Vaktiyle bizim köyde bir birine komşu iki hane vardı. Ama bu hanelerde yıldızları hiç barışmayan gururlarının esiri iki babayiğit vardı.
Bir gün çocuklar aralarında kavga eder.
Babaanne oğlunu çağırır.
-Oğlum git komşuya söyle çocuklarına mukayyet olsunlar.
-Tamam ana.
Gider der, ama komşunun delikanlısı gurur yapar “sen nasıl bizim kapıya gelir de bu şekilde konuşmaya cesaret edersin” diyerek onu dışarı çıkar çıkmaz ayaklarından vurur.
Öbürü de çıkarır barabelli tabancayı erik ağacının arkasındaki delikanlıya ateş eder onu göğüs boşluğundan vurur ama ikisi de ölmez. İş mahkemeye düşer.
Babaanne hakime:
-Olayı olduğu gibi anlatırım kim nasıl ceza yerse yesin o beni ilgilendirmez.
Anlatır, sonunda hakim kararı açıklar. Komşudaki delikanlıya iki yıl, baba annenin oğluna yedi yıl verir.
Bu sefer Babaanne dayanamaz:
-Hakim bey bunlar aynı suçu işlediler biri iki yıl öbürü yedi yıl yedi bu nasıl oluyor?
-Kanun böyle, evinin önünde vurdu onu, onun için cezası fazla.
-Tabi ki orada vuracaktı onu, kendi evine getirip vurması kalleşlik olmaz mıydı?
Deyince mahkeme salonun da “Babaanne” haklı dercesine gülüşmeler olur!
Bu sefer hakim mahkemeye iki saat ara verir. Yeni kararı açıklar.
Hakim, Delikanlıya bir yıl Babaannenin oğluna iki yıl verir. Yattıklarıyla
çıkarlar ve beraat ederler.
Yusuf YILMAZ





















