İnsan ve toplum yaşamında sevgi,
Bir yaşam kaynağıdır.
İlgiyle büyür,
Özgürlükle gelişir. Ötelenmeye gelmez.
Bastırılması durumunda kişinin yaratıcılığını engellediği gibi ruhsal ve bedensel arızaların oluşmasında ortam sağlar.
Sevginin doğal gelişimi saygı ve empatinin de doğal gelişimi demektir.
Paylaşıldıkça büyüyen, büyüdükçe öğrenilen sevgiye, her şeyden daha fazla ihtiyaç vardır.
Ekonomik kazanımlarımızı her zaman herkesle paylaşmayabiliriz,
Ama sevginin ve bilginin her daim paylaşılmasından daha faydalı ne olabilir ki?
Nasıl ki doğal yaşamda yetersiz beslenme, uykusuzluk, yorgunluk gibi etmenler bağışıklık sistemini zaafa uğratıp, organizmanın hastalanmasına ve hatta mevcut hastalıkların yanında yeni sorunların oluşmasına neden olursa,
Toplumsal mücadelede ve sivil toplumun örgütlenmesinde ve dayanışma ve yardımlaşma ruhunun yaratılmasında da sevgi eksikliği;
Başarısızlığın, üretimsizliğin ve
Disiplinsizliğin kaynağı olur.
Sevgi aşağılanmayan, şımartılmayan bir kişilik yaratır ki buda başarıyı getirir.
Başarıda amaç mutlak kazanmak olmasa da görev bilincinin ve sorumluk duygusunun motivasyonudur.
Bilgi ve deneyim sevgiyle örüldüğünde cesaret ve özgüven artacak;
Hak, hukuk ve adalet yolunda kişiye ve
Mücadeleye itibar kazandıracaktır.
Bu dünyada paranın gücünün yetmediği tek
Şey sevgidir.
Bizim öğretimizin öğrettiği tek şey de
Sevgidir.
Başka dine inanmayız, sevgi bizim dinimizdir.


















Elbette ki üstadım, sevginin ve bilginin her zaman paylaşılması aklı ve beyni zinde kılar, kötülüklere ise gem takar.