“İtibarımızdan tasarruf olmasın” diye olmalı, 54 ülkeye tırlar dolusu yardım ve sağlık malzemesi göndermişiz. Sana-bana olmayan merhem, “dışarıya çoook DEMİŞİZ!…
Daha da devam edecekmişiz. ABD de unutulmamış bu arada. Zaten unutturamaz O’nu hiçbirşey, zaman zaman azarlansak da biz. 2 kargo uçağı dolusu maske ve sağlık malzemeleri yardımı göndermişiz.
“Yahu bu adamlar;
– Türk askerinin başlarına çuval geçirdiler.
– Yıllarca PKK’lı teröristlere silah yardımı yaptılar.
– Pensilvanya’daki teröristbaşı FETÖ’yu vermediler.
– İran yüzünden Halkbank’ı ABD’de yargılıyorlar.
– Türk siyasetçilere yaptırım, Devlet memuru HalkBank müdürüne ABD’de hapis
– Başkan Trump Türkiye’ye küstah mektup yolladı. “Erdoğan’a, ‘aptal olma-anlaşalım-PKK ile anlaşın’ dedi.
– Her alanda Türkiye’nin karşısında yer aldılar
bile dememişiz!”
Bir de bakmışız ki; ABD de, TIR’lar dolusu maske ve sağlık malzemeleri yardımı göndermiş PKK’ya, PYD’ye. ABD ordusunun Irak-Suriye Özel Operasyonlar Ortak Görev Gücü resmi Twitter hesabından, PKK/YPG’ye yapılan sağlık malzemelerinin teslim görüntülerini çarşaf çarşaf paylaşıp iletmiş medyaya.
Saray Eşrafından Bay Kurtulmuş pek ikna olmamış: “ABD’nin terör örgütü YPG’ye maske gönderdiğine dair bilgi var ama teyit edilmiş değil” demiş. ”(Gönderdik len!… Ne olacak!?” denilmesi mi bekleniyor ki?) Ama yine de Bay Kurtulmuş ihtiyatlı davranıp sözlerine bizim ne kadar sevecen, yardımsever, vefalı olduğumuz üzerinden ABD’ye “TOKAT(!) gibi bir gönderme yaparak: “Ama şunu söyleyeyim; herkes kendi tıynetinde olanı ortaya koyar. Bu temel bir kuraldır; insanlar tıynetlerini asla değiştiremezler. Bizim tıynetimizde merhamet vardır, vefa vardır, yardımlaşma vardır” deyip yükünü boşaltmış. Eh artık bu ağır söz(!)den sonra “ABD tıynetinden utansın”
*
Kalksa dese ki şimdi birisi; “Yahu bu ne aymazlıktır; ABD’nin sırtımızdan vurduğu bilmem kaçıncı hançer bu?…” “Yahu, değişmeyeceğini bildiğiniz tıynete vefa borcunuz neden? Gebe misiniz?” Yoksa “komşuya dolu giden tabak boş gelmez” beklentisi içinde misiniz?
Ve devam etse o birisi: “Avucunuzu yalarsınız… Hep yaladıklarınızla kalmadınız mı?”
Şimdi o birisi, yetkilileri aymazlıkla suçlamaktan mı atılır içeri, yoksa “dost ve müttefik ülkeye dil uzatıp ara bozmaktan mı?
ABD hem bizim hem de PKK, PYD’in dostu. Bu böyle sürecek; öyle mi?
Senin düşmanını dost bilen birisi nasıl olur da, uçaklar dolusu sağlık malzemesi gönderecek kadar dostun olur? Üstelik kendi ihtiyacını halledememişken!… Üstelik parası yatmış uçaklarına karşı bile ambargo uygulayacak kadar düşmanlık beslemekteyken!… Üstelik sana “Aptal olma!” diyecek kadar edepsiz-alçaltıcı bir mektubun hatıraları taptaze dururken!?
Yine mi “aldatıldık” deyip kurtulacaksın? Yine mi Allah’tan ve de milletten yeniden af dilenecek?. Allah da millet de zannetmem bu kez affetsin!. ”Af” kontenjanın çoktaaaan dolmuş olmalı hem Alah’ın hem de milletinin nazarında!.
Zanneder misin ki ABD’nin düşmanlıkları-Tramp’ın fıtratındaki o kabalıkları senin gönderdiği üç beş uçak malzeme ile yumuşayacak? Yazılacak yeni mektuplarda “aptal olma!” ifadeleri veya benzerleri yer almayacak? Zanneder misin ki; resmiyette karara bağlanmış “yaptırımlar” rafa kalkacak!?..
Bay Kurtulmuş zaten teşhisini koymuş: O tıynet her an depreşmeye hazır.
*
Yahu!… Onlar mı açıkgöz, biz mi aptalız?…
Ülke olarak biz neyin peşindeyiz?- Dışarıya karşı itibarın mı!?. Neyimizle!…
Olmayan ayranımıza rağmen, altın kakmalı tahtırevanımızla mı!?.
“Büyük devlet” desinler- Namın yürüsün-Varsın halkın sürünsün!… Aptallığımıza mı doymayalım, yoksa kendi kelimize merhemimiz olamadığı halde fert başına düşen geliri bizim 3-5-10 katımız olan sırma saçlılara merhem yetiştirme boş gayretlerine mi yanalım?
Bıktık artık tekrarlamaktan ama hâlâ 5 kuruşluk maske meselesi tam 50 gündür çözümlenememiş!. Gayrisi teferruat!…
Halledilemeyen nesne 5 kuruşluk matah yahu!… Köşe başlarına deste deste koysanız devlet bütçesinde devede kulak!.. Üstelik ekstil ülkesi olmakla övünüp dururken!…
Yaşanan; dışarıda komedi, içerde trajedi!. “Biz bize yeteriz”le çıktığımız yolda biz içerde kendimize yetemedik. 10TL’lik SMS’lerden medet bekler dururken, camide dilenip pazarda sadaka dağıtmayı itibardan sayıyoruz..
Hele yardım tırları-uçakları gönderdiğimiz ülkeler arasında, kendi ülkesi için 3-5TRİLYON dolar ayırmış ülkeler varsa!?…
Hele ki bu emperyal güç, her fırsatta, senin kuyunu kazmakta ise!…
Soralım yeniden; “Onlar mı açıkgöz biz mi aptalız?”
*
İslami değerleri önceleyen bir sitede rastladığım bir bilgiyi aktarmak isterim sizlere. Deniyor ki;
En’am, suresinin 129. Ayetinde; Rabbimiz;
“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.” buyuruyor!. Yani Kısaca söylersek ;
Kötü toplumun yöneticisi kötü olur. İyi toplumun yöneticisi de iyi olur..!
Konunun “Bir bileni” değilim. Her konuya uygun(?) fetvalar düzen Diyanet’e sormak en iyisi, ayeti ve anlamını. Kendisini otorite gören nice “İLİM(!) insanları türedi son yıllarda, onlardan da görüş alınabilir.
Doğru mudur? “Kötü toplumun yöneticisi kötü; İyi toplumun yöneticisi de iyi” mi olur!?
Kabahatin çoğu YİNE mi bizde yani!?.
*
“Binenin çoksa, suçu eşekliğinde ara!” derdi Ninem…
02.Mayıs 2020
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci DENİZLİ
