Sabah uyandığımda cama vuran yağmur damlalarının tınısı, hüzünlü bir bestenin notası gibi titretir yüreğimi her nedense?Hava karanlıktır zaten… Sabah hayli ilerlemiş olsa da güneş ışıklarının bulut arkasına saklanmasıyla sabah olduğunu fark edemeyiz bile saatler olmasa. Bazen ‘saat mı durmuş? ‘diye çalışıp çalışmadığına bakarız. Başka bir şahit saat ararız inanmak için. Halbuki sabah gelmiş de geçiyor bile…
‘Bulutlu havalardan sıkılırım hiç sevmem.’ diyenlerin aksine benim içimde ise hüzünlü bir umut şarkısı yükselir ılgıt ılgıt. Hüznün içinde garip bir sürur duyarım. Gözü yaşlı tebessüm gibi.
Tohumundan çatlayıp çıkmaya çalışan koskoca bir ağacın oluşum hamleleri gibidir o kapkaranlık yağmurlu havalar. Kabul olmuş hangi duanın ayak sesidir kim bilir?
Pencereden birisini bekler gibi damlaları takibe dalarım kendimden geçip. Bulut kümelerinden şekiller çıkartırken dışarıdan duyulan ritimli vuruşların sesiyle bilemediğim bir yerlere uçarım adeta her sabah yağmurunda… Ve kendi kendime konuşup şarkı söylerken, yüreğime damlayan duyguların oluşturduğu uyumlu sözcüklerden oluşan söz öbeklerini hazine avcısı gibi yakalayıp bir kâğıt üzerine kaydedince rahatlarım. Hüznümün gıdası olan o rahmet damlaları, iyi bir yöneticidirler. Çünkü; dağarcığımdaki kelimeleri ahenkli bir hizaya sokarak dans ettirmeyi beceriyorlar.
Yağmurlara karışır ağladığım cümleler
Gözyaşıyla yarışır şu uçuşan perdeler
Beni benden almaya damla damla taneler
Sevdalıdır akmaya gözlerimdeki nemler
Hani hepimizin zulasında mutlaka mücevher gibi sakladığımız duygularımız, hasretlerimiz, düşüncelerimiz vardır kimsenin bilmediği. Kendimizin bile unuttuğu. İşte onlar, yağmurlu günleri fırsat bilerek su kabarcıklarının yeryüzüne çıkışı gibi ruhumdan bedenime doğru çıkarak yüzümün mimiklerini değiştiriyorlar sanki. Her damlanın cama vuruşu saklı duran gizli hazineyi kabuğundan çatlatıyor ve bazen gözyaşı bazen şiir, bazen tuvale yansıyan resim olarak iz bırakıyorlar dış dünyamda.
Yağmurlu havalarda içime doluşan hislerimle barışık yaşamak istedim hep. Hüzünlenmeyi sevdim, içlenmeyi sevdim. Onları sevmek ve karanlığına katlanmayı zevke dönüştürmek istedim. Çünkü biliyorum ki, kara bulutların arkasında göz kamaştıran ışıklar beklemededir; bilirim ve inanırım yürekten…
Her dibe vuruşun mutlaka yüzeye çıkışı da olacaktır. Tersi olmayan hiçbir şeyin düzü de olamaz zaten.
Karanlığı yakıyor, her damlada şuleler
Ay bulutta saklı, gizleniyor haleler
Göklerde mi bende mi, çağlayan şelaleler?
Sevdalıdır yağmaya gözlerimde ki nemler
Sevdiği bir gıdadır hüznümü yağmur besler
Kucağında uyutur ninni söyler o sesler
Alıp götürür beni kaf dağından nefesler
Meyillidir yağmaya gözlerimdeki nemler…
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.