Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Harika UFUK

Yolumu Aydınlatan Meşale Muzaffer İzgü

Harika UFUK Yazar Harika UFUK
19 Ekim 2017
Harika UFUK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Çocukluğumdan beri okumaya meraklıyımdır. Evimizde babamın kişisel kitaplığının yanı sıra bir de kardeşlerimle faydalandığımız hepimizin ortak malı kitaplığımız vardı. Şanslı bir çocuktum bu açıdan. Elimi attığımda ulaşabileceğim uzaklıktaydı okuyacağım kitaplar… Kitaplığımızda okumadığım kitap kalmamıştı. Evimize günlük birkaç gazete girerdi ve bir de akşam babamın işten dönerken de vapurda okuyup bitirdiği Akşam gazetesi… Çocuk aklımla o gazetenin hep akşam çıktığını düşünürdüm. Haklıydım da gazeteyi akşam babam getiriyordu, üstelik gazetenin adı da Akşam Gazetesi idi. Haftalık dergiler de vardı abonesi olduğumuz…  Hayat Mecmuası, Ses Mecmuası demirbaş olmak üzere gençlik yıllarına adım atarken bizim için alınan Hey Dergisi…

Çocukluk yıllarımızda file ve kese kâğıdı vardı bugünkü naylon poşetler yerine. Satıcılar aldıklarımızı bazen paketlemeden elimize tutuştururlardı bazen de gazete kâğıdına sararak verirlerdi. Kasap kâğıdı kalın ve yağlı bir kâğıttı. Eti önce bu kalın kâğıda, sonrasında da yine gazeteye sararlardı. Eve gelir gelmez ilk işim o gazeteyi okumak olurdu. Hangi gazete olduğu veya tarihinin eskiliği umurumda bile değildi.

İlkokul 5. Sınıfa geçtiğim yılın yazında İstanbul’dan Adana’ya taşındık. Babamın tayin isteği üzerine kendi ilimize, kendi evimize yerleştik. Biz İstanbul’dayken Adana’da kirada olan o zamanlar genişçe bir bahçe içinde tek katlı evimiz vardı.  Dönüşte kiracımız çıkmıştı, biz de İstanbul’daki kira evlerinden sonra kendi evimizde yeni bir hayata adım atmanın mutluluğunu yaşadık.

Komşularımız çok iyi insanlardı. Evimiz üç yol ağzındaydı. Soldaki köşede Bakkal Hakkı Amca, sağdaki köşede ise Nimet Abla otururdu. Nimet Abla, Hacer Teyze’nin kiracısıydı. Küçük bir avlu içinde bir göz oda, mutfak ve banyo- tuvaletten oluşan o güne kadar gördüğüm en küçük evdi bu. Nimet Abla’nın kocası Celal Ağabey, uzun yol şoförüydü. O küçücük evde büfeden bozma bir kitaplığı vardı. İçinde onlarca kitap… Herkes büfede kahve takımlarını, limonata bardaklarını sergilerken Nimet Abla onları mutfağa taşımıştı, evin küçük büfesini Celal Ağabey de kitaplık yapmıştı. Zaten odada iki kişilik bir karyola, çocuk beşiği, büfe, yer minderleri ve bir köşede eski bir tahta sandığın üstünde oluşturulmuş yüklük vardı. Yüklükte yataklar, çarşaflar, yorganlar, battaniyeler…  Gece çocuklar için yer yatağı serilirdi, sabah toplanırdı. Küçük bebek Mustafa da tahta bir beşikte uyurdu.

Onlarla tanışmamız benim için çok önemlidir. Evdeki bütün kitapları okuduğum için artık onların mini kitaplığına abone olmuştum. O kitaplıktan ilk okuduğum eser ise belki de bugünkü hayat görüşümün ilk temellerini atan “Gecekondu” adlı kitaptı. Bu kitabı defalarca okudum, okuttum. Annem, babam, kardeşlerim hepimiz ayrı ayrı okuduk. Bu da yetmezmiş gibi gelen konuklarımıza da okuyordum. Muzaffer İzgü ile ilk tanışmamdı bu. Nimet Abla’dan hep Muzaffer İzgü kitaplarından istiyordum. Allah’tan Celal Ağabey de Muzaffer İzgü hayranıydı. Kısa zamanda onların kitaplığında da okumadığım bir kitap bile kalmamıştı. Artık ben de Muzaffer İzgü hayranı olmuştum. Öğrencilik yıllarımda başlayan bu hayranlık öğretmenliğim döneminde de devam etti. Öğrencilerim de çok sevdiler onu, çocuklarım da…

Muzaffer İzgü,  İzmir’de yaşamasına karşın Adana ile irtibatını hiç kesmemiştir. Rahmetli Ahmet Tolu’nun Çukurova Edebiyatçılar Derneği Başkanı olduğu dönemde İzgü’nün onuruna Devlet Su İşleri Tesisleri’nde bir yemek verilmişti. O zaman kendisini daha yakından tanıma olanağım oldu. Ertesi gün çok değerli şair, yazar, gazeteci arkadaşım Tuncay Dağlı ve edebiyatsever bir arkadaşımızla onu kaldığı otelden almıştık. Tuncay Dağlı, onunla röportaj yapacaktı. Adana’da çok akrabasının olduğunu fakat otelde kalmasının daha uygun olduğunu anlattı laf arasında. Zaten yeğeninin oğlu ile kızım Atatürk İlköğretim Okulu’ndan sınıf arkadaşıydılar.

İzgü’yü kaldığı Sürmeli Oteli’nden alarak bir arkadaşımıza ait özel otomobille eski Adana’yı gezmeye başladık. Eski Vilayet tarafında Tarım İl Müdürlüğü Lojmanları’nın karşı sokağına girdik. Oradaki evlerden birini işaret ederek: “Eskiden bizim evimiz burada idi. O yıllarda Adana’yı sık sık sel basardı. Yine bir sel baskını tehdidinde şu evin olduğu yerde iki katlı yüksek bir ev vardı. Herkes o evde toplanmıştı.” dedi. Seyhan Barajı yapıldıktan sonra Adana büyük ölçüde selden kurtulmuştu. İlkokula başlamadığım yıllarda da “Sel gelecekmiş. Barajdaki su seviyesi iyice yükselmiş.” Lafları ortalıkta dolaşırdı. Hatırladığım kadarıyla 1980’de Adana’yı sel basmıştı. Gerçi bu kış da çukurda kalan semtleri yine etkileyen seller yaşandı. Adana’nın, Adanalının bitmeyen çilesidir bu… Hatta uzun yıllar öğretmenlik yaptığım okulda sel seviyesini gösteren bir levha asılıydı duvarda ve öğrencilerin boyuna yaklaşıyordu bu işaretli yer.  Tarihî Kız Lisesi binasında sel seviyesini gösteren tabelada tarihini hatırlayamadığım felaketin izi belki de Muzaffer İzgü’nün sözünü ettiği sele aittir.

Anlattıkları hepimizi hüzünlendirdi. Türkocağı Mahallesi’nden ayrılarak Hürriyet Mahallesi’ne doğru direksiyon çevirdi arkadaşımız. Dar sokaklardan geçerek İzgü’nün işaret ettiği bir gecekondunun önünde durduk. Hepimiz meraklı gözlerle etrafı incelerken İzgü bizi akrabalarıyla tanıştırdı. Bana dönerek: “İşte Gecekondu’daki kahramanlarım Sabahat ve oğlu Asaf…”  dedi.  Şaşkınlık içindeydim; çünkü ömrümde ilk kez okuduğum eserin kahramanlarını görmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyordum. Yıllarca kitaptan bazı bölümleri replik gibi ezberleyen ben şaşkınlığın doruğuna ulaşmıştım. O anın güzelliğini ailemle özellikle annem ve babamla birlikte yaşamak isterdim. Gözümün önünde rahmetli annem ve babam canlanınca bu kez buruklaştım. Gecekondu’nun kahramanları gülümseyerek bize bakıyorlardı. O ara Asaf sigara istedi İzgü’den. Muzaffer İzgü ona bir miktar para verdi, Asaf sigara alıp geldi. Kitapta Asaf küçüktü, her gece altını ıslatan ve ertesi gün annesinin söylene söylene yıkadığı iç çamaşırları dama asılan Asaf kırklı yaşlarda kocaman bir adamdı. İzgü onlarla kısa bir sohbet ettikten sonra oradan ayrıldık. Gecekondu romanında sözünü ettiği kahramanlarla el sıkışmak geçmişten geleceğe, gelecekten geçmişe yolculuk gibi bir sarsıntı yaratmıştı ruhumda… Köşeyi döndüğümüzde demir kapılı bir gecekonduyu işaret ederek: “ Burası ‘Zıkkımın Kökü’ adlı romanımın yaşandığı ev…” dedi.

Oradan Tarihî Taş Köprü önüne gelmiştik. İlk gençlik yıllarında 25 kuruşa bu köprüden atlayış yaptığını anlattı.

Eski Adana gezimiz Dostlar Tiyatrosu’nu ziyaretle devam etti. Yıllardır İzgü’nün oyunlarını sahneye koyan oyuncular yazarla tanışmanın ve yazarı tiyatrolarında görmenin mutluluğu içindeydiler. Birlikte hatıra fotoğrafları çektirdik. O fotoğraf Milliyet gazetesinde tiyatroyu ziyaret haberiyle yayınlandı. Tuncay Dağlı da yine aynı gazetede tam sayfa olarak röportajını yayınladı. En çok üzüldüğüm bunları o zaman yazmamam oldu. Yıllar geçtikçe hafızamın bu kadar zayıflayacağı aklıma bile gelmemişti o zamanlar… Çinlilerin bir atasözü vardır: “En soluk mürekkep en iyi hafızadan iyidir.” Keşke not defterime birkaç satır karalamış olsaydım!

Muzaffer İzgü Adana Tüyap Kitap Fuarı’na hemen her yıl katıldı. Sadece bir yıl eşinin rahatsızlığı nedeniyle katılamayacağı söylendi. Hem eşinin rahatsızlığına üzüldüm hem de onu göremeyeceğime…  Kitap Fuarına her gelişinde yanına uğradım, sohbetlerimiz oldu. Kitaplarımı imzaladım, bendeki kitaplarını ona imzalattım. Birlikte çok fotoğrafımız vardır. 2009’da fotoğraf çektirirken yanında ciddi ciddi durmamdan hoşlanmamıştı. “Sarılsana!” demişti. Kahkahalarla yeniden fotoğraf çektirmiştik.

10-15 Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlenen Çukurova 5. Tüyap Kitap Fuarında ona ait daktilo ve gözlük özel bir camekânda koruma altına alınarak sergilendi. Yine aynı fuarda Yaşar Kemal’e ait daktilo ve bazı özel eşyalar da ayrı bir camekânda idi. Birlikte gidip baktık, beğendi, çok mutlu oldu. Dönüşte benim bulunduğum standa uğradı, ona “Güz İkindisi” adlı şiir kitabımı imzalayarak hediye ettim.

Muzaffer İzgü’nün sevecen ve mütevazı bir insan olması öteden beri çok hoşuma gitmiştir. Bazı yazarlar, şairler eserlerinde halktan biriymiş gibi görünmeye çalışırlar ama gerçek hayatta halka tepeden bakarlar. İzgü, zirvede de olsa yine halkla iç içe ve halktan biridir. Bu nedenle ona olan saygım onu tanıdıkça artmaktadır.

İzgü’nün benim hayata bakış açımı oluşturmakta, belki de edebiyatla ilgilenmeme hatta Türkçe- Edebiyat öğretmeni olmamda büyük payı vardır. Söylem gibi değerli bir derginin bu sayısını İzgü’ye ayırmış olması mutluluğumu ikiyle çarpmıştır. Sevdiğim bir yazarla yazı kurulunda görev yaptığım bu derginin Muzaffer İzgü Özel Sayısı’nda bu büyük yazarla ilgili anılarımın tazelenmesine vesile olduğu için Mehmet Çetinkaya’ya çok teşekkür ediyorum.

Paylaş
Önceki Yazı

500. Yazımız: Çerezleme…

Sonraki Yazı

Mikrodalga İle Beyin Kontrolü

Harika UFUK

Harika UFUK

İlişkili Yazılar

Gerçek Aşk
Edebiyat

Gerçek Aşk

11 Şubat 2025
5k
Doğuştan Şair Milletiz
Edebiyat

Doğuştan Şair Milletiz

10 Şubat 2025
5k
Adana Tren İstasyonu
Anı / Günce

Adana Tren İstasyonu

08 Şubat 2025
5k
Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün
Anma

Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün

07 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

Mikrodalga İle Beyin Kontrolü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap