Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Zaman Her Şeye İlaç mıdır?

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
05 Ocak 2025
Edebiyat, Genel Eğitim, Ömer Sabri KURŞUN
0
Zaman Her Şeye İlaç mıdır?
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…

Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…

Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

___ZAMAN HER ŞEYE İLAÇ MIDIR?___

Geceden sabah nasılda geçmiş zaman. Bir göz açıp kapayıncaya kadar…

Şükür geceye kapanan gözlerimizi, sabaha açtıran Rabbimize…

Bu gün ki seçtiğim konuda bir çok değerli yazar ve kalem erbabı kendince, emek vererek bir şeyler yazmış. Bir de konuyu ben irdeleyip yazayım dedim… Dedim de yazabildiğime ve becerebildiğime siz değerli okurlar o naif ve nazik düşüncelerinizle ve dahi yorumlarınızla karar vereçeksiniz…

Neyse bu girizgahtan sonra devam edelim bakalım neler olacak…

 

Bana zamandan söz ediyorlar, gelip size de zamandan söz ederler. Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden falan laf ederler sana teselli vermek için.

Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.

Hepsini bilirsiniz zaten siz, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.

Dahası onalar da bilirler ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.

 

Popüler kültür “her şeyin ilacı zaman” diyerek, çaresini zaman koşmuştur yaralarımızın.

Maalesef bu ifade biçimi birçokları tarafından eksik yorumlanmış ve sonucunda her acının zamanla tesadüfi ve mucizevi bir şekilde iyileşeceği yanılgısını bırakmıştır bizlerde.

Hâlbuki bilinçli bir çabadır iyileşmek. Kendiliğinden, düşünmeden, istemeden, kazara gerçekleşmez.

Zaman değil, zamanla ne yaptığımızdır bizi iyileştirecek olan. Kabullenmek bu yüzden bu denli vurgulanan bir adımdır iyileşme sürecinde.

Ne zaman kaçmayı bırakıp ayrılığı beraberindeki kederle kabulleniriz, o zaman başlar iyileşme sürecimiz.

 

Evet, kabullenmek kendine acımayı bırakıp, harekete geçmenin ön koşuludur.

Kabullenmek, hayatın bize sunduklarını değerlendirebilmektir; çünkü eğer izin verirsek, kayıplar kazançlar kadar güç verir.

Tüm acıların bittiğine kendini inandırmak, eşinizden, dostunuzdan, arkadaşınızdan, hısım, akrabadan velhasıl kelam bir yakınınızdan ayrılığın, ihanetin, dışlanmışlığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet.

Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.

Zaman alır sizden bunların yükünü o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker.

Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.

Ama o boşluk doldu sanırsınız da, oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir…

 

Zaman; bazen yüzümüzü güldüren anımıza, bazen gözyaşlarımızı tutamadığımız anlara tanıklık eder. Özellikle de ayrılık, sevda konularında ilaç gözüyle bakılıyor bu zaman kavramına nedense.

Peki, bu ilaç her hastaya yarıyor mu? Zamanla unutuluyor mu o anılar?

Bence hayır, zinhar hayır…

Zaman terbiye ediyor. Terbiye olunmuş insanla, olmadan önceki hali arasında bir uçurum oluşuyor.

Çok da değişiklikte olmayabiliyor kişinin yaşına göre. Burada önemli olan sabırdır.

Zamana bırakmak herkesin kabul etmese de yaptığı şeydir. Zamana bırakmak insanı belki daha güçlü yapar. Zamanla inatlaşmak gibi boşa bir çaba.

Derler ki her zaman baş edemediklerinizi zamana bırakın, bir şeyler değişecektir…

Değişmezse, geçmezse hep acı çekilir. Zaten de birçoğumuz da bunu çekiyoruz.

Acıyı kabullenmek, ona karşı direnmemek; kalbimizin çarpmak istediği şiddette çarpmasına izin vermek büyük ehemmiyet taşıyor bu süreçte.

Çünkü duygulara karşı koymak, gerçeğe karşı koymakla eş anlamlı. Acıdan kaçmak ise, ayrılıktan kaçmaktır esasında…

 

Evet şimdi bir bakalım; sizce zaman her şeyin ilacı mıdır?..

Zaman ilerledikçe her şeyin daha güzel olacağına inanıyor musunuz?..

Evet zaman her şeyin ilacıdır denir denmesine ama her şey daha güzel olur mu?..

Bilinmez… Orası muamma… Onun garantisi yok… O ilacın iyileştirdiği de görülmemiş.

İçin için kemirir durur. Ya da eski bir barakanın tahta tavanından, salkım saçak tutunan örümcek ağları gibi sarar bedenini, ruhunu boğar… Yalnızlığın pamuk ipliğine tutunmaya çalışarak yaşar gider bir süre, bu süre ise pamuk ipliği kopuncaya kadardır..

 

Peki, ne için?.. Zaman her sıkıntının ilacıdır denmiş o zaman…

Yeniden sevebilmek için mi, unutmak için mi, yoksa aynı hataları yeniden tekrarlamak için mi?..

İnsan yaptığı hatalardan ders almıyorsa, kaseti yeni baştan, başa sarıp her şeye yeniden başlamak mümkün mü?..

Yaşam bu mudur? Sürekli kendini tekrar etmek gibi…

Ya da gerçekten zaman ilaç mıdır çekilen her sıkıntıya?..

Bu ilacın yan etkileri yok mu peki?..

Zamana bırakıp kadere teslim olmak mı gerekir?..

Ama sıkıntımızın yok olması için zamanın akıp gitmesini beklemek, ömrümüzden de günlerin ayların, yılların habersizce geçip gitmesi demek değil mi?..

Bu ilacın yan etkisi de bu olsa gerek sanımca.

Zira zaman geçip gitmek bilmez, geçerken de boş geçmez, geçerken kavurur, bitirir, kamçılar belki de. Zaman insanın canını acıtacağı kadar acıttıktan sonra her şey alışkanlığa döner aslında.

O yüzden hiçbir şeyi iyileştirmez. Sonuçta ne olursa olsun insan acıya alışır, alışıyor, yada alıştırılıyor. Ve Allah’ım başka acı verme şu kuluna deniyor denmesine ama acılar sırada bekliyor… Bir gelen acı bir giden acıyı mumla arattırıyor.

 

Birde denilir ki; zaman en iyi merhem çekilen acılara. Yarası kabuk bağlanmamış kesikler sızım sızım sızlarken ruhunda, her şeyi zamana bırakırsın ya, bilirsin ki o acı elbet azalacak, zamanın iyileştirici etkisi ile üzeri küllerle kaplanacak, sonra yerini hiç bilmediğin yeni yaralara bırakacak.

Ve gün gelir fark edersin ki artık bu acı katlanılmayacak kadar değildir.

İyileştim sanırsınız. Taa ki tekrar eşeleyinceye kadar.

 

Ve işte bir gün, beklemediğin, ummadığın bir anda, bir rüzgâr eser tozu dumana katarak bir gelir ki üzerine, ne o küller kalmıştır ne de o yaranın kabuğu. Yine kanar usulca yaraların kendi kendine. Anlarsın ki, geçen yıllara inat, için için kanamaya devam etmiştir. Zaman sadece en güzel doğal örtüsünü üzerine örtmüştür yavaşça, sen fark etmemişsindir bile…

Zaman o an ki acının ilacı olabilir belki ama o acıları da insan kendisi getirmiyor mu yaşamına?

Bu acıları çekerken geçecek olan zaman da başlı başına bir sıkıntı olmayacak mı? Sıkıntının hafiflemesi için zamanın geçmesi beklenirken yüreğimizdeki açılan çukurlara neler dolacak bundan sonra?

 

Hepimiz kaybettiğimiz ya da ulaşamadığımız her şey için zamanı suçlarız. Oysa biliriz ki; zaman konuşsa, hepimiz utanırız…

Bana sorarsanız; ‘Zaman her şeye ilaçtır’ sözü koca bir yalan, kocaman, devasa bir çaresizlik sözüdür.

Bir çaresiz kalışın ifadesi ve kendini teselli etmekten ileriye geçmez. Yapacak bir şey kalmadığında, elinden gelen bir şey olmadığında çaresizce söylenecek tek şeydir.

Hızla akıp giden, bir hoşçakal bile demeden, sadece izlerini bırakıp da geriye bile dönüp bakmayan zaman var ya, hani miras yediler gibi gözünün yaşına bakmadan harcadığımız yaşamımızda kaybedilen zaman, evet işte o, onun bir saniyesi bile geri getirilemez. Onu ancak Rabbimiz sağlar..

İnsan yaşadıklarıyla yüzleşmeli bence. Geçmiş hatalardan dersler çıkartarak her yeni güne yeni pencereler açmayı bilmek ve güne o yeni pencereden bakmak gerek. Yalnız pencerenin camında ki kirleri silmeyi unutmayalım…

Acısıyla tatlısıyla yaşanılan her anı bizim için bir artı değerdir bilinir ve düşünülürse. Bunu başaran da şu ilaç dedikleri zaman mıdır?.. Taşları bile eskiten zaman, geçer gider üzerinden ama tsunami geçmiş gibi tortuları kalır anıların.

 

Zaman her şeyin ilacı olsaydı eczanelerde satılırdı. Kandırmayalım birbirimizi dostlar. O zaman ben her gün bir doz alırdım, o günlük zamanın acıları dinerdi bedenimden…

Yan etkileri ne olurdu yine meçhul… Onu da zaman gösterecek herhalde-))

 

Bu hastalığın tek bir çaresi var koşulsuz sevmek; tıpkı atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanı karşılıksız sevdiğimiz gibi.

Biliyorsunuz ki bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…

İşte bizde karşılıksız her bir insanı her bir yaratılmışı, çiçeği böceği Vatanımız gibi karşılıksız seversek bizimdir.

Siz karşılıksız sevdikçe karşılığında sevgi gelir. Ve sevgi çoğalır nadide bir çiçek gibi açar gönüllerde her sabah…

İnsan bir ecelini, bir de kaderini bilmezmiş… Ama yaşarken bilinen tek şey var: “S E V G İ”… Onun da kıymetini maalesef birçoğumuz nedense bilmeyiz… Hatırlamalıyız Rabbim kulunu yaratırken hamuruna bir cimdik sevgi üflemiş ve yaşat, çoğalta bunu ya kulum demiş…

 

Hayatı sevin, zaman kaybetmeden sevin, henüz vakit varken sevin… Sevin çünkü hayat sevince, sevilince güzel… Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin… Ve diyorum ki; anılmak gönül dağlarındaki gül kadar güzelse, unutulmak hüzün dağlarındaki diken kadar acıdır…

Sizlere bir demet gülün içine koyduğum sevgimden, beyaz güvercinlerle yüreklerinize gönderiyorum.Lütfen kabul buyurunuz can dostlarım…

Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım…’ Bugün ve bundan sonraki her gün, farkındalıkla dünyaya bakmanız dileğiyle…

Atalarımızdan emanet aldığımız bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Her anını mutlu, umutlu, sağlıklı ve muhteşem geçirmenizi dilediğim bir Cumartesi gününüz olsun… Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun, gecenizden doğan sabahınıza selam olsun… Hoş kalın, hoşça kalın ve sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, yeniden görüşmek ümidiyle…

 

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: ilaçkalemsevgiyazarzaman
Önceki Yazı

Gökkuşağı Gibi Öğrenciler Renk Körü Öğretmenlere Emanet Edilmesin

Sonraki Yazı

Gezelim Görelim

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Gece Gece Kiraz
Edebiyat

Hava Durumu

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Gezelim Görelim

Gezelim Görelim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap