Ahmet TUNÇAY

Mimarı olduğunuz gerçekliğin neresinde gizli bir bilince yaklaşırsanız, bekleyin özel bir başlangıç için ay ışığı yol göstermeye niyetlenebilir size.Bazı insanlar...

Sizi ve Bizi Seviyorum insanı tamamlamaya cesaret bulan her varlığa... Zorluk mu? Açmış gül goncası sanardım yüzüm her güldüğün de,...

Salkım gibi boşluğa bırakmış kollarını, bedeninden uzanmış vazgeçiş gibi korkulu, süslemiş hayatının tuvalini fırça darbeleriyle, işlemiş aralık pencereden bakan hayal...

Uykunun yarı mahmur uyuşukluğunun etkisini, üzerinizden yorgan gibi atmaya çalıştıkça hissetmek, soğuk ürpertinin kucağında bulmak kendinizi.Bu da diğerleri gibi rüyanın...

Adam iki yudumluk şarap, kadehin neresin de olduğundan habersiz, sarhoş nefesli bir hayalci.Hayalleri arasında, dileklerini gerçek sandığı aldatılmışlığıyla kavga ediyor,...

İnsanlar bazen içinden geçenleri söyleyemezler. Koza için de ki kelebek olmaya çabalayan kurtçuk gibi sürekli faklı günlerin hayaliyle var olmayı,...

Bir su damlası deyip geçmeyin sizin için neler yapabileceğini, tahmin bile edemezsiniz, algıladığınız alışılmışın dışına çıktıysa eğer, sakin olun ağır...

Merhaba dediğin bir günden kalma yalan, ayakları çıplak yürürken kaybettiğin tekrarlanır pencerenin tam karşısında sokak ortasında bir film setinde. Gitmek...

Kalıpların bildik düzeninde geçtiğimiz patikanın sonunda ulaştığımız çıkış noktası. Cebinde kalmış yasaklarının sana önlemler yetiştirmesine direktörlük yaparken, insanlar davranışlarına inanmaz...

Samimiyetin dış yüzeyinde tutunmaya çalışan isyankar çığlıkların seslerini neden duymayız. Tutunmak nerede olduğumuzun ya da geldiğimiz yerde ki farklılığa mağlup...

Anlaşılmaz bir yarım kalış korkuyu, şefkati üfleyen karşısında kimse yok. Temkin ile sertliğin parmak uçların da yürüyen balerin adımlarına imrenmesi...

Bilmediğin bir sebepten çıktınsa dağlara neden geldin şimdi, sebebin ne olduğunu bulmadan. Ne çok sebep var ölüme yakın duran değilmi,...

Bekleyelim bakalım derken hiçbir otobüsü, vapuru, uçağı, sevginizi, sevgilinizi saniyeyle anla kaçırdığınız tamamen uzaklaştığınız olmadı mı? Olmuştur olmuştur da akla...

Ne kadar farklıydı bir zamanlar Türkiye de ilkokullu olmak, sonra benimsedik sanırım birçok dayatmayı sindirdiğimiz gibi, şimdiler de ilköğretimden başlıyor,...

Geçmişte iyi bakılsaydı hasta olurmuydu hiç! İçerden bir ses geldi bakımlı bir ağaç devraldım ben diyerek görevinin noktasını sabitledi belli...