Yormayın çiftçiyi, varmayın üzerine, soğan ve patatesini satmayıp depoluyor diye şüphe etmeyin ondan. Hayatının her alanında soğan ve patatesle mi yoğruluyor.
Buna göre çiftçi suçlu mu? Yoksa toprağını mı? sürmedi.
Ata tohumu, dedi, yasak dediniz. İsrail tohumu dedi, ağzınız kulağınıza vardı. Aldı ekti ve ikinci yıl tohum boş çıktı. Tohum çimlenmedi ve çiftçi çektiği zorlukla kaldı. Ata tohumuna koştu bulabildiği kadar ekmeye çalıştı.
Yormayın çiftçiyi, koymayın yalnız. Ürettiğini pazarlamasına yardımcı olun. Aldatmayın, pazara götürün, yardımcı olun ve bırakın satsın malını.
Çiftçiye hoş görülü davranın, elleri çatlamış, derisi kırışmış ve başında saç kalmamış garibanın. Toprağının başında istiklal savaşına katılmış efeler gibi ekininin zamansız sararmasına bakıyor. Karnı aç bir parça ekmek bekliyor. Kimseyi kırmamış ve ürünlerinin satılmamasına akıl erdirememiş. Ayrıca ucuza gitmesine yorum getirememiş. Çiftçi kocamış, bir taraftan da korana, böylece sararmanın adı korona, olsa gerek.
Yormayın çiftçimi dedi, muhtar. Ürettiğini bile satamıyor. Moralimiz sıfırda seyrediyor. Bittiğimizin fotoğrafı, buna karşılık; “paramız var ithal ediyoruz,” diye gururlanıyorlar.
Bir türlü yöneticilere ulaşamıyoruz. Ulaşsak da konuşturmuyorlar. Alıp heybemizi dönüyoruz. Tahıl ambarı olan ülkemizi buğdayın peşine süründürüyoruz. Hedef gemi boğaza geldi hücum, görmeye.
Bedenen ve ruhen çeşitli etkenlerle karşılaşan çiftçi, yapılana suskun, kalmak zorunda. Bu gidişle kendini betonda sürünür halde bulacaktır. Sürünmemenin yolu, toprağın tanınmasından geçer. Toprağı tanımazsan o da seni tanımaz.
Çiftçinin akla uygun hareketini baltalamamalı, ona karşı daha yapıcı olmalıyız. Ekiminde ve biçiminde, yardımcı olmalıyız. Huzurlu olması için elimizden geleni yapmalıyız. Toprağında eli patlayanı, kibirli ve kendini bilmezlerden uzak tutmalıyız.
Kendi bildiği gibi mücadele eden çiftçi ve köylünün, geldiği yer belliydi.
İdare etmesini bilen çiftçi yarınlarının daha iyi olmasını ararsa da yöneticileri aşamıyordu. Yöneticilerin yaptıklarını, beyinlerinde acı bir anı olarak saklayan çiftçi, kendini kurtarmanın yolunu bulacaktır.
Çiftçi hiçbir zaman oyun içerisine girmez. Manalı hareket etmez. Ürettiğini satar ve geçimine bakar. Bundan sonra da kimseye hesap vermez.
Fiyatlar artmış, enflasyon yükselmiştir. Yapılacak olan, hiçbir şeyin gerçekleşmemesidir.
Sonuç olarak çiftçi bu kadar yıldır, böyle bir düzen görmemiştir.
Hasan TANRIVERDİ