İnsanın gözü aç olunca ne midesi doyar ne de gönlü doyar. Doyumsuzluk kimi insanın ruhuna öyle bir işlemiştir ki, hem kendine hem de yakınlarına zararı dokunur.
Doyumsuz insan hırslarına yenik düşer. Lakin hırs ruhu hasta eder. Tedavisi iradedir. Nasıl ki öfkeyi sevgi, kötülüğü iyilik, yalanın doğrularla tedavisi mümkünse gözü aç biri cömert davranmakla tedavi olabilir.
Çünkü doğa azla yetinir.
En yırtıcı hayvan aslan bile karnı tok iken üç gün hiçbir canlıya saldırmaz. Ancak acıkınca avlanır.
Bir fabl ile konuyu ballandıralım mı?
Bir gün yere bir damla bal düştü. Oradan geçen karınca baldan azıcık tattı. Bal hoşuna gitmişti. Biraz daha yaklaştı bala. Yemekle doymadı. Daha çok bal almak için balın içine girdi. Ancak çıkmak isteyince yüzeye çıkamadı. Çırpındıkça dibe doğru battı. Bu onun sonu olmuştu.
İşte dünya bir damla bal damlası gibidir. Dozunda kararında alınıp verilmelidir.
Aziz Nesin’e sormuşlar:
“Eskiden böyle değildin artık içine kapandın.”
Verdiği yanıt çok anlamlıymış:
“İçindekiyle yetinen bu kalp artık sizi ne yapsın.”
Mutlu akşamlar diliyorum.
Emine Pişiren/Kocaeli























