Yeni Yıla Girerken Zaman Üzerine Felsefe

Sevgili okuyanlarımız, yazanlarımız, yazarlarımız…

2015 Yılında yaşamınızda yepyeni sevgiler, mutluluklar, güzellikler dileyerek başlayalım.
Zaman nedir?
Mekan nedir, neresidir, akrep, yelkovan ne’yi bölmüş, tik-tak lar hangi sesleri çağrıştırmıştır?
İnsanlar yıllar, aylar, günler, saatler şeklinde dilim dilim bölmüşler bütünlüğü, akan zamanı, evrensel döngüleri…
Bir şair;
“Beni sevme, bütünü sev
Parçasıyım bana da yeter.” demiş..

Bizler bir büyük kozmik bütünlüğün parçaları değil miyiz?

Takvimlerin sayfaları, saatlerin döngüleri ile mi yetineceğiz?

Herşeyden bağımsız “içsel zamanlarımız” olmayacak mı?

İnsan ruhu ne kadar matemetik kaldırır?

Oran ve orantıların hesaplı “dengeleri” içinde bunalmayacak mıyız?

Aşkın saati geldiğinde, “dur, bekle, şimdi sevme zamanı değil” diyebilen bir fani var mıdır?

Dizeler yüreğinize, beyninize hücum ettiğinde, “hele bir karnımı doyurayım da sonra yazarım” diyebilir misiniz?

Zaman kendi başına akıp giden bir değişken değildir.

O bizim ürettiklerimizle ve düşünüp ortaya koyduklarımızla bağlantılıdır.

Görelidir, geri döndürülemez ama hep tasasrruf edilebilir de.
Yine bir ozan; akan zaman ne, duran zaman ne, diye sormuş.

Değişkendir,Ahmet Hamdi Tanpınar’da zaman çok ilginç ele alınmıştır.

“Biilur bir avizedir Bursa’da zaman”

“Şadırvandan akan su” dur belki.

Siz de düşünün zaman üzerine, dalıp gider insan bazen zamanın sonsuzluğuna, evrenselliğine.

“Yalan Zamanlar” mı yaşıyoruz.

“Yeni” zamanlardan söz edenler var.
“Ne güzel zamanlardı” deriz bazen eskiye özlemle..

Yeni sabahlarda güzel mutluluklar dolsun içimize, yüreğinize diyerek, bırakalım zamanın ipini hayatın bitimsiz salıncaklarına..