2.BÖLÜM 1. KISIM
ADIGÜZEL İLE GÜLÇİÇEK’İN AŞKI
Bu öykü altı yüz yıl önce yaşayan dördüncü büyük dedem Kerim’in oğlu Adıgüzel ile Han kızı Gülçiçek’in yaşadıkları aşkın öyküsüdür.
Adıgüzel, çevresindeki gençlerin en yakışıklı delikanlısıydı. Çevresindeki kızların gözdesiydi. Evlenme yaşına geldiği halde, kendine uygun bir kız göremiyordu. Annesi, babası gel seni evlendirelim dediğinde ise, hele bekleyin zamanı gelince size söylerim diyordu. Bu sözler üzerine annesi ve babası daha fazla üzerine gidemiyorlardı.
Adıgüzel’in aile içindeki görevi, sürü çobanlarının ihtiyaçlarını temin edip, sürünün bulunduğu otlakyaya götürmekti. Sürü hangi dağda olursa olsun, Adıgüzel’in gidiş yolu bölgenin huzur ve güvenini sağlayan, Han’ın şatosunun önünden geçip giderdi.
Günlerden bir gün yine aynı yolu takip edip giderken yolun yakınında bulunan pınardan su içme ihtiyacını duyar ve atını pınara doğru sürer. Birde ne görsün, pınarın başında güzeller güzeli iki kızın oturduğunu ve birbirlerine su attıklarını eğlenip güldüklerini görüyor. Gördükleri karşısında şaşkına döner ve kızların seyrine dalıp gider.
Her iki kızı atının üstünden seyrederken, aklından geçirdiği, bunlar mutlaka peri kızı olmalıdır diye, düşünmeye başlar. Bu şaşkınlık içinde, dalıp dalıp gider.
Kızlardan birisi arkasına dönüp baktığında, başlarının üstünde bir atlının durduğunu görür. İrkilerek korku içinde sende kimsin be adam, çekil git başımızdan, der. Der demesine ama, o anda başını çeviren Han kızı, Adıgüzel’i görür. O görme anında sanki yüreğinde bir şeylerin kıpırdadığını hisseder.
Adıgüzel, başını kendine doğru çeviren ikinci kızın güzelliği karşısında şaşkınlaşır. Atının üzerinde öğlece donup kalır.
Han kızı da aynı duyguları yaşadığından, birbirlerine baka kalırlar.
Adıgüzel, Han kızıyla ilk defa karşılaşmış olmasına rağmen, sanki yüreğine aşk ateşi düşmüştü. O anda adını dahi bilmediği bu güzeller güzeli kıza âşık olur.
Epeyce bir süre bir birlerine bakışırlar. Bu bakışmaları, diğer kızın müdahalesiyle son bulur.
Han kızının yardımcısı kız, Adıgüzel’e seslenerek, be hey yolcu bizlere bakıp durduğun yetmedi mi? Yeter artık çekil git başımızdan. Bizlere rahatsızlık vermeni istemiyorum. Eğer maksadın su içmekse, verelimde içip git, der!
Der demesine ama onun söylediğini Adıgüzel duymamış bile. O daha güzel olan kıza bakışlarını sürdürmeye, devam eder.
O esnada, Han kızı yerinden kalkarak, Adıgüzel’in yanına gelir, kim olduğunu ve burada ne aradığını, sorar?
Adıgüzel’de, Büyük Hançallı Köyünden Adıgüzelli Ocağından Hıdıroğlu Kerim’in oğluyum. Bu bölgenin zenginlerindeniz. Sürü ve yılkı sahibiyiz. Bu nedenle her gün çobanlarımızın ihtiyaçlarını götürmeye, bu yoldan gidip, dönerim. Her gidip gelişimde bu pınardan bir yudum su içerim. İzniniz olursa, suyumu içip gideyim, der.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair