Bindiğim EfeTur adlı bir otobüstü. Sürücülerin dikkatli araç kullanışları, hostların mükemmel servislerinden her yolcuğuğumda memnun olduğum için aynı otobüs şirketi ile yolculuğu seçmiştim.
Otobüsümüz Karagül Dinlenme Tesislerine geldiğimizde uyku sersemliği hala üzerimdeydi. Yine de üzerime montumu alıp çıkmıştım.
Arkamdaki yolcu telefonunu bir kaç kez kullanması tam bir tiyatroydu.
Mola verdiğimiz tesisteki alışveriş bölümünde biraz gözlerimi gezdirdikten sonra otobüsüme doğru ilerledim.
Allah Allah, ne çok Efetur otobüsü vardı!
Hangisi benim bindiğim otobüstü?
Haydaa!
Şimdi hepsini tek tek kontrol mü edecektim?
Keşke plakasını alsaydım.
9 numaralı tek kişilik koltuk, hepsinde vardı.
Öylesine şaşkın dururken, cömert hostumuzu tanıdım. O da hızlı hızlı ilerliyordu. Onu takip edince otobüsümüzü de bulacaktım.
Neyse ki, tahminim doğru çıkmıştı. Ben de koltuğuma geçip oturdum.
Mola süremiz bitince, yolcular da yerlerine oturduklarında otobüsümüz hareket etti.
Bursa’ya vardığımızda biraz uyumuşum ki, bağıran bir kadın sesiyle uyandım.
Ne oluyor diye sesin geldiği yere doğru başımı çevirdim.
Kadın “eyvah eyvah!” diyor,
“Ben İstanbul yönüne değil İzmir yönüne gidecektim.” Diye ağlıyordu.
Belli ki yanlış otobüse binmişti.
Emine Pişiren/ Kocaeli






















Evet yapabiliyoruz maalesef. Oysa şimdi herkesin cebinde AKILLI telefonlar var. Bizde olmayanı onlar tamamlıyor! Tek tuşta plaka cebinizde!