Madem, Ahmet’e göre, Mehmet’e göre hukuk olacak, mahkemelere ne lüzum var. Savcıya, hakime boşuna niye maaş verelim. Hapishaneleri kapatalım!
Kim suç işlediyse kanuna göre karşılığını görsün. Af yalnız ve yalnız Allah’a mahsustur. Yetki elindeyse onu bir silah olarak kullanamazsın. Yüce peygamberimiz “kızım Fatma da olsan adalet herkes gibi sana da aynen uygulanacaktır” demiştir.
Ama gel gör ki memleketimizde yüreğimizi parçalayan hukuk katliamları yaşanmaktadır. Mazlum haksız yere hapis yatarken, birilerin teveccühleriyle hüküm giyenler salıverilmektedir. Birileri savcılığın soruşturmasına muhatap olurken bir kanalda ima yolu ile de olsa o soruşturmadan kurtulabiliyor. Birileri birilerine göz dağı veriyor. Yahu kardeşim, suç varsa gözünün yaşına bakmayacaksın. Soruşturmayı açıp, yanlışlık varsa avukat yoluyla veya kendi savunmasını yapacak. Haksızsa cezasını çekecek. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak.
Biz yıllarca “sessiz çığlık meydanlarında” komutanlarımıza, vatanseverlerimiz yapılan alçakça isnat ve iftiralara karşı mücadele verdik. Yıllar sonra Türk ordusunun genleriyle oynandıktan sonra “Ergenekon, balyoz” yokmuş dendi. Beraat kararı verildi. Bunca acı ıstırap, sönen ocaklar, istikbali elinden alınan yavrular… Bin bir hevesle anasının ak sütü kadar helal, vatan aşkıyla kazanılan rütbeler… Otuzdan fazla , hasta yararken ölüme terk edilen şehitler. Heba oldu gittiler. Memleket kaybetti memleket!..
Pardon diyemezsin!
Haklarını ödeyemezsin.
Ama maddi karşılığı neyse vermek mecburiyetindesin. Adalete söylüyorum. Yönetenlere söylüyorum. Hakkı olmadığı halde bir sürü israfa para- pul buluyorsan, istediği oranda kendi maaşlarına zam yapanlara para buluyorsan , bu mazlumlara bu haksızlığa uğrayanların kaybolmuş maddi haklarını iade edeceksin. Manevi olarak da özür borcun var. Unutma!..
Devletse, devlet gibi olsun…
Yusuf Yılmaz





















