Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Ekonomi & Finans

Türkiye Devleti ve Borçlar

Emin ORHAN Yazar Emin ORHAN
27 Haziran 2023
Ekonomi & Finans, Emin ORHAN, Siyaset & Politika
0
Türkiye Devleti ve Borçlar
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ruben Almandras, 17.Ocak.2023 de bir makalesinde soru soruyor ;
‘’ülkeler iflas mı ediyor.’’

Filipin hükümetinin dış borcu GSYİH ‘nın % 64 üne ulaşmış ile başlayan bir makale.
Gelirleri giderlerinden az olan ülkelerin iflasla karşılaşacağını teyit eden bir makale.
IMF ve Dünya Bankası’nın raporlarına dayanarak / Bu raporlara ben de baktım./ dünya ülkelerinin yarısının resesyonda olacağına dair tahminlerinden bahsediyor.
54 ülkenin dış borçlarını ödeme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği raporlarla tespit edilmiş.
Bu ülkelerde enflasyon ile pahalılık, gıdaya ulaşamama, kıtlık gibi şartların hızla ortaya çıkacağını yazıyorlar.
‘’Teknik olarak bir ülke iflas etmez. İflas eden o ülkenin hükümetidir, ancak ülke ve halkı üzerindeki sonuçları o kadar kötüdür ki, yabancı ve yerel alacaklılar ülkenin iflas ettiği veya iflas ettiği konusunda hemfikirdir. Dış borçları ödeyememek, ithalat olmaması, ithalatı karşılayacak döviz olmaması anlamına gelir, bu nedenle ilaç, kritik gıda malzemeleri ve yakıt, ekipman yedek parçaları vb. borçlar, ardından hükümet para çekme işlemlerini, kredileri, döviz ve ithalatı kısıtladığından bir mali/bankacılık krizi. Ardından, yoksulluk ve ekonomik eşitsizlik derinleşirken toplumsal ve siyasi huzursuzluklar. Bunlar aslında şu anda Sri Lanka’da, Lübnan’da ve daha az ölçüde diğer bazı az gelişmiş ülkelerde oluyor.’’ Aynen alıntıladığım bu cümleler sizi huzursuz edecektir. Ama, benim işim geleceğe dair gerçekleri söylemek adına öngörüleri nakletmek olacaktır.
Türkiye Hükümeti, negatif akış hızına sahip, gelir getirmeyen, likidite yaratmayan, karsız ve sürekli borçlanma ihtiyacı duyan kötü bir maliye politikası sergilemektedir. Türkiye Ekonomisini büyütmek adına hükümetin elinde araç yoktur, ve hızla elindeki ‘’ insan sermayesini’ ’de tüketmeye başlamıştır. Varlıkları borcunu karşılayamaz.
Ekonomik performansı kötü ülkelerin iflas etmelerini istatistiki veriler ışığında deneysel yollarla bulmaya çalışan bir çok makale okudum. Geçmişin izinde yakın zamanda Arjantin, Lübnan ve Sri Lanka nasıl temerrüde düştü onları anlamaya çalıştım.
OECD, Dünya Bankası, IMF gibi kurumların makalelerine baktım. Bu bir sosyal medya yazısı. Akademik makale değil. Öze, hakikate dönük arayış yazıları bunlar.
İflas etmiş devletlerin borçlarını yeniden yapılandırmak için yasal ve siyasi yaptırım temelli bir prosedür yoktur. Bu borcu ödemem anlamına gelmez. Faizi de ödemem anlamına gelmez. Borç krizi ile başa çıkmanın araçları her ülkeye göre farklı olsa da prosedürlere entegre edilmiş kararlılıklar krizlerin yıkıcı olmasını engeller.
Borçları yapılandıracaksanız, varlıkları ve gelirleri masaya koymanız gerekir.
Devletin borçlarının patolojik bir ameliyesine ihtiyaç elbette olacaktır. Türkiye, OECD ülkelerinde orta düzey borçlu ülkelerden biri iken / 2012 /, şimdi / 2023/ en yüksek borçlu ülkeler seviyesine geldi. Okumalarımdan satır satır aralama yapsam, bu makale yüzlerce sayfayı bulur. İnanın, devlet borçları, temerrüt ve devlet iflası kelimelerini ve ‘’ acı reçeteleri ‘’ okudukça hafakanlar bastı içimi. Durum tam bir fecaattir, Türkiye için. Yetersiz borç yönetimi yoluyla, borç krizine girmiş politik başarısızlık bu iktidarın Türkiye’ye bir baş belası açmıştır. İktidarda kalma başarısı gösterseler de Türkiye’yi bir kaosa sürüklemeleri açısından politika yapıcılar başarısızdırlar. Fecaat. ..! Türkiye’yi mi yeniden yapılandıracağız, borçları mı ? Çok geç!..
Türkiye’nin daha yüksek borçlanma kapasitesi elbette var. Ama, ‘’itibardan tasarruf olmaz’’ diyen bir akla borç verenler kısa vadeli fayda açısından kesenin ağzını açıyorlar. Birikmiş borcun sürdürülemez bir hal alması durumunda daha yüksek temerrüt faizleri ortaya çıksa bile ‘’ aranan taze kan’’ bulunamaz.
Arjantin’in uzun süredir uyguladığı ‘’ haydut borçlu ‘’ taktiği de Türkiye tarafından yapılabilecek iş değildir. Kolay çıkış yolumuz olmayacaktır. Mali açıdan disiplin kararını almak ve ona sıkı sıkıya bağlı kalmak. Makro ekonomi açısından, mali çerçeveyi belirlemek, gözetimi güçlendirmek yani 2012 de 25 AB ülkesinin imzaladığı ‘’ mali sözleşme ‘’ benzeri bir istikrar, koordinasyon ve yönetişim anlaşması oluşturmak mı gerekiyor. Kiminle, kim, nasıl ?
Hazineyi, maliyeyi gelecek için yeniden yapılandırmak mı, alacaklıların isteklerine boyun eğmek mi? GSYİH ‘nın % 60 ına ulaşan her kamu borcu tehlike çanlarının Türkiye için çaldığının artık açık işaretidir.
Borçları nasıl azaltacağız? Mali yaptırımlara mali mutabakat ile nasıl cevap vereceğiz? Hedeflerimizi gerçekleştirme adına hem kendi hukukumuzda anayasal düzeyde bir uygulama zorunluluğu sunmamız gerekir. Borçlarımızı revize etme anlamında uygulamalarımızı kim, nasıl izleyecek ve denetleyecektir.
Mali müsriflik yapmaya devam edemeyiz.
Borçların yeniden yapılandırılması şeffaflık kriterlerini aşırı kararlılıkla uygulamamız anlamına gelir.
Sürdürülemez borçları kabul edin. Uzatmaları, yeniden yapılandırmaları yasal bir zemine oturtmak gerekir. Yunanistan bunu yaptı. Kamu borçlarını yönetilebilir hale getirerek bir kriz yönetimi çerçevesi sağlamamız gerekir.
Yada ‘’ IMF ye gitmem, biz IMF ye borç veriyoruz. ‘’ gibi lafları bırakıp, IMF tabanlı bir devlet borç uyum programına katılmak gerekir.

Yeni borç almak yerine uzun süreli bir borç yapılandırma rejimini kabul etmek zorundayız.
Hakikatten uzaklaşan, ekonomi literatürlerine ters içi boş kavram karmaşasında borç krizimizi yönetemeyiz.
Teoriyi, ampiriği kenara koydunuz. Nas’ı iddia ettiniz. Nas, faizi az ver demiyor, az al demiyor. Hiç alma hiç verme diyor. Riba’nın her çeşidi haram. Başkasından borç almak ve günü kurtarmak, devlette şatafat ile yaşamak elem ve hırsına düçar olmuş kişiler kendi ceplerinden harcamadıklarını zannediyorlar, ama altlarından kayan ortak geleceğimiz. Ortak yurdumuz. Hepimizin bir vatanı.
Evet karşımızda mali açıdan iflas etmekle yüz yüze bir hükümet var. Göreceli olarak memleketimizin önemini keşfetme ve bu krizden kurtulma adına sürekli kafamı yorduğum bilinmektedir. Bugünkü Maliye Bakanının ‘’ Güven’’ kelimesinin içinin nasıl doldurulması gerektiğini yüzlerce makalemde anlattım.
Kamu borcunun, azaltılmasında kararlılık için hukuk ve düzenleyici kurumlara ve buna siyasetin elinin zırt pırt girmemesine ihtiyaç vardır. Borç borçtur. Bu devletin, dolayısıyla Türkiye’de yaşayan 85 milyonun borcudur. Bu manada denetim kurumu ve bağımsız müesseseler eliyle bu kamu borç stokunun yarıya yakınının hızla seyreltilmesi gerekmektedir. Kamu kar getirici, likidite yaratıcı bir kurum değilse özellikle dış borç alması yasaklanmalıdır. Türkiye’de dış borç kullanması gereken kurumlar bankalar eliyle sanayi şirketleridir. Çünkü Sanayi şirketleri hem istihdam hem de döviz yaratıcı kimlikleri ile sürdürülebilir kalkınmanın bel kemikleridir.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, iflas ettiğini kabul etmeli ve buna uygun bir iflas rejiminin tasarımını kabul etmelidir. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun, buna kol kesme, yada borsacı tabiri ile stop los demek gerekir. Daha fazla kayıp yaşamadan, Türkiye bölünmeden, parçalanmadan gidilecek iş acı gerçeği görmek ve antibiyotik tedavisi, yada cerahatlerin temizlenmesi cihetine gidilmesi gerekir. Zaten bir diktatöryal rejim düşünülmüyorsa, otokratikliğe kaymış bu rejimin anayasaya aykırı olarak 3.kez seçilen ilgili başkanın sağlık durumu da elvermeyeceğine göre, bu ülkeye ölmeden önce iade edeceği en doğru iş kuvvetler ayrılığını yeniden tesis etmek, kamuyu kurumsal kimliğine yeniden kavuşturmak olmalıdır. Tek adam rejimi var mı? Var. Bunların ağır sakıncaları tarihte mevcut mu? Mevcut. O zaman neden sessiz kalayım. Bedeli benim ve çocuklarımın vatansız kalması olan bir ağır buhrana sebep olacak kamu borç yüküne karşı yüksek sesle düşünmem ve onu kaleme almamdan daha doğal ne olabilir?!
Ortaya konulan çözümsüzlük rejiminin, ulufesinde yer almak benim cibilliyetimin parçası olabilir mi? Şahsiyet meselesidir denebilir mi? Hayır bu ‘’ Vatan yahut Silistre.’’ dir.
Son 20 yıldan beri üretkenliğe dönük bir strateji Ankara’da belirlenememişse ve Ankara ‘’ bu benim işim değil.’’ diyorsa, tarihin şahit olduğu başkentlerimizi sayayım mı, Rey, İznik, Konya, Bursa, Edirne, İstanbul, ve beyliklerde onlarca başkent. Ankara vergi toplayamaz. Aklınızı başınıza alın. Türk Kamu Maliyesi, altın, petrol, gaz, tabi kaynaklar ile değil Türkiye’de yerleşik vergi mükelleflerinin gelir ve kurumlarından dolaylı veya doğrudan kesilen vergi gelirleri ile yaşamaktadır. Yukarıda dediğim gibi ‘’ insanı yaşat ki sen de yaşa ey devlet.’’ Bana hamaset, palavra, yalan, dolan, spekülasyon, manipülasyon, rakamları eğme bükme yaparsın. Ama, tefeci gecelik faizi ile masaya gelir. Bir gece ansızın gelir.
Türkiye çıkışa koşmak için hakikatine boyun eğsin demiyorum, gerçeği bilsin, görsün ve Kamu İdaresi Devletin bir tekke, kendilerinin de derviş, başlarındakilerinde mürşit olmadığını görsünler. F-16 lara kafa atan, tankları fanila ile durduran milletin parçaları, tefeciler faiz ile ve temerrüde düşmeyen ödeme rejimi ile dururlar. Bu manada söndüreceğiniz bir lamba , kullanmadığınız bir kağıt bardak, ucunu kırmadığınız bir kalem ne kadar önemli olacak bir farkına varsanız.
Şu anda bir tehdit yokmuş gibi gözüküyor size, inandırıcı bir tehdit algısı yokmuş gibi.
İşte tam sırası, önden gidenlerden birisi olarak size sesleniyorum, borçtan kurtulmak için ‘’ durun ‘’. Kamu, ‘’ ben ne yapıyorum?’’ sorusunu, ‘’ ne yapıyorum, nasıl yapıyorum?’’ ile sorgulamalı ve kontrolün olmazsa olmaz şart olduğunu kabul etmelidir. Bugün, hakikati dillendirmemek güzel, keyifli gibi dursa da yarın ‘’ ihanetin’’ adı olacaktır.
Başarısız olduğunuzu kabullenin. Rejimi koruma adına önleme aerodinamiklerinizi hemen hayata geçirin. Devleti ve bunun içindeki kamu borçlarını yeniden yapılandırmaya bakın. Hukuku, eşitlik ve güven adına tarafsız ve bağımsız hale getirin.
Kamuyu, sahtekar bir rejim olmaktan kurtarın, önce siz dürüst ve samimi olun. Liderlik edin, liderlikleri paylaşın. Toplumun tüm katmanlarına haklar garantisini verin, ayrıştırma dilini terk edin.
Verimlilik ve üretkenlik adına, devletin stratejik planı ortaklık ve ortakların uzlaşması ve gönüllü kabullülük üzerine oturur. Güven oluşturmadan, adalet tesis edilmeden ve hak vicdani hukuk kuramlarına bağlanmadan hiç bir şeyi başaramazsınız.
Hele hele bu para işi ise.
Sizde para yok. Bunu sağır sultan bile duydu. Türkiye’de milletin parasına çökmeyi deneyebilirsiniz. Bunun dışında size hiç bir yol bırakmayan ‘’ dıj güçlerdir.’’ Müsrifçe, kolayca memleketin kaynaklarını tükettiniz. Paranız yok. Amerikan doları basamayacağınıza göre, bastığınız her TL devalüasyon, enflasyonu at başı meydana çıkaracaktır.
Üretim ekonomisi namına elinizdeki insan sermayesini geliştirme, yetiştirme yapacağınız yerde kötü rejim meydana getirerek Türkiye’yi terk eden milyonlarca insan ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tasfiye olmadan yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı vardır.
Ama, bu yapılandırma içe doğru değil dışa dönük, çoğulcu, demokratik ve insan hakları evrensel hukuku üzerine oturtulmalıdır.
Yok biz şeriat, Kuran hakikati yolunda olacağız diyorsanız, başımla beraber.
Ama, ilk eller kimin kesilir , ilk kelleler kimin olur onuda yazın da gerçekler kendini ispat etsin.
Sizin ikircikli halleriniz beni deli ediyor.
Ama, ülkem elden gitmesin, halkımız perişan olmasın diye özü ile sözümü esirgemeyeceğim.
Batıyoruz.
Önce bunu kafanıza bir vuralım.
Çıkış yollarını da parça parça anlatırız.

Emin Orhan

Paylaş
Etiketler: Dış borçdış borçlarDünya Bankasıfilipin hükümetiIMF
Önceki Yazı

Deprem Bölgesi Değiliz (Demedi)

Sonraki Yazı

Üniversite Diploması

Emin ORHAN

Emin ORHAN

İlişkili Yazılar

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş
Ekonomi

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Avrupa Özerklikleri ve Türkiye
Kültür

Avrupa Özerklikleri ve Türkiye

26 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Üniversite Diploması

Üniversite Diploması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap