Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M. Burhan HEDBİ

Yenilgi, Yaşam ve Ye(n)mek!

M. Burhan HEDBİ Yazar M. Burhan HEDBİ
12 Nisan 2013
M. Burhan HEDBİ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Adalet eksenli olmayan barış(lar), çirkin savaşlara gebedir… Hep kaybettiğimizde; “Ne anlamı var ki yaşamın veya yaşamanın” demekteyiz, değil mi? Oysaki işin ezber bozan cümlesi; “İnsanlar hep kazandıklarında, yaşam anlamsızlaşır.”

İnsanlar ne zaman yaşamın farkına varırlar? Veya insanlar ne zaman kendilerini ve hayatı sorgulama, yargılama erdemine ulaşırlar? Hangi birimiz bunları sorguladık?

Aslında, yaşamı tam da anlamlandıran an, o andır: Kaybettiğimiz an! Acziyetimizi hissettiğimiz an!

Evet, insanlar, kazandıkları zaman bu soruyu sorma gereği bile duymazlar. Hatırlamazlar belki de. Fakat yenildiklerinde, kaybettiklerinde!

Bir futbol maçını düşünün! Maç bittikten sonraki açıklamaları hatırlayın. Hele bir de bu maç final maçı ise. İllaki bir tarafın yenilmesi gerekir, ötekinin kazanması için.

Yenen tarafın açıklamaları ve yenilenin açıklamaları. Hangisinde sorgulama vardır bilir misiniz? İşte tam da burada “Başıboş yaratıldığınızı mı sanırsınız 75/36?” sözü ne kadar da anlam kazanır…

Kazananın psikolojisi ile kaybedenin psikolojisi!

Hiç düşündünüz mü, birilerinin isyan olarak nitelendirdiği başkaldırı/serhildan veya devrimler ne zaman başlar? Tarihe bakın… Hatta bunun için o kadar uzaklara da gitmenize gerek kalmayacaktır inanın.

“Hastalık gelmeden sıhhati değerlendirin” kültüründen gelmemize rağmen, neden hep hastalıkta sıhhatin değerini anlıyoruz? Neden hep kaybettikten sonra kaybettiklerimizin değerini anlarız? Bazı şeyler elimizdeyken neden değerini bilmez, hak ettiği kıymeti vermeyiz? Sanki yokmuş gibi davranırız. Peki, ama elimizden çıktığı zaman, neden onlar için üzülürüz?

Akıllı insanlar, çıkacakları uzun bir yolculuğun hazırlığında; her istediğini değil, sadece ihtiyaç duyacakları şeyleri yanlarına alırlar. Kimileri de yorulduğunda akla danışırlar… Bizler de yorulduğunda, sırtımızdaki kamburda taşıdıklarını ayıklamaya başlayanlardan mıyız? Bizler düşünüyor muyuz? Yoksa sadece düşünen canlılar kategorisinde miyiz?

Yani beynimiz, bacaklarımıza yenik düştüğünde mi, ancak düşünmeye ve sorgulamaya başlarız sırtımızda taşıdığımız kamburu.

Savaşı düşünün! Ama lütfen dinlenmiş ve sakin bir halde olsun bu düşünmeniz! Barış kimin aklına gelir, savaş yanı başımızda duruyorken. Ve savaşlarda kahramanlık unvanı almak varken. Ama unutmayın, herhangi bir savaşta öldürülüyor olması değil, niçin savaştığıdır kişiyi kahraman yapan!

Harekete geçmemiz için illaki yakınlarımız mı tehlikede olmalı, yalnızca yakınlarımız veya tanıdıklarımız tehlikede olduğunda mı barışa sarılmalı? Yoksa ‘Milli’ menfaatlerimiz tehlikeye girince mi, barış denilmeli? Şimdi size samimiyetle bir teklif sunuyorum; sadece yakınlarımız için değil, belki de hiç tanımadığımız/tanıyamayacağımız birileri rahat yaşasın diye; gelin bizler hep birlikte barış için “Savaşalım”, mücadele edelim.

Unutmayın, değeri geç anlaşılanlar, unutulmaz acı ve üzüntüleri beraberinde getirir. Hani bazen yanımızdakilerin değerini bilmeyiz fakat ölünce geride bıraktıkları bir mendile dahi yıllarca sarılır, öper ve ağlarız.
Ne olur geç olmadan barışın değerini bilelim. Zaten savaşlardan önce barış değil miydi halimiz? Ya savaşlardan sonraki hayalimiz? O da barış değil midir?

Hep savaşmaktan yorgun düştüğümüzde mi, savaşacak kimsemiz kalmadığında mı barışı düşünmeye başlayacağız? Yani yenildikten veya ye(n)dikten sonra mı? Peki, bu yenilgi, bu yaşananların tümüne değer mi? Yenilgilerinden ibret almışsan o yenilgi sayılmaz…  

 

Ölülerin pişmanlık duyduğu şeylerdir yaşayanların hedefledikleri. Yenilgi üzerine kurulan medeniyet ve amacı ye(n)mek olan bir yaşam! Neden hep ye(n)me psikolojisi üzerine kurgulamışız hayatımızı? Öyle bir medeniyet düşünün ki yenilen olmadıkça kazanan olmaz.

Bu nasıl bir medeniyettir?

John Fire Lame Deer,  ne kadar da güzel özetlemiş: “Beyaz kardeşlerimiz bizi uygarlaştırmak için gelmeden önce, hiç hapishanemiz yoktu. Bu yüzden aramızdan hiç serseri de çıkmazdı. Hapishane yoksa serseri de yoktur. Kapılarımızın kilidi olmazdı, bu yüzden hırsızlar da bulunmazdı. Eğer aramızdan biri; at, çadır ya da battaniye edinmeyecek kadar yoksul idiyse, bu durumda bütün bu ihtiyaçları kendisine hediye edilirdi. Özel mülkiyete çok büyük önem verecek kadar uygarlaşmamıştık. Para nedir bilmiyorduk, bu yüzden bir insanın değeri serveti ile ölçülmezdi. Yazılı hiçbir yasamız, dolayısıyla avukatlarımız ve politikacılarımız da yoktu. Bu yüzden birbirimizi aldatmak ve kazıklamak durumunda da kalmazdık. Demek ki beyaz Adam gelmeden önce çok berbat bir durumdaymışız. Bilmem ki, beyaz adamın uygar bir toplum için son derece gerekli olduğunu söylediği bu temel şeyler olmadan binlerce yıl hayatta kalmayı nasıl başara bildik.”

Evet, birkaç cümle ile gerçek, ideal toplum hayatının kuralları bu kadar güzel ifade edilir mi?

Ve bizler. Bizler de bu medeniyeti bir safha daha ileriye taşıdık ve artık kötü şeylere sebep olduğumuzda; “Takdiri İlahi” deyip işin içinden sıyrılabilen, fakat bir kazanıma sebep olunca da kendimizi yere göğe sığmayacak kadar öve bilen bir toplum olduk. İşte bu da bizim “Medeniyetimiz.” Ne olur artık adalet eksenli barış üzerine bir medeniyet kuralım…

Paylaş
Etiketler: Adalet eksenlibarışyaşam
Önceki Yazı

‘Tek Devlet’ ne Demek?

Sonraki Yazı

Eğtim İle Öğretimin Arasını Açmak (!)

M. Burhan HEDBİ

M. Burhan HEDBİ

İlişkili Yazılar

Neyimiz İslâma Göre
Din ve Ahlak

Hay”dan Gelen Ölüm

14 Kasım 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Bir Bayram Mektebi

05 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Edebiyat

Kim Konuşuyor?

01 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Sıkışmışlık

20 Mayıs 2025
5k
Sonraki Yazı

Eğtim İle Öğretimin Arasını Açmak (!)

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap