Bence Didim Turizminin geleceği için bugüne kadar yapılan, gelmiş geçmiş 2 büyük toplantısından biriydi 2.Turizm Zirvesi.Öncelikle organize mükemmeldi. Bunun için Ticaret Odası elemanlarına teşekkür ediyorum. Konuklarına gereken ilgiyi eksik etmediler..
Protokole de teşekkür etmek istiyorum çünkü bu toplantıya geç kalındı vs. diyemeyeceğim. Vali 10 dakika gibi geciktiyse de olacak o kadar… Zira Aydın’dan geliyordu. Fakat başka bir toplantıya katılacağı mazeretiyle erken kalkmasını doğru bulmadım… Çünkü Didim’e pek sık geldiği söylenemez. Bizim toplantı da oldukça önemliydi.
Konuşma yapacaklar arasında Didim Belediyesi’nin, isim olarak da Ercan ATASOY‘un ismi geçiyordu! Öğrendiğim kadarıyla ATASOY izinliydi! Neden onun ismi yazıldı? Kendisine konuşma yapacağı haber verilmiş miydi? Verildi ise neden gelip bir konuşma yapmadı? Mazereti var idiyse neden anons ettirilmedi!? Bunu da yanlış buluyorum.
Her ne kadar Mustafa KIRAY vekil olarak bulunuyor idiyse de, örneğin valinin Apollon Tapınağı ile ilgili belediyenin son yazışmalara cevap vermediği için gereğinin yapıl(a)madığı yönündeki sözlerine cevap hakkı doğmasına rağmen cevap verenin olmayışı, (ki o arada meclis üyesi Osman AYYILDIZ’ın ısrarla el kaldırmasına, cevap vermek istemesine rağmen valinin mazeret beyan edip hemen kalkması bence etik olarak yanlıştı! Çünkü en azından bir savunma hakkı vermek gerektiğine inanıyorum.
Valinin gitmesinin ardından Meclis üyesi Osman AYYILDIZ her ne kadar bu konuyu dile getirmeye ve Valinin konu hakkında yanlış bilgilendirildiğini, oysa belediyenin üzerine düşeni yaptığını, ancak belediyeden istenen o bölge halkının tamamının proje dışında tutulması, yaşam alanından arındırılması konusunda Anıtlar Kurulu ile bir konsensüs sağlanamadığından kaynaklandığını anlattıysa da, İl Kültür Müdürü Nuri AKTAKKA; “yanlış bir anlaşılma falan olmadı. Vali beye ben bu bilgileri verdim. Kurulun belediyeye ilettiği son yazışmaya cevap alınamadığından, dolayısıyla sorunun yerel yönetimden kaynaklandığını söylüyoruz! O bölgenin yaşam alanıyla iç içe olmasında ısrar etmediğiniz takdirde, yaşam alanından çıkardığınız takdirde sorun kalmayacak ve çözülecek. Konsensüse yanaşmayan, yaşam alanı olmasında ısrar eden yerel yönetimdir” demesine karşın AYYILDIZ; “yaşam alanından soyutlanmadan da sorun istense çözülür. Türkiye’de örnekleri var bunun. Turist orada çayını, kahvesini, ya da viskisini yudumlayarak, yemeğini yiyerek tapınağı seyretmesi mi sizce mantıklı, yoksa sadece gezip çıkması mı?” sorusuna turizmin duayeni TUI AG Türkiye Temsilcisi Hüseyin BARANER ve Türkiye Turizm Yatırımcılar Derneği Genel Sekreteri Koray YETİK’in, “elbette ki yemeklerini yiyip çaylarını yudumlarken” diye cevap vermeleri ve panel yöneticisi BARADAN‘ın gündeme dönmek istemiyle ayaktaki karşılıklı tartışmaya son verildi.
Panelistlerimiz olması gerekenleri, olması gerektiği gibi konuştular! Sert ve acımasızlardı! Ne devlet yetkililerine, ne ilçenin önde gelenlerine, sorumluluk üstlenenlerine, ne de Didimli arkadaşlarına, dostlarına karşı ve de toplantıya katılanlara karşı tabiri caizse YALAKALIK yoktu.. Samimiyet vardı. Ciddiyet vardı. Didim öncelikliydi. Turizm öncelikliydi ve Didim’in hak ettiği yerde olmadığı, Didimlinin varlık içinde yokluk çekmeyi hak etmedikleri vardı!
Tabii ki turizmin bir gönül işi olduğu, para parayı kazanacağından dolayı harcama ve sevgi işi olduğu, herkesin; bu yönde yapılacak çalışmalara destek olması, elini cebine sokması, cebinde akrep varmış gibi hareket etmemesi vardı.
Sözün Özü!
Toplantı izlenmeye değerdi.
Bugün konuya 4,5 sayfa ayırışım bundandır. Bilge kişilerden “Didim’in turizmi”, “Didim’in geleceği” açısından devlet idarecilerinin yanı sıra ÖZELLİKLE SİYASİLERİN oluşturacakları YEREL İDARE’deki BEYİN TAKIMLARI’nın hangi düzeylerde olması gerektiğini açıkça gözler önüne sermesi açısından çok, amma çok önemliydi!
Çok Doğru… Dünya değişirken, Didim’in değişime ayak uydurması kaçınılmazdır.
Zira kaçan fırsatlar geri dönmüyor!
