Hasretin ölmeden ölmektir
Yokluğun gönlüme ziyan
Anlatsam bunu sulara
Sular duymaz, anlamaz
Bağırsam, çağırsam
Döner dağlardan sedası
Çarpar sîneme sîneme
Bu dünya küllümen yalan
Zemheride kar yangını
Hârı sönmez yaz yaşarım
Zemherili kış Ağustos’ta
Kapılırım bir cezbeye
Huy’a, Huy’a düşerim
Ah, kaç Leylâ’sız yıl geçirdim
Bu işte bir yalnızlık var
Ya da bir büyük yanlışlık
Geç kaldım Leylâ’ya
İçim kaynayan kazan
Fokurdar çalkanı çalkanı
Dışımda hengameli
Tersi dönmüş bir dünya
Geçerim kendi kendimden
Gölgem yürür benimle
Eşkâli mücerretim
Kim anlar, kim sorar bu canı
Ah Leylâ, “Leylâ bir özge can”
Müjde mi gelir alınlara
Kara talih silinmeden
Oysa ne türküler yakmıştım
Hüseynî, Kerem ayaklı
Geçip gidiyoruz işte
Sen Garpta, ben Şark’ta
Türkülerimizi birlikte
Nefes nefese söyleyemeden
Celalettin Kurt























