İnekleri suya götürüp geri gelecektik. Orman yoluna girdik ki inekler geri kaçtı. Kaçmaları normal değildi. Kuyruklarını havaya kaldırıp uzaklaşırken acı çektikleri belliydi.
İlk anda ormanda yabani hayvan aklımıza geldi. Ağaçlara doğru elimize ne geçerse fırlattık. Islıkladık, köpeğe bağırırsın gibi seslendik. İneklerin peşine döneceğimiz sırada, kardeşimin gözünden kaçar mı? Ağacın dalında asılan yaban arısı yuvasını gördü.
Bölgeden uzaklaşıp ineklerin peşine gittik. Akşam hava kararmadan gelip ağacın dalındaki yuvayı düşürmenin yolunu ararız, dedik. Yuva dalda olduğu sürece inekleri suya götürmemiz mümkün değildi. Akşama elimize uzun bir sırık alıp yuvaya yöneldik.
İçimizde en güçlümüz Ahmet’e sırığı verdik. Ahmet sırığı dala vuracak ve yuva yere düşecekti. Sessizce yuvaya yaklaştık. Ahmet sırığı kaldırdığında geriye kaçtık. Dikkatimiz Ahmet’e yönelttik. Yoğun bir heyecan yaşıyorduk. Sırık havalandı ve dala hızla indi. Yuva dağılıp düştü.
Arıların dışarıya çıkma sesini duyduk fakat Ahmet’in ayağı takılıp düştüğünü de gördük. Hemen ona koştuk. Elinden tutup kaçırdık. Fakat Ahmet yandım diye bağırıyordu. Ahmet’i suya kadar götürdük. Hemen soğuk su ile başını yıkadık.
Yanması gitmişti ama şişmeye başlamıştı. Şişme olayı kötü olmuştu. Çünkü bu durumda gözü bile kapanabilirdi.
Beraber kaçtığımız halde Ahmet’i tanıyıp zehirli iğnesini kulağına batırmışlardı. Ahmet’in kulağı köpek dili gibi büyüdü. Acısına da zor dayanıyordu.
Arıların yuvasını yere indirmiş ve onları potansiyel suçlu yapmıştık. Her durumda ineklere saldıracaklardı. Sonuçta öyle oldu. İnekleri birkaç gün suya götüremedik. Yine Ahmet, aklına geleni bizimle paylaştı. Gece arılar yuvalarında iken, boş tenekeyi yuvaya kapatalım. Bizim yerimize kendi dertleriyle uğraşsınlar, dedi.
Ahmet ile gece elimizde fenerle yuvaya yaklaştık. Üzerine tenekeyi kapatıp üzerine büyük bir taş koyduk. Hemen geri kaçtık. O durumda bile Ahmet bir arının saldırısını zorlukla atlattı.
Aradan bir hafta geçti. Suya gidiyoruz. İnekler geçti, biz de geçtik arkadan gelen Ahmet ay yandım diye bağırdı. Ahmet’i tanıyıp zehrini yüzüne akıttılar. Ahmet üçüncü defa yandığını belirtti.
Arılar karanlıkta yuvasını yıkan, Ahmet’i tanımış ve sokmuşlardı.
Hasan TANRIVERDİ





















