Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ülkü TAŞLIOVA

Yirmi Sekiz Karanfil

Ülkü TAŞLIOVA Yazar Ülkü TAŞLIOVA
21 Mayıs 2019
Ülkü TAŞLIOVA
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sokağa çıkmak üzereyken birden kapı açıldı, avluya babam girdi. Bu saatte geleceğini beklemiyordum. Çok erken gitmiş olmalı ki omuzları düşmüş, beli eğilmiş, avurtları çökmüş. Bizden saklamaya çalıştığı bakışları kederden yorgun düşmüş. İnce ruhu böyle zamanlarda onu tuhaf bir derinliğe sürüklüyor. Sabırlı suskunluğu annemi kızdırsa da, bende her zaman hayranlık duygusu uyandırır. Talihin açtığı bu yara bizim hayatımızda durmadan kanıyor olsa da, babamın bu acı karşısında güçlü duruşunun etkisi yinede hepimizin üzerindeydi. Yoksa nasıl dayanırdık.

Her konu açıldığında arkadaşı Veysel Bey “Başka milletler bir sıkıntı çekerken feryatları bin çıktı, biz bin sıkıntı çekerken feryadımız bir çıkmadı.” dediğinde “Bizi tüketmeye güçleri yetmez. Korktukları için çok ses çıkarıyorlar.” diyor. Bu fikirlerinin arkasında öyle çok şey yatıyor ki kimse ne bir söz söyleyebiliyor, nede bir soru sorabiliyor. Onu tanıyan bilen herkesin yüreği de aynı ölçüde sızlıyor, içleri intikam duygusuyla doluyor. O ise sükûnetini koruyor. Hayatı sevdirdiği gibi neredeyse ölümü de sevdirecek bize.

Birkaç adım attığımız taş avluda babam birden bana dönerek kısık sesle “Bu yağmurda nereye gidiyordun, neden geri döndün kızım?” dedi. “Çiçekçiye, kırmızı beyaz karanfil sipariş etmiştim onları alacaktım.” dediğimde gözleri buğulandı, sakalına yuvarlanan birkaç damlayı saklamak istedi. Bakışlarını uzaklara çevirerek “Yirmi sekiz tane mi alacaksın?” dedi. Ağzında dili, dilinde kelimeleri titriyordu. Benimse boğazımda düğümlenen sözlerim nefesimi kesti. Ne cevap verebildim, ne de cesaret edip yüzüne bakabildim. Koşar adımlarla avludan çıktım. Sepeleyen yağmur altında gözyaşlarımla bir olup, hatıralara yürüyordum sanki.

Cam kapıyı aralayarak içeri girdiğimde çiçekçi “On dört kırmızı, on dört beyaz karanfili hazırladım Dilek Hanım. Şu iki tanesini de benim için götürür müsün? Doğduğu gün mübarek olsun. Minnettarım.” diyerek benim konuşmama fırsat vermeden buketleri bana uzattı. İyi insanların böyle zamanlarda acılarımıza ilaç olduğunu bilsem de, çiçekçinin merhem gibi sözlerine karşılık verecek gücüm yoktu. İnsan denilen muammayı çözmek ne mümkün, kimi derttir, kimi derde deva. Parasını öderken ettiği duaya başımla selam verip, bir an önce hatıralar vadisinde yol almaya devam etmek istiyordum.

Göğsüme bastırdığım karanfillerle yağmur altında ona doğru yürürken doğduğu günü düşündüm. Sonbaharın son günleriydi ve yine böyle sağanak altındaydı her yer. Kömür sobasıyla ısınan evimizde huzurlu bir heyecan vardı.  Teyzem benimle oyun oynarken annem kucağında mavi battaniyeye sarılı kırmızı buruşuk bir bebekle içeri girmişti. Babamın elinde birkaç parça eşya ve kocaman mutluluk dolmuştu küçük evimize. Ardından uykusuz geceler başlamıştı. Bir anda abla olduğuma sevinsem de, bütün ilginin ona yönelmesine kızıyordum. Neredeyse tamamen unutulduğum hissine kapılmıştım. Herkesin uyuduğu bir gece onu pencereden atarak kurtulmayı bile hayal etmiştim. Oysa şimdi…

Şimdi düşünüyorum da böyle insanlar toplumun yüz akları ve değerli çocuklarıdır.  Hayatları kadar ölümleri de değerlidir. Böyle değerleri erken yaşta bağrında saklayan toprak kederlimidir? Yoksa sevinçli mi? İçimde dinmeyen derin bir sızı var şimdi.

Hayat ve ölüm…

Aramızda beş yaş vardı. Ben ilkokulu bitirene kadar okul yolunda el ele yürüdük hep. O küçücük elleri elimde büyüyüverdi bir gün. Lise çağlarında bilgece bir asalete ulaşmış, boyu da çınar gibi uzamıştı. Bense ancak koltuğunun hizasına gelebilmiştim.  Yatılı olarak okuduğu okulu tatile girdiğinde eve gelebiliyordu. Bizi ilk kez beraber görenler onu ağabeyim sanıyordu. Bizde gerçeği söylemez, gülüşüp dururduk bu yorumlara. İkimiz kardeşliği en güzel haliyle yaşıyorduk. İnsan ruhunun çılgınlığı gençlikte bir başka olur ya, bizde ara sıra çılgınlık yapardık. Yağmur yağdığında sebepsiz kendimizi sokağa atar, sırılsıklam olana kadar yürürdük. Annemin sitemini saygıyla dinler, ardından hapşırma taklidi yapardık.

Annem…

Acıyı, kederi ruhunda derin yaşayan annem… Ne halini ifade edebiliyor, ne de acısını dindirebiliyor. “Çınardan düşen yaprak gibi, genç yaşında bağrımdan koptu gitti.” der derin düşüncelere daldığı anlarda. Şimdi onun yanında sessiz hasret gideriyordur. Babam onları baş başa bırakır gelir her defasında. Neler konuşur, neler yaşar kimse bilmez, bilemez. Kabir kitabesinde ki rütbeli resmini eğilip okşuyor, ıslak güllerini kokuluyor, öpüyordur buz gibi yüzünden. Gönlü hasret, gözleri yaştır annemin şimdi.

Hainlerin ihanette oldukları o gece olmaz olsaydı. Annemin derin uykudan “Alpaslan’ nı vurdular” diyerek çığlıkla uyandığı, evin içinde gecelikle deli gibi döndüğü o gece olmaz olaydı. Vatanı kana bulayan, anaları, babaları, kardeşleri ateşlere atan hainler olmaz olsaydı. Kapımıza gelen askeri araç ve açılan bayrak bağrımızda sönmeyecek olan ateşi, o gecenin sabahında yaktı.

Kaç yıl geçti aradan? Onsuz kaç yıl?  Ne acımız dindi, ne de gölümüzde ki yangınımız söndü. Bu gün Alpaslan’ ın yirmi sekizinci yaşı. Bir daha asla büyüyemeyeceği yirmi sekizinci yaşı… Annemin gözyaşlarını boncuk boncuk mezarına döktüğü, hasretiyle yandığı gün…

Annemin yanına vardığımda göz göze geldik. Bakışlarını tekrar ayetlere çevirerek okumaya devam etti. Kucağımdaki karanfilleri kenarları mermer kabrinin üzerine dizdim. Kitabesindeki fotoğrafından öperken “Ad günün mübarek olsun kardeşim, seninle gurur duyuyorum komutanım.” diyerek annemin yanına yere çöküp başımı omzuna yasladım. Gözlerimi kapadım makamla okuduğu kuranı kerim yüreğime işlerken Alparslan’ ın da bizle birlikte âmin dediğini hissettim. Gökyüzünden süzülen damlalar merhamet eder gibi gözyaşlarımızı gizledi.

Paylaş
Etiketler: Acıyıderin yaşayan annemKaç yıl geçti aradankederiOnsuz kaç yılruhunda
Önceki Yazı

Sadaka Ateşi Eriten, Söndüren Kalkandır

Sonraki Yazı

Dinçer Sezgin’e Mektuplar..

Ülkü TAŞLIOVA

Ülkü TAŞLIOVA

İlişkili Yazılar

Kervan
Edebiyat

Kervan

04 Aralık 2023
5k
Ben Büyüttüm Seni
Şiir

Ben Büyüttüm Seni

04 Kasım 2023
5k
Hiç
Öykü Tefrikaları

Hiç

26 Ekim 2023
5k
Damgalı Deli Çoban
Öykü Tefrikaları

Damgalı Deli Çoban

06 Ekim 2023
5k
Sonraki Yazı

Dinçer Sezgin'e Mektuplar..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap