Uzun süre bir rahatsızlık geçirdim. Şükür ki sağlığım sıhhatim yerimde. Yaradan Allah’a hep şükrettim, şimdide elimi açıp şükür ediyor ve yaşamımla ilgili her şey için duamı eksik etmiyorum. Tek duam Allah (cc) herkese sağlık, sıhhat, afiyet versin. Düşmanım dahi olsa çoluğuna çocuğuna zarar verdirmesin. Âmin.
Nimet ÇUBUKÇU üzerine.. Ben bu hanımefendiyi ilk bakan olduğu gün tanıdım ve takip ettim. Gerçekten çok beğeniyorum ve seviyorum. Kız kardeşim olsun. İlk bakanlığı döneminde de onu çok tuttum. Şimdi Milli Eğitim bakanı iken de tutuyorum. Milli eğitime ilk getirildiğinde de yazdım. Yolu açık olsun. Aslan gibi kadın… Bazı kadınlar haz etmese de o bana göre çok kadın hakkı savunucusu ve kadın kadın diyenlerden daha medeni, daha aydın, daha çağdaş ve daha ileri seviyede insani özelliklere sahip.
Önce 9 yıllık Eğitim işi. Kutlarım. Çok güzel oldu. Fincancı katırlarını ürküttüyse de kendisini kutlarım. Çocuklar için önemli bir uygulama. 6–7 yaşında girdiği okuldan 14–15 yaşında mezun olacak. Tam gelişme, delikanlılık çağı. O yaştaki çocuğu iyi bir eğitim ve öğretimle donatırsan, sevgi ile beslersen o çocuk başarılı olur. Kötü yola düşmez. Uyuşturucu, alkol, sigara ve kötü arkadaş edinmez. Ben işin bu tarafına bakıyorum ve Nimet hanımı (kız kardeşimi) kutluyorum. Aman Eğitime KADIN elinin değdiğini herkese göster. İkinci bir husus… Yakın arkadaşının kızının diploma törenine bir anne gibi katılması. Okulda başlayan arkadaşlık yıllarca sürmüş. Ve arkadaşı vefat etmiş. O ise onun çocuklarının anne yarısı olmuş Teyzeleri olmuş. Beni çok duygulandırdı o haberler. Özlediğimiz haslet ve duyguları yeşerttiğin için sağ ol. Saygı sunuyorum.
Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları..
Geçen ATV de canlı yayında açıklamalar yapıyor. Gazeteciler soruyor, o cevap veriyor. İzleme fırsatım oldu. Ben TV izlemem. Zamanım yok. Ancak haber ve tartışma programı odlumu araç içinde dahi olsam İNTERNETE BAĞLANIR takip ederim. (Birde şu ana kadar Elveda Rumeli dizisini hiç kaçırmadım. Son bölümler beni çok üzdü yapımcı ve senaristine hatırlatırım) Neyse. Başbakanımızı söylüyorduk. Canlı yayının sonuna doğru İNFAZSIZ YARGI dedi. Dili sürçtü. Yargısız infaz diyecekken infazsız yargı dedi. İnsan bir ülkenin Başbakanı da olsa işte TV denen o sihirli kutuda ekranda heyecanlanabiliyor. Programın sonlarına doğru ise yine sevdiğim bir gazeteci ağabeyimiz olan MEHMET BARLAS’ın bir konuşması ve söylemi sanırım Başbakan’ı şaşırttı ve üzdü. İnanın bende üzüldüm. Gereksizdi diye düşünüyorum. Çünkü Başbakanın suratı dondu bir süre durdu ve donuk cevap verdi. Kısaca ‘ilk adımı ben öğrettim, adım attığın anda beni terk ettin’ cümlelerinin yer aldığı özel hayatı ilgilendiren bir konuşmaydı. Bence gereksizdi. Çok sevdiğim Barlas’a da bunu söylemeden geçmek istemiyorum. Başbakan son zamanlarda güzel konuşmalar ve açılımlar yapıyor. Aslında çok güzel yaptığı işler var. Ama kardeşim ekonomik durum bütün bunları yok ediyor. Vatandaş sıkıntı çekiyor, çekincede onun yaptığı iyi şeyler değil, olumsuzluklar gündeme geliyor.
Sahil Belediyeleri hakkındaki karar! Bana soracak olursanız yerinde ve CUK diye oturan karar. Çevreyi, ekolojik dengeyi bozan bozana idi. Değişik uygulamalar ve RANT kavgaları yüzünden herkesin malı olan KIYILARIMIZ talan edilmişti. Eğer işin içine siyasi kavgalar girmeden uygulama yapılırsa ki, ben öyle olmasını istiyorum. İnşallah da öyle olur. Çok çok iyi olur. Memleketin talanı, istilası, doğal güzelliklerin yok edilmesi önlenir. Çünkü yıllarca yazdım, söyledim. Sahildeki belediyeler yan yana ve dib dibe ama uygulamalar farklı, denizi, akarsuyu, gölü yok ettiler. Hiç değilse bu önlenir. Büyük rant kavgalarının da önüne geçilir. İşe bu taraftan bakıyorum.
Polis Gazeteciyi nasıl tartaklar ve döver, elindeki kameraya el koyar? Dün ajanslar haber geçiyor. CİHAN haber ajansı muhabiri evlatlarımız haber için Boğaziçi köprüsündeler. Eylem yapan insanları çekiyorlar. Ne oluyorsa oluyor polis tartaklıyor küfürler havada uçuşuyor ve sonunda gazetecilerin kamera ve kasetlerine el konuluyor. Böyle bir şey olur mu? Olur ise neden olur? İşin garibi gözaltına alıyorlar çocukları. Bunlar yakışıksız şeyler. AB kapısında bekleyen ülkeye yakışmıyor. Polise acil bir genelge gönderilmesi lazım… Özellikle Gazetecilerin görevlerini yaparken sağlanacak kolaylıklar hakkında bilgi verilmesi lazım. Unutulmamalı ki Gazeteci de kamu görevi yapıyor. Eğer boynunda basın kartı varsa, kendini ispat ediyorsa bu ne gereksiz davranış biçimidir? Hoş değil. Polisin çoğu SARI BASIN KARTININ aslı ile sahtesini bilmiyor va SARI basın kartının gazeteciye tanıdığı hakkı bilmiyor. Umursamıyor. Yaşayanlar var, anlatıyorlar… Aracımda İçişleri Bakanlığı emniyet Genel müdürlüğünün park müsaade kart var ama ceza kesiyor ve beni durdurmuyorlar. Oysa orada haber var ve benim 5 dakika durma hakkım var. Ama durdurmuyor ve üstelik hakaret bile ediyorlar diyorlar. POLİS e acil emir ve genelge gelmeli. BASIN KARTLARI resmi kimliktir. Üzerinde devletin soğuk mührü ve TC numarası var. Bunu taşıyanlara görevini yaparken dayak, kötü muamele, hakaret yapılmamalı. Çok çirkin. Sonrada kalkıyorlar, gazeteciler polisin hep kötü tarafını gösteriyor yazıyorlar diyorlar. Saygı gösterirsen saygı görürsün. Yani…
Başbakana sayın demezmiş… Ne gereksiz bir konuşma yahu. Ülkenin başbakanı. Seçilmiş gelmiş. Demokrasi diyeceksin sonra işine geldiği gibi hareket edeceksin. Gerçi bu davranışın izahı yok. Başbakan Sayını hak etmiyormuş sayın demezmiş. Bak sen. Böyle şey olur mu? Bunu bir milletvekili söylememeli. Ağzına yakışmıyor. Bulunduğu konuma yakışmıyor. Ayıp. Toplumu germeye, kin ve nefret tohumu saçmaya gerek yok. Saygı göstereceksin ki saygı göresin. Sevgi besleyeceksin ki sevgi alasın. Gelelim Tevfik DİKER’in son haftaki açıklamalarına..
Merkez sağ ve DP- ANAP hakkında yazdıkları çok doğru analizlerdi. Halende yazıyor. Önemli konulara değiniyor. Çoğu siyasetçinin canını sıskada söyledikleri doğru… ANAP – DP birleşmesi siyasete yeni bir renk ve soluk getirmez. Ülkenin sorunu LİDER sorunu… Değil BABA desteği, KRALLARIN desteği olsa o iş tutmaz. Hele ki DP nin şimdiki ekibi ile bu iş hiç tutmaz. Bir arpa boyu yol alamazlar. Üstelik çıkın sokağa DP diyin gençlik o ne diyor, yeni mi çıktı o parti diyor. Yani bilmiyor tanımıyor. Diker’in haberanaliz.net deki yazılarını takip edin. Hepsi birbirinden güzel analizleri günlük sunuyor.
Bu günlük bu kadar…
Saygılar sunarım.
MUSTAFA GÖKTAŞ
