Tren, ağır ağır sarsıldı. Rayların metalik iniltileri, adamın kalp atışlarıyla yarışıyordu. Bir anlık cesaretle ayağa kalktı; o kadına ulaşmak, o gülüşün sırrını çözmek istiyordu. Ama kapılar çoktan kapanmış, demir tekerlekler kadere hükmeden bir tanrının kalemi gibi dönmeye başlamıştı.
Kadın, istasyonda öylece kaldı.
Elektrik direğine yaslanmış bedeni, gri sabahın sisine karışırken, kırmızı çizmelerinden yansıyan renk adama son bir çağrı gibi görünüyordu.
Ellerini ve alnını, trenin camına dayadı. Camın soğukluğu, kadının bakışındaki mesafeyi hatırlattı ona… O gözler, o dudağın yana doğru kıvrılması, yok muydu?
Allah’ım nasıl bir afetti ki o kadın?!
Düşüncesi bile kalbinin atışlarını, nasıl da ritimini hızlandırıyordu? Tarifi var mıydı, o anki hissettiklerinin? Sanki, ulaşılamayan, açıklanamayan bir sıcaklık.
Bir sonraki istasyonda kapılar açılır açılmaz, nefesi daralmış gibi kendini dışarı attı.
Ayaklarının altındaki peron, dünyanın en uzun yolu gibiydi.
Koştu.
Bir çocuk gibi, bir delikanlı gibi, bir ömrü kaçırmış bir adam gibi koştu.
Hava, yağmurun kokusuyla ağırdı.
Nefesi kesildi, gömleği sırtına yapıştı, alnından boncuk boncuk terler süzüldü.
Ama içindeki ses susmuyordu:
“Bir ihtimal… Belki hâlâ oradadır.”
İstasyona vardığında, kadının yaslandığı direk hâlâ oradaydı.
Ama kadın yoktu.
Ne kırmızı çizmeler, ne siyah manto, ne o büyülü gülüş…
Sanki tüm sahne, rüyanın bir kıvrımına sıkışıp kalmıştı. Adam, rayların yanından yürüdü.
Bir süre öylece baktı.
Tren sesi uzaklarda yankılandı, belki başka bir yolcunun başka bir hikâyesine karışarak.
O ise olduğu o yerde, zamanın tam ortasında donakalmıştı.
Gözlerini kapadı. Kadının gülüşü hâlâ gözlerinin perdesindeydi.
‘Allah’ım nasıl bir bakıştı o öyle?!’
Hülyalı, zarif ama büyüleyici, açıklanamayan bir gülüştü. Belki de o gülüş, hayatının en uzun yankısı olacaktı. Yüzünü, göğe doğru kaldırıp gözlerini yumdu. Yağmur yüklü bulutlardan birkaç damla alnına düştü, oradan da yanaklarından aşağıya süzüldüler.
İnceden inceye bir sızı sıkıştırıyordu, göğüs kafesini. Tam o anda bir el omuzuna dokundu usulca…
Devam edecek
Emine PİŞİREN/Akçay
#eminepisiren10
#eminepişiren
#eminepişirenkitapları
#eminepişirenöyküleri























