmiş böylece  gezegenin bir parçası olan olayların kendisini öldürmesine engel olmuştur. Bilgi edinip zarar verme olasılığı çok yüksek bir gezegen olayından en az zarar görmek bir uyumlanmadır.
Tarım toplumlarında toprağı işleyip ürün elde etmek bir UYUMLANMA mıdır? Toprak hakkında bilgi edinip…insanın yaşaması için beslenme iç güdüsünün kaygılarını yok eden tarımı öğrenmesi…. bulunulan çevreyle  işbirliği yapmasıdır.İşbirliği değiştirmekten çok birbirine uyumlanmayı ve güçleri ortak bir amaç için birlikte kullanmayı gerektirir….Vahşi hayvanlardan evcilleştirebildiklerini evcilleştirmiş ve onları da kendi yaşam serüvenine  katkı sunan birer canlı unsurlar haline getirmiştir.Tabi ki köpeği ya da keçiyi  evcilleştirebilirken bir ayıyı evcilleştirememiştir. İnsanın  değiştiremediklerini değiştirmek için uğraşmasının nafile olduğunu ilk atalarımız çok daha iyi anlamıştı sanırım..Gerçi bu evcilleştirme sürecine ben.. insanın diğer canlılara karşı aklını …vicdanı ile değil bir hayvan gibi açlık iç güdüsü ile kullanıp biraz baskın olduğunu düşünsem de insanın yaşamda kalmak için hayvanlarla böyle bir ilişkiye girmesini de doğal karşılamam gerekiyor sanırım.
Yine  insanın teknolojiyi geliştirirken hayvanlardan yararlanması…muhteşem bir uyumlanmadır.
Balıkları gözlemleyip denizde yüzen gemi….tekne..vapur…kayık yapımı
Yerden yürüyen kısa bacaklı hayvanların ve sürüngenlerin  daha esnek ve güvenli yol aldıklarını gözlemleyip…tren yolları…trenler…..yeraltındaki solucanlar misali metro ağları  ve zaman içinde de yine bunların çok daha hızlı olanlarının yapımı…
Kuşları ..yusufçuk böceğini..uçan böcekleri  gözlemleyip…kanatların keşfi ile gelişen uçak…helikopter…jet ve roketlerin yapımı gibi buluşları…insanın …daha kaliteli ve daha KOLAY YAŞAMAK için kendi nesline hediye etmesi  GÖZLEM ve UYUMLANMA becerisinin muhteşem kanıtlarıdır..diye düşünüyorum.
İnsan ayrıca  yeryüzündeki  ağaç..çiçek ot…çalı  gibi tüm bitki örtüsüyle de UYUMLANMAK zorundaydı ve bunu da aslında  başardı. Hangi bitkinin nerede yetiştiğini ve hangi bitkinin besin olabileceğini …hangi bitkinin zehirli olduğunu ve Hollanda’nın denizi doldurarak kazandığı tarlalarda lale yetiştirmesi yada İsrail’in çölde seralarda domates yetiştirmesi örneğinde olduğu gibi…bitkinin aradığı  iklim ve toprak koşulları sağlanırsa  tarımının yapabileceğini öğrenmesi gezegenin kalbine giden yol olan toprakla uyumlanmasının kanıtı değil midir?
Uyumlanma eğer insanı gezegende VAR ediyorsa o zaman medeniyetlerin ortaya çıkısının yani medeniyetlerin kurulabilmesinin  de temelinde de yine insanın gezegenin tüm canlı cansız  paydaşlarına uyum göstermesi ve bu uyumla geliştirdiği teknik..kültürel  ve ekonomik ilerleme var diyebiliriz..Örneğin her depremde yıkılan ya da her volkanik patlama ile yıkılan  bir medeniyet nasıl kalıcı olabilir ki.Depremden korundukca insan kendi neslini devam ettirmiş ya da volkanizmanın ne olduğunu keşfedince volkanların ağızlarını toprakla taşla kaya ile  kapatmanın NAFİLE bir çaba olduğunu öğrenmiş ve volkanik dağlardan uzak yerlere yerleşmiştir
İNSAN kurduğu  medeniyetin kalıcı  olması için gezegenle İYİ GEÇİNMEK …YOK ETMEMEK ve KORUNMAK olduğunu fark etmiştir kısaca var olduğu andan itibaren.
Peki biz uyumlu muyuz gezegenin yer altı ve yer üstü tüm olaylarına… varlıklarına bitkilerine tüm hayvanlarına karşı? Bu uyumun da yararlarından yararlanabiliyor muyuz?..
Bazı uluslar insanın VAR OLMA sürecinin  mitokondrisi gibi çalışan  UYUMLANMAyı adeta hücresel boyutta …genetik bir miras gibi gelecek nesillerine …devinimsel ve  akışkan bir  davranış halinde armağan ederken ..bizler neden …hâlâ gezegenin  herhangi bir  yer altı ya da yer üstü olayında insan kaybediyoruz? Yoksa gezegenle  SAVAŞMAYI ya da gezegene karşı ..insanın kendi atalarına küfreder gibi  BOŞ vermeyi mi farkındasız bir ALGI olarak  seçtik…ve yine FARKINDASIZLIKLA gelişen bir  algı ile neslimizi tüketme kararı mı aldık? GEZEGENİMİZLE SAVAŞAN uluslar asla kazanamazlar.Kaldı ki eğer insan ilerleyen yüzyıllarda GEZEGENLE ve onun tüm paydaşları ile ORTAK YAŞAMAYI  devam ettiremezse…gezegen belki yavaş yavaş  ölecek  ama üzerindeki insanı da kesinlikle kendisiyle birlikte  öldürecektir.
Denizleri okyanusları ırmakları  atmosferi toprağı  kirletmeye devam ederse..kurduğu teknoloji ürünü olan  tüm üretim sistemleri gezegeni yavaş yavaş boğarsa …kuruyan kirlenen yok olan  her su toprak ya da hava parçası insana yok oluş olarak mutlak ve mutlak geri dönecektir
Yine  insanın gezegendeki serüveninde… insanın önce KENDİSİNE ve BİRBİRİNE  karşı da bir UYUMLANMA çabası vardır. İnsan kendi zihnini  ve  bedenini kendi aleyhine çalıştırmadan yani bilinçsiz bir bilinçle yaşamak yerine …kendini hasta etmeden öldürmeden yaşamayı  öğrenme süreci de…meyvesi kendisiyle  UYUM olan bir İRADE FESTİVALİDİR adeta Yine İnsan… birbirine birbirlerinin  farklılığından rahatsız olmadan bakmayı öğrenip birlikte BİR  olma erdemliliğine erişemezse…hem kendisini hem de yuvası olan  bu gezegeni uyumsuzluğunun koca bir  meyvesi olan savaşlarla yok edecektir…

İnsanın
Kendisiyle
Birbiriyle
Gezegenimizle
Bitkilerle
Hayvanlarla olan ilişkisinde uyuma dayalı YAŞAM BECERİSİ kazanıp bunu gelecek nesillere aktarabilmesi en zorlu ve en yaşamsal erdemidir kanımca.

 

Paylaş
Etiketler: Buzçiğevcilleştirme sürecigezegenKârseltsunamivolkanizmayakın çağ
Önceki Yazı

Hoş Geldin Ey Mübarek Ramazan!

Sonraki Yazı

Kara Vicdanlı

Nilgün ZAHİROĞLU

Nilgün ZAHİROĞLU

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Anma

Iskaladığımız Günler, Iskalanan Hayatlar

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Kara Vicdanlı

Kara Vicdanlı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap