İki gün önce, “İran’da Turuncu Devrim olmaz” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Olmayacağını göreceğiz.
Bir hatırlatma ve bir mukayese yaparak başlayalım.
15 Temmuz Amerikan darbe girişiminde, Türkiye’de, 250 kişi can verdi. 125 bin kişi göz altına alındı. 105 bin kişi tutuklandı.
İran’da, 20-23 kişi hayatını kaybetti. 450 kişi göz altına alındı.
Ancak çok uluslu ABD şirketlerinin medyası, öyle bir yayın yapmaya devam ediyor ki, sanırsınız yeni bir Suriye, yeni bir Irak, veya yeni bir Libya yaşıyoruz.
Günümüze gelene dek, biz biliyorduk ki, ABD’nin planlayıp başlattığı tüm provokasyonları, önce medyada başlar ve medyada devam eder.
Görüntülerin net olmaması, gerçekten olay mahallinin İran olup olmadığını akla getiriyor. Hatırlarsınız. Irak’ın işgalinden önce de ham petrol çukurundan çekilmiş leylek görüntüleri vermişlerdi.
Şimdilik medyada sürdürülen İran savaşının, Türk medyasına nasıl yansıdığına baktığımızda; İktidar yanlısı medya, ABD emperyalizminin yeni bir oyunu olarak görmüş.
Liberal ve Batıcı medya ise, İran’da demokrasi yok, işsizlik çok, enflasyon çok diye vermiş. Yani gene demokrasi teranesi…
Anlayacağımız, liberal medya doğrudan Amerikan ağzı ile olaya yaklaşmış.
Devletler nezdinde ise; Rusya, Çin, Türkiye, Suriye doğrudan ABD kışkırtması olarak bakıyor.
Amerika’nın öteden beri İran’daki Azerileri yani Türkleri Türkiye’yi de kullanarak, İran’ı bölmeye çalıştığını biliyoruz.
Amerika bu işe Cohreyani ile başlamıştı. Coreyani Azerbaycan ile İran Azerilerini birleştirerek İran’ı bölecekti. Elbette arkasında Amerika vardı.
Daha sonra, zaten ABD’ye yerleşmişti. ABD marifetiyle Türkiye’ye gelen Cohreyani Türkiye’den de İran’ı bölmek için yardım istedi.
Amerika şimdilerde, belki bir Cohreyani bulamıyor. Ama PKK’nın uzantısı PJAK’tan istifade ettiğini duyuyoruz. Resmî açıklama da bu yönde…
Zaten Büyük Kürdistan kurulacaksa İran’dan parça almadan kurulamaz.
İstihbarat ajanları ile ajan devşirerek örgütlenme doğru dürüst olmaz. Halkın gerçek katılımı olmadan bir ülkede devrim olmaz. Devrimler silahlı güçlerle olur. ABD’nin operasyon yapacak bir gücü, İran’da yok.
Dökme suyla değirmen dönmez.
Batının İran’da kaos yaratmak ve İran petrolünü ele geçirmek için yaptığı bu provokasyon ilk değil.
1952 yılında, Muhammet Musaddık’ın İngiliz Büyükelçiliğine kapatılmasıyla İlk İran darbesini yapmışlardı. Sebep; petrolün millileştirilmesiydi.
İkinci darbe girişimi deneyi Musavi ile gerçekleştirildi.
Başaramadılar.
Son denemelerinin de bir işe yaramayacağını kısa zamanda göreceğiz.
Buradan çıkaracağımız ders; Bölge ülkelerinin bölgeye saldırana karşı birlik olması gerçeğidir. İran’da demokrasi yok diyerek emperyalizmin ekmeğine yağ sürmek değildir.
Eğer bölge ülkeleri kendi aralarında dayanışırsa, Amerika’nın bu saldırısı son saldırı olacaktır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
