Türk Birliğine Vurulan Darbeler

Milliyeti Hareket Partisi Türk Birliğini sağlamak için kurulmuş bir parti idi.
Yüce Atatürk’ün Rüyası idi.
Merhum Alparslan Türkeş bu doğrultuda Atatürk’ten aldığı mirası devam ettirmek için çalışmalara başladı.
Çok çileler çekti.
Bu yolda epeyi mesafeler de almıştı.
1979 lu yıllarda Sovyet Rusya dağılınca-Atatürk bu dağılmayı yıllar önceden haber vermişti- ortaya beş tane yıldız Türk devletleri çıktı.Yanında küçük yıldızlarda vardı.
Bunu için Türk Devletleri Topluluğu diye bir birlik kuruldu.
Her yıl bir Türk devletinde toplanılıyor ve dünyada büyük bir heyecan dalgası yaratıyordu.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Emperyalist ülkeler” dünyada ilk defa medeniyeti kurmuş nice devletlere öncülük etmiş bu Türkler bir araya gelip birlik olursa bize ekmek kalmaz” düşüncesiyle hakarete başladılar.
Amerika açıktan açığa “Türk birliği bizim için Nükleer bombadan daha tehlikelidir” diyordu.
On iki eylül hareketi bunun için yapıldı.
Türk Birliğini kuracak olan kadrolar çok yakında bu heyecanla birlikte yapılacak seçimde iktidar olacağı gün gibi aşikardı.
Bütün kadrolarını hapse attılar.İdamla yargılandılar.
Bu arada Türk Birliğine karşı olan Özal İktidara getirildi.
Amerikan istekleri yerine getirildi.
Özelleştirme hareketiyle bütün Cumhuriyetin can damarları Amerikan şirketlerine peşkeş çekildi.
“Kürt Devleti” dillendirilmeye başlandı.
PKK milletimizin başına bela edildi.
Bu arada MHP Lideri dışarı çıkınca yeniden bir Türk Birliği heyecanı doğdu.
Öyle ki Erciyes Ovasında milyonlar toplanıyor. Kadrolarının dağılıp başka partilere gitmiş olmasına rağmen MHP inanmış liderinin etrafında kısa zamanda toplanıp yakında yapılacak seçimde iktidarın ayak seslerini yankılanıyordu.
Buna karşı emperyalizm de rahat durmuyor, Türk Birliği yolundaki çalışmalara darbe üstüne darbe vuruyordu.
Nihayet Başbuğun hakka yürüyüşünden kısa bir zaman sonra Erciyesin ağırlığını üzerinde taşıyamayan yeni MHP bu kurultayları iptal ediyordu.
Bu heyecan ortadan kalkınca emperyalizm harekete geçti.Meydan boştu.istediği gibi at oynatıyordu.
Bugün, bu heyecanı, uykuda bekleyen devleri uyandıracak liderini bulduğu anda, Türk Birliğine gidecek yol açılacaktır.
Böylece Hem Atatürk’ün rüyası geçekleşecek hemde Başbuğ mezarında rahat uyuyacaktır.
Bu Yüce Türk Milletinin kurtuluş reçetesidir.
Ne Mutlu Türküm Diyene