İçindeki korkuya rağmen, karaya ayak basmak ümidiyle, kulaç attı. Kayalara tutundu ve soluklandı. Sevindi, karaya yaklaşmıştı. Kulaçlarını sıklıkla attı ve karaya çıktı. Bir yaz sabahına göre dalgaların esintisi üşümesine yetti.
Ayağında ayakkabısının biri yoktu. Ağaçların arasından yolu takip etti. İnsansız ve evsiz bir yeşil ada dedi. Yürümeye devam etti. Her yer çiçek ve meyvelerle kaplıydı. Çeşitli hayvanlara rastladı. Hiçbiri de ondan kaçmadı.
Adanın tepe kısmına çıktığında güneş iyice ısıtmaya başladı. Üzerini kurutmanın yollarını aradı. Kıyıya inmeyi düşündü. Böylece adayı kıyıdan kıyıya geçmiş olacaktı.
Aşağı inerken, meyvelikler arasındaki evleri gördü ve sevindi. Evlerden birinin kapısına gitmek istedi. Biraz bekledi, ne ile karşılayacağını bilemedi. Seslendi ve dış kapıya vurdu. Kapıyı açan iri yarı adama başıyla selam verdi. İri yarı adam düzenli giyinmiş, saçları uzun, yüzü kararmıştı. Aynı dilden konuştular.
Motorlarının dalgalarda sürüklendiğini ve sonuçta battığını söyledi. Kıyıya çok zor çıktığını, başka kurtulanın olduğunu zannetmiyorum. Adayı tanımak istediğiyle geziyorum.
Adada beş aileyiz. Beş aile toplanıp senin için karar vereceğiz. Kalma yönünde bilgi sunarsak altıncı aile olursun, dedi.
O gün öğleden sonra toplandılar ve yeni gelenin adaya kabulü için tartıştılar. Tartışmada iki hafta takip kararı çıktı. Sürenin sonunda kesin karar verilecektir.
İki hafta için yabancıya gerekli eşya verildi, kalacak yer ayarlandı. Bahçe işleri ve balıkçılık anlatıldı. Genelde hiçbir şekilde para kullanmıyorlardı. Yapılacak olan işler birlikte alınan kararla gerçekleşiyordu. Kimse kafasından iş yapmıyordu. Yapacaksa haber veriliyordu.
Yaban hayvanlarını besliyorlar, onlara kötü davranmıyorlardı. Adaya çıkacak yabancılara karşı, çok önemli saklanma sığınakları vardı. Sığınakta bir ay kalabiliyorlardı.
Herkes düşüncesinde serbestti. Yapılacak olan çalışmalar hepimizin menfaatine olacaktır. Bahçe ve meyvelerimiz herkese yettiği için alınıp depolanmasına gerek yoktur. Yabancı aramıza kabul edilirse, ona da bir ev kurarız. Nerden geldiği nereye gittiğini sormuyoruz. Ayrıca inancı, dini ve dili de araştırılmıyor. Düşüncede herkes serbesttir. Kimseye karışılmaz. İnsanın mutlu olması için yaşaması gerekir.
Alınan kararların dışına çıkan ise içimizde barınamaz.
Bu kadar katı kuralların geçerli olduğu kararları nasıl alıyorsunuz diye sordu. Yabancı cevabını bekledi. Daha iyi yaşamak için dediler.
Bir küçük ada, her şey var. Herkes özgür, herkes mutlu. Gizli işler yerinde söyleniyor ve yapılıyordu