AKP iktidarı ilk günden itibaren, devamlı olarak “gerilim politikası” uygulamaktadır. Toplumu kamplara bölmektedir. Hep kavgacı, hakaret/ tehdit/ suçlamalarla dolu, muhataplarını küçük gören/ ciddiye almayan/ kibir ve övünmenin hakim olduğu bir üslup kullanmaktadır. Devamlı olarak, “her şeyi sadece ben bilirim, her şeye ben karar veririm” havası hakim olmaktadır.
1– Halkın sıkıntıları, problemleri, sefaleti, işsizliği, bunalımları umurlarında değildir. Tek düşünceleri saltanatlarını devam ettirmektir.
2– Kendileri gibi düşünmeyenlere; söz, hatta hayat hakkı tanımamaktadırlar. Her türlü baskı/ tehdit/ işten çıkarma/ mala mülke el koyma/ tutuklama/ iftira / dava açma vb mubah görülmektedir. Ülkede bir korku ve baskı ortamı hakimdir. Her şey (hukuk, bürokrasi, mülki idare vb) sarayın emrine girmiştir. Tam anlamı ile “tek adam rejimi” söz konusudur.
3– Yasaklar, yolsuzluklar, yokluklar, işsizlik, rüşvet, lüks/ israf/ saltanat, iç ve dış borçlar, bütçe açığı, enflasyon, iflaslar, icra takipleri, faiz yükü, fuhuş/ uyuşturucu/ kumar/ alkolizm/ sapıklıklar/ tecavüzler/ dolandırıcılık/ gasp ve hırsızlık/ şirk, Ateizm, Deizm, Şia, Vehhabilik, Selefilik/ çeteleşme/ terör/ Türk düşmanlığı/ kamu mallarının yağmalanması/ ahlaki dejenerasyon vb zirve yapmış; 10 milyon kişi açlık sınırının altında / 30 milyon kişi de fakirlik sınırının altında kalmış;
– Ekonomi, eğitim, tarım, sanayi, bürokrasi çökmüş; fikir/ ifade/ inanç/ teşebbüs hürriyetleri ve demokrasi yok edilmiş; hukuk düzeni kalmamış, kadına şiddet patlamış; (sadece 2019 yılında 302 kadınımız öldürüldü/ 532’si de şiddete maruz kaldı) SGK açığı 140 milyar TL’yi aşmış; güya 15 Temmuz gazi ve şehitleri için toplanan 309 milyon TL buhar olup uçmuş.
– Tüm milli, manevi ve dini değerlerin içi boşaltılmış, Müslümanlık sadece türbana münhasır hale getirilmiş; muhafazakar geçinenler her türlü haramın, israfın, lüksün, gösterişin, görgüsüzlüğün, cehaletin, kul hakkının, şirkin bataklığına gömülmüş;
– İKTİDARIN UMURUNDA DEĞİLDİR. AKP’li olmayan belediyeleri tehditle / suçlamakla engellemekle, belediye meclislerini çalıştırmayarak, kredilerini önleyerek, belediye şirketlerini işgal ederek, -su konusunda olduğu gibi- kısa bir süre önce söylediklerinin, tam aksini beyan ederek ve gündemi önemsiz konularla işgal etmekle meşguldürler.
– Sadece Cumhurbaşkanı değil; başta İçişleri Bakanı olmak üzere, tayinle gelmiş bakanlar / AKP sözcüleri ve il-ilçe teşkilatları da aynı kavgacı ve despotik tavrı sürdürmektedirler. (Elbette, mahalli idare seçimleri, özellikle de İstanbul sonuçları, AKP için müthiş bir hezimet olmuştur. 25 yıllık saltanat çökmüştür. Öyle 3-5 belediye diye geçiştirilemez. Zira, AKP en büyük sömürü kaynaklarını kaybetmiştir. 806 bin fark ise, tarihi bir darbedir.)
4– Aslında hizmeti engelleyen davranışları ile AKP, kendine oy veren seçmenlere de zarar vermektedir. Ancak bu konuda pek de korkuları yoktur. Zira her seçimde olduğu gibi, sırtını partiye dayamış, ticari şirket haline dönüşmüş, cemaatlere / Din istismarlarına / Parti sözcüsü haline gelmiş, diyanet Teşkilatına / Başta YSK olmak üzere, ilgili kurumlara / Kamu kaynaklarından yemlenen; medyaya, STK’lara, sendikalara, vakıflara ve derneklere / Sarayın tam anlamı ile emrine girmiş yargıya ve mülki idareye / Seçimlerde fütursuzca kullanılan kamu kaynaklarına / Devamlı yayınlanan, gerçek dışı rakamlara / Başta, ABD ile yapılan kayıkçı kavgaları olmak üzere, suni gündemlere / Asker ve polisimizin hayatları uğruna elde ettiği, başarıların istismarına; GÜVENMEKTEDİRLER. Doğrusu, bugüne kadar başarılı da olmuşlardır. Okumayan / araştırmayan / milyonlarcası, gönüllü köle olarak, şuraya ve buraya, beynini ipotek etmiş, ne Dinini ne de Dünyasını bilmeyen / kulaktan dolma bilgilerle yetinen / cahil bırakılmış bir toplumun, beynini yıkamayı başarmışlardır. Acaba bunların içinden kaç tanesi bir defa olsun, Kur’an-ı Kerim’in Türkçesini okumuştur. Hiç olmazsa Namaz Surelerinin anlamını bilmektedir?
5– Kurtuluşun yolu; ilimden / bilgiden / basiret, feraset ve faziletten / vatan sevgisinden / dürüstlükten geçmektedir. Cehalet ve çıkarcılık tüm kötülüklerin anasıdır. Bu arada; Allah (c.c.) ile konuştuğunu, kendisine vahiy geldiğini iddia eden, sahte peygamber, İskender Evrenosoğlu’nun cenazesine binlerce kişinin katılması, mevcut feci ortamın çok ürkütücü bir göstergesidir.