Bütün gerginliklere rağmen Türkiye hisse senedi piyasası alıcılı seyrini sürdürüyor.
Önümüzdeki dönem bazı gelişmeler Türkiye üzerinde ciddi etkileri olabilecek. Kendi içinde birçok alt başlığı olmasına rağmen daha çok şu dört ana başlıkta topladığımız bu gelişmeler söyledir;
Türkiye piyasalarını bekleyen olumsuz faktörler.
- Doğu Akdeniz de seyrüsefer serbestisi krizi
- Kıbrıs Rum kesiminin inadı ve ona destek veren (İlginç) İsrail askeri varlığı,
- Yunanistan krizinin iflas noktasına gelmesi
- ABD de açıklanacak olan para arzı politikaları ve FED’in politikaları,
Bu çok yönlü ve karmaşık ortamda yukarıda saydığım ana başlıklar piyasalar üstünde ciddi bir etki yapmaya adaylar. Özellikle haftalardır FED in açıklamaları bekleniyor. Son zamanlarda parasal genişlemeciler vergilerde artışı da gündeme getirdi. Sıkı maliye politikası da savunulmaya başlandı. Parasal genişleme özellikle gelişmekte olan borsalara fayda sağlayacağı beklentisi var. Ama diğer yandan sıkı maliye politikası ABD ekonomisini daha kısa sürede toparlanmasına sebep olur düşüncesi var. Piyasa hangi karara ne tür tepki verecek çok açık değil. Sanırım Fed ‘in kararlılığı ile siyasi kararlılık da test edilecek. Yunanistan krizi her gün değişik bir hal içine giriyor. Hafta sonu Yunanistan iflası beklenirken bu olmadı. Dün de bazı ekonomistler iflasın daha ucuz bir yöntem olacağını dile getirdi. Yunanistan ekonomisi daha çok bizi meşgul edecek gibi duruyor. Tabi tipik kriz fırsatçılığı daha gelişmiş ülkeler tarafından yerine getiriliyor. Bu çerçevede Yunanistan’ın daha çok taviz vermesini bekleyen çevreler daha olumsuz tabloyu propaganda malzemesi haline getiriyor. Bunun yanında halk da getirilmek istenen tedbirlere tepkiler veriyor. Tepkilerin şiddeti beklenende büyük. Böyle olunca siyasi açıdan da bazı kararların riski artıyor. Bakalım her şeye rağmen siyasi riskleri de göze alıp Yunan hükümeti gerekli önlemleri alacak mı?
Avrupa Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkıp çıkmayacağını, iflas edip etmeyeceğini tartışırken hafta sonu Almanya Berlin de eyalet seçimleri yapıldı. Seçimlerde Merkel bir hezimet daha aldı. Bundan Avrupa kamuoyu “reformlar ve yardımlara siyasi destek azalıyor” sonucu çıkardı. Bu etkiden dolayı Almanya öncülüğünde Avrupa borsaları haftaya yüzde 2 ile 3 arasında düşüşle başladı.
Doğrudan Türkiye yi ilgilendiren konular ise İsrail ile yaşanan gerginlik ve Rum kesiminin kahramanlığı. Kıbrıs Rum kesiminin birçok olumsuz faktöre rağmen ısrarla münhasır ekonomik alan ilamı ve bunu işletmek için acele etmesi çok dikkat çekici. Özellikle bu konuda İsrail ile işbirliği içinde olması da ayrıca manidar. Bölgede İsrail’in daha uzun vadeli bir süreç için Avrupa ya gaz sevkiyatı yapabilmesi ve ihraç edebilmesi ile Avrupa Birliğinin enerji ihtiyacı örtüşmekte… Bütün bu türbülans da bundan kaynaklanıyor gibi duruyor. Ayrıca Rum kesimine ne gibi vaade bulunuldu da krizlerin paratonerliği yapması için ikna edildi onunda düşünmek lazım.
Bütün gerginliklere rağmen Türkiye hisse senedi piyasası alıcılı seyrini sürdürüyor. Hafta başı önce gevşek açan piyasa sonra 58300 seviyesine kadar yükseldi. Gün sonu IMMKB100 endeksi 57936’dan kapamış oldu. IMKB daha çok kendi dinamikleri ile hareket ediyor. En çok etkilenme de Türkiye yi doğrudan ilgilendiren İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi ile yaşanabilecek çarpışma ortamında olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü diğer gelişmelere yani dünyadaki ekonomik kriz ortamlarına dair herhangi bir olumsuz görüntü vermiyor IMKB. Bu durumu daha da güçlendirdiği görülüyor. Not artırımı gibi bazı yapısal beklentiler içinde olan piyasa geri gelmek istemiyor. BU direnci ancak Yunanistan iflas kararı ve çatışma ortamı bozabilir.
Altın da hafta başı 1830’lar denenmesine rağmen başarılı olamadı. Altında satışların etkin olması demek finansal türbülansın sonuna yaklaşıyoruz anlamına geliyor demek de olabilir. FED açıklamalarının olumlu olması ile AB krizlerinin yatışacağı beklentisi ağırlık kazanıyor ise altında düşüş bir süre devam edebilir. Gün sonuna doğru 1778 ons/dolar fiyattan işlem görmesi bunu destekler niteliktedir. Yinede gündemi yoğun bu haftanın geçmesini beklemeliyiz.
