Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Harika UFUK

Yağmurdaki Düş İzleri (Öykü)

Harika UFUK Yazar Harika UFUK
04 Ekim 2010
Harika UFUK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kadın, kapının zili ile uyandı.Gözlerini oğuşturdu.Terliklerini giyerken “Geliyoruuuum!” diye seslendi kapıdakine.Aceleci adımlarla ilerlerken gözü antredeki saate takıldı. “Saat dokuzbuçuk olmuş. Bu saatte kapıcı ekmek dağıtır. Nasıl da uyuyakalmışım!” diye söylenerek kapıyı açtı. Her sabah olduğu gibi kapıcı: “Ekmek!” dedi. Kadın, mis gibi taze ekmek kokuları gelen ekmek sepetinden bir ekmek aldı. Antredeki konsolun üzerinde duran minik ayı biblosunun kucağından bir 50 kuruşluk alarak kapıcıya uzattı.

Abone olduğu gazeteler de kutudaydı. Gazetelerinide aldı oradan. Artık uykusu kaçmıştı.Yeniden yatsa da uyuyamayacaktı zaten… Ekmeği ve gazeteleri mutfak masasına bıraktı, banyoya doğru ilerlerken “Ah şu yalnızlığın gözü kör olsun!” dedi.

Ilık bir banyo iyi gelmişti ona. Gevşediğini hissetti. Derya Baykal, bir televizyon programında “Banyodan sonra bütün vücudunuzu kremleyin hanımlar…” demişti. Bir bildiği olmalıydı. O halde o da ilk kez bütün vücudunu kremleyecekti.

Şimdiye kadar yoğun iş temposu nedeniyle kendine yeterince vakit ayıramamıştı. Bundan sonra kendine daha fazla vakit ayırmaya karar verdi.”Kuaföre gitmeliyim, bıktım monotonluktan… Yıllardır aynı renge boyanmış ve aynı tarzda kesilmiş saçlarımdan başlamalıyım değişikliğe… Sonra yeni giysiler, yeni ayakkabılar da almalıyım. Üç yıldır eski nişanlımın boy kompleksi yüzünden topuklu ayakkabı bile giyemedim.” dedi aynadaki silüetine…

Mutfağa geçti. Çaydanlığı ocağa koydu, çay demlenirken kahvaltı sofrasını hazırladı. Ocağı 15 dakikaya kurdu. Günlük gazetelerini alarak salona geçti. Her zamanki gibi berjer koltuğuna oturdu. Önce gazetelerin başlıklarına göz attı.Pek de iç açıcı değildi yazılanlar… Canı sıkıldı. Sevdiği köşe yazarının yazısını okudu.Yazarın tarzıydı, alaycı bir dille yazardı.

Olayları komik yönleriyle ele alır ama acı gerçeği de anlayanın yüzüne bir şamar gibi patlatırdı. Bunları aklından geçirirken ocağın saati öttü. “İyi ki saati kurulan bir ocak almışım, yoksa gazetelere dalardım, çaydanlığı bile yakardım.” düşüncesiyle mutfağa gitti. Kahvaltısını yaptıktan sonra masayı topladı,bulaşıkları yıkadı. Aheste aheste yatak odasına geçti. Giyindi, tarandı, süslendi.Gardrobun boy aynasında kendini süzdü, fena da sayılmazdı bu görüntüsüyle. Evden çıkmadan kuaförünü aradı, kalabalık olup olmadığını öğrenmekti amacı. Kalabalıksa tenha bir saatte gitmeyi plânlıyordu.

Kuaför :

“Sema Hanım,müsaitiz, hemen gelin.” dedi.

Kuaföre gittiğinde fön çektiren havalı bir bayan etrafındaki elemanlara emirler yağdırıyordu.”Kızım, su istemiştim.” derken suyu eline verilmişti bile…Yine de bayan memnuniyetsizdi. Ojesi yeni sürülmüştü.Elini bardağa uzatırken tırnağının birindeki oje bozulmuştu.

Kadın, yine elemana bağırdı:

“Senin yüzünden! Bak gördün mü, beğendin mi yaptığını? ”
Eleman :
“Affedersiniz, şimdi tazelerim ojenizi…” dedi.

Kadın:

“Hayır, hepsini sileceksin, koyu pembe ojeden sür bu defa!”

Sema şaşırmıştı. Bu kadar kapris de fazlaydı. Kuaförlük çok zor bir meslekti, ama hangi meslek kolaydı ki! Kuaförün gösterdiği yere oturdu. Saçlarını kızıla boyattı: katlı, hareketli bir model kestirdi. Kaşlarının şeklini değiştirtti.

Katalogdan havalı bir saç modeli seçti. Kızıllığın çok yakıştığı ipeksi saçlarına fön çektirdi. Manikürü, pedikürü de istediği gibi olmuştu. Kırmızı oje sürdürdü. Makyajını da yeşil gözlerini belirginleştirecek şekilde yaptırdı. Sema, aynadaki görüntüsünü çok beğendi. Kuafördeki yardımcılara, çıraklara yüklü bahşişler vererek oradan ayrıldı.

Arabasını şehrin en büyük alış veriş merkezinin önüne park ettiğinde dudağındaki gülümseme kaybolmamıştı. En lüks mağazaların, en seçkin ürünleri arasından seçtiği kendine çok yakışan kırmızı bir elbisesi, ona uygun aynı renkte ayakkabıları, kırmızı çantası ile model dergilerinden fırlamış gibiydi. Yine aynaya baktı, mutluydu.” İşte bu!” dedi.Satıcı kız da gülümsüyordu.Gerçekten müşterisi çok özel ve çok güzeldi. Bir kıyafet ancak bu kadar yakışabilirdi birine…

Alış veriş merkezinden ayrılırken Sema’nın cep telefonu çaldı.Arayan, arkadaşı Ayça idi. Ayça, resim sergisine Sema’yı mutlaka beklediğini, işlerinin yoğunluğu nedeniyle davetiyeleri geç postaladığını söyledi. “Belki eline geçmemiştir davetiyem ama mutlaka sergimde görmek isterim seni canım!” derken o kadar içtendi ki!
Sema:
” Ayça’cığım, gelirim elbette… Davetiyenin elime geçmemesi önemli değil, çağırdın ya, sözlü davetin daha önemli benim için.” sözleriyle Ayça’nın içini rahatlatmıştı.

Yarım saat sonra Güzel Sanatlar Resim Galerisi’ndeydi. Arkadaşı onun gelmesiyle çok mutlu oldu. Ondaki değişime de çok sevindi. “Ne iyi etmişsin kendini yenilemekle…” diyerek onu kucaklayıp öptü. Serginin açılışını vali bey yapmış ama gideceği başka yerler olduğu için hemen ayrılmış. Arkadaşlarına Sema’dan söz etmiş, Ayça’nın arkadaşları da merakla onu bekliyorlarmış. Bunları bir çırpıda heyecanla söyledi Sema’ya. Bir kokteyl tutuşturdu eline ve ressam arkadaşlarıyla Sema’yı tanıştırdı. Sergi kalabalıktı. Sema, sağ taraftan başlayarak tabloları incelemeye başladı. Güzel bir sergiydi, belli ki çok emek harcanmıştı. Bazı resimler yapılırken kendisi de gözlemlemişti arkadaşını… Ama sonuçta bu kadar güzel eserler çıkacağını düşünmemişti doğrusu… Arkadaşı, portakal rengi hayranıydı, tablolardan turuncunun yansıması etrafa sıcaklık yayıyordu âdeta. Zaten serginin adı da “Ayça’nın Turuncu Sevdası” idi. Soyut bir resmin önünde durdu, hayallere daldı.”Bir içki alır mıydınız?” diyen garson, onu düşlerinden kopardı. Kokteyl almak üzere tepsiye yöneldi. Tam o esnada uzun boylu, geniş omuzlu , esmer bir beyefendinin bembeyaz dişlerini ortaya çıkaran gülümsemesiyle karşılaştı. Beyefendinin iki içki alıp birini kendine uzatmasıyla kendine geldi. Teşekkür ederek aldığı kadehi dudaklarına götürken bu adamın düşlerinin bir uzantısı olduğunu düşündü.

Tablo hakkında konuşmaya başladılar. “Turuncu Düşler” adlı bu tablo derinliği olan, insanı gerçekten düşlerde gezdiren bir tabloydu.

Adam gülümsedi.

“Henüz tanışmadık, resimlerin güzelliği bize tanışmayı unutturdu. Ben Mehmet Tufan Canoğlu…”
Sema : “Memnun oldum, ben de Sema Nil Yılmaz…”

Tanışma faslı bittikten sonra tablo üzerinde konuşmaya daldılar. Sema, tabloyu unutmuş, düşlere dalmıştı. Aradığı adam, hayallerini süsleyen kahraman buydu belki de… Neden olmasın ki, böyle tanışıp mutlu sona ilerleyenler yok muydu sanki? Tunç, çok kültürlüydü, resimden anladığı yaptığı yorumlardan anlaşılıyordu. Sema, gittikçe tablolardan, yorumlardan uzaklaşıyordu. Bu adam , düşlerindeki beyaz atlı prensine ne kadar çok benziyordu! Belki onu bir kahve içmeye davet ederdi, telefon numaralarını birbirlerine verirlerdi, belki dost olurlardı, sonra da … Tunç, başka bir tablonun üzerinde konuşuyordu. Sema, sadece ona bakıyor, dinlermiş gibi yaparak başını sallıyordu. Bir ara kuaförde gördüğü kaprisli kadının gülümseyerek kendine doğru yaklaştığını farketti. Bu aksi kadını burada görmek onu huzursuz etti. Nezaketen gülümsemesi gerekirdi oysa…Bu nedenle zoraki gülümsedi.

Kadın, Mehmet Tufan’a :

” Sevgilim, sergiye gelemeyecektim ama son anda dernekteki işimi kısa keserek yanına geldim . ” dedi.

Mehmet Tufan: “İyi etmişsin. Bak seni Ayça’nın arkadaşı Sema Nil Yılmaz’la tanıştırayım.” dediğinde Sema dudaklarında kırık bir gülümsemeyle “Memnun oldum. Benim çok önemli bir randevum vardı. Şimdi hatırladım. İyi günler…” diyerek oradan ayrıldı. Ayça’yı tebrik ederek sergiden ayrıldı. Nişanlısından ayrıldı ayrılalı ilk kez birine yakınlık duymuştu. Belki de düşlerinde gördüğü adama bu kadar benzemiş olmasıydı onu Mehmet Tufan’a yaklaştıran.

Bir anda hayallere dalmış, kendi kendine gelin güveyi olmuştu. Kendinden utanmalıydı. Dışarı çıktığı anda birkaç damla düştü yüzüne. Sanki kendine gelmesi için ilâhi bir uyarıydı bu damlacıklar… Birden yağmur yağmaya başladı, Sema’nın göz yaşlarıyla karışarak toprağa düşüyordu hüzün yüklü damlalar… Toprağa düşen iri damlalar Sema’nın birkaç dakikalık düşlerinin izlerini taşıyordu.

HARİKA UFUK
ADANA

Paylaş
Etiketler: hayaleryaşam
Önceki Yazı

Şikayetname!

Sonraki Yazı

Saadet Partisinin İntiharı!

Harika UFUK

Harika UFUK

İlişkili Yazılar

Gerçek Aşk
Edebiyat

Gerçek Aşk

11 Şubat 2025
5k
Doğuştan Şair Milletiz
Edebiyat

Doğuştan Şair Milletiz

10 Şubat 2025
5k
Adana Tren İstasyonu
Anı / Günce

Adana Tren İstasyonu

08 Şubat 2025
5k
Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün
Anma

Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün

07 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

Saadet Partisinin İntiharı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap