Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 7, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim

Travma

İncilay AKDENİZ Yazar İncilay AKDENİZ
06 Ekim 2023
Eğitim, Genel Eğitim, İncilay AKDENİZ
0
Travma
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

12 Eylül’de çocuk olanlar var mı içinizde? Yoklama yapalım mı?
Şimdiyi anlamak için, geçmişi de anımsamak gerekir.
Geçmişe kısa bir pencere açalım birlikte.
12 Eylül 1980 darbe sonrası..
Her yerde sıkıyönetim , ortalıkta korku hakim, okullardaysa sıkı bir denetim. Tutuklanmamış, görevine devam eden öğretmenlerin ellerinde tahta bir cetvel veya en güzelinden ufak bir sopa, ister teneffüste, ister derste, dayağa hazır vaziyette. Disiplin her şey demek , dayak korkusu sadece okulda değil, her yerde. Zaten sopa ya da uzun cetveller hemen kapı arkasında, sınıfın girişinde.
İlk ve orta öğretimim karmaydı benim. O dönemde erkek öğrencilerin pantolonlarının paça genişliği ve uzunluğuna kadar cetvelle kontrol edilmesine hayret eder, anlamsızca bakardım. Kız çocuklarının saçı ya iki örgü olacak veya kısa olacak.Ortası olmaz, yasak. Kızların etek boyu kontrolü de hemen girişte.
“Uzat ellerini “ tırnak kontrolü. Uzun mu? Aç elini cetvele..
Hiç unutmuyorum, lisedeyiz. Son sınıflardan bir kız arkadaşımız, yaz tatilinde ailesinin yanındayken özenmiş, saçına perma yaptırmış.
Okula gelirken saçını kısacık kestirmişse de, permalar yine de kalmış hafifçe. Okulun ilk haftası. Oturtmuşlar kızcağızı öğretmenler, saçlarını daha da kesmişler. Asker saçı gibi gezindi bir süre. Koridorlarda dolaşırken suçlu, başı önünde. Hem ceza için, hem de kalanlara ibret-i alem için yapıldığını düşünmüşlerdir herhalde. Oysa okuldu sadece. İnsan hakları, kişi hakları?
İlk, orta, lisede makyaj falan ne münasebet? Kolye küpe aksesuar külliyen yasak. Farklı giyinmek yasak. Bırakın onu bunu deodorant, parfüm sıkmak dahi yasak. Uymadın mı? Ya ceza var sana, ya dayak.
Derslerde istenen “çiçek çocuk” vaziyeti. Eller dizlerde veya önünde bağlı vaziyette, dik otur öğretmene ve tahtaya bak. Kımıldamak bile göze batar, mazallah dağıtıverirsin dikkati.
Okul kitaplıklarındaki kitapların mahiyeti belli. Sokaklarda arabesk, filmlerde arabesk, kitaplarda arabesk. İçimiz dışımız arabeskle yıkanmış zaten o dönem. Güya arabesk de, resmi televizyonda yasak.

Yaratıcılık ne? Kendine güven ya da kendini ifade? Büyükler ne derse odur. Hakkın yok, söz söylemeye. Hele bir de kız çocuğuysan her şey ayrı şahane. Tabii ki bu büyüklerin yaşca büyük olması bir yana, yaşı küçük bile olsa, makam ve mevkiileri, paraları varsa, padişahın huzuruna çıkar gibi girip çıkmalısın huzurlarına. İster özel hayat olsun, ister tüzel farketmez. Bir nevi üstün sınıf, üstün insandır onlar senden her durumda.
Kanaatkar olmalısın sonra.
Sana verilenden ötesini istememelisin, bakmamalısın başkasına. Hakkın olsa da olmasa da.
Sormadan, sorgulamadan kabul etmelisin “doğru” diye sunulanı, hatmetmelisin hatta. Öğrenmek için “ tekrar” önemlidir.
Ezberleyeceksin; ister gönüllü, ister dayakla. Tabii ki sistem ataerkil sistem üzerine kurulu ve devlet her halükărda ”baba”.
Düşünecek olursak, şimdiki ebeveynlerin büyük bir kısmını işte bu nesil oluşturuyor. Seçmenin çoğunu, seçilenin ise büyük bir kısmını. Bu sistemde başarı ile hizaya gelmiş ve yoğurulmuş “tamahkar ve kanaatkar”, özgüvensiz, sessiz, disipline edilmiş kesim ne olursa olsun “baba”sının yaptığı doğrudur diyor ve eleştirmiyor.
Hatta kendileri de, kendi ailelerinin yeni “anne-babaları” olarak doğru bildikleri bu yolda çocuklarını yetiştirmeye çalışıyor. Bu da o kadar kolay değil tabii. Teknoloji malum. Elindeki cep telefonundan, bilgisayardan, televizyondan, çevreden dünyayı gören ve herşeye ulaşan çocukların kaçı buna boyun eğip onların istediği gibi yetişiyor bilinmez. Lakin, gerçek şu ki çoğu çocuk küçücük bedenlerinde bu yüzden büyük çelişkiler yaşıyor. Tam da bu açık kullanılmak isteniyor işte. Eğitimde milli ve manevi değerlerin öğretimi için Diyanet’le işbirliği içinde “ÇEDES” projesi ile okullara manevi danışman atamalarının yapıldığını okuyoruz her yerde.
Düşünce hürriyetini, din ve vicdan hürriyetini, halen anayasada var olan laiklik ilkesini öncelikle devletin koruyup gözetmesi, ve vatandaşların hakkına hukukuna sahip çıkması gerekmekte.
Aklen, bu çocuklara destek için okullarda olması gerekenler pedagog, psikolog, rehber öğretmenler değil mi? O halde?
Tam da bu esnada haber geçiyor kanalda; bir şeyh mi gelmiş konuşmak için imam hatip liselerinden birine? Şıhlar, şeyhler memleketi bile olduk bu demde. “Şükredin” demiş yanlış duymadıysam, sanırım bir de öte dünyada cennetten bahsetmiş ve kendisi cennette değil de, bu dünyada aynı lisenin önünde,lüks aracına binip gitmiş. Ne âlâ…

Mesele şu ki, mevcuttaki resmi ideolojnin görünürde eğitimden beklediği farklı. Bilim, bilimsel eğitim, kişilik gelişimi, insan hakları gibi konular sizin benim gibi insanların konusu mu kalıyor bilemedim.
Öncelik sisteme sessizce entegre olacak bireyler yetiştirmekte. Eğitim “ istendik davranış biçimi” geliştirmek içindir denir. Öyle görülüyor ki resmi ideolojinin talep ettiği “istendik davranış biçimi” bu yönde.

Yüksek öğrenimde bile konu değişmiyor. Üniversitelerimizin akademik çalışma ve bilim yuvası olması gerekiyor. Dünya sıralamalarında “iyi” diye nitelenen kaç üniversitemiz var?
Oysa ki zehir gibi bir gençliğimiz var. Doğru yönlendirme, rehberlik ve akademik eğitimle, doğru öğretmenler ve akademisyenlerin elinde pırıl pırıl bir geleceğe sahip olabilecek nitelikte çoğu.Onlar güzel bir gelecek yaratacaklar. Sıra onların çünkü. Ama biz burada değiliz. Peki ne vaadedebileceğiz onlara? Öte dünyadaki hurilerle dolu “cennet” tasavvurundan başka? Kız çocuklarının hurileri de yok. Malum zaten kadının adı da duyulsun istenmiyor gördüğüm kadarıyla.
İş, aş, ev bark, iyi bir yaşam, refah, iyi bir gelecek?
Hiç olmazsa tasasız, güvenli bir gelecek sunabiliyor muyuz?

Evet, 12 Eylül darbesi toplumumuza indirilmiş bir darbeydi ve maalesef travması artçılarla devam ediyor, geçmedi. Bu travma sebebi ile oluşan çatlaklara ise ideolojik ekim yapılmaya çalışılıyor. Gün geçtikçe yaşam koşulları ağırlaşıyor. Gelir uçurumu artıyor.
Eşitlik, hak, hukuk için mücadele ederken, söylemlere bakıldığında “kadın hakları” artık alarm veriyor. Şiddet devam ediyor. Haberciler, gazeteciler tedirgin, muhalifler tedirgin. Eskiden sınıfların girişindeki o tehditkar sopalar gibi bir sopa, şimdi ortada bir yerlerde görülür görülmez halde duruyor.
Görünürde sağlıklı olan travmalı toplum fertleri ise ya sessiz kalıyor ya da devletle partiyi artık özdeşleştirdiği için “baba”sına her halükărda sahip çıkıp, destekliyor.

Mevcutta şu an tam da istenen bu bence. Sistemin devamı için de, yine bu doğrultuda gelecek nesiller yetiştirilmeye çalışılıyor.
Bence öncelikle iyi bir psikoloğa ihtiyacımız var hep birlikte.
Acilen iyileşmemiz gerekiyor hep birlikte.

Ne diyelim, sağlıklı, aydınlık, adil, huzurlu, güvenli, refah içinde, eşit ve özgür yarınlar olsun  önümüzde.
Sevgi ve saygılarımla.

 

Paylaş
Etiketler: 22 eylülçedes projesiokul kitaplıkları
Önceki Yazı

Aile İçindeki Kuşak Çatışması…

Sonraki Yazı

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve Öğretmenlerimiz

İncilay AKDENİZ

İncilay AKDENİZ

İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi hemşirelik, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü lisans, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü lisans, aynı fakültenin Sosyoloji bölümünü lisans, Medya ve İletişim bölümü önlisans mezunuyum. Özel bir bankadan emekliyim. Tarih, toplum, doğa, insan, kitaplar, sahne sanatları( izleyici olarak), seyahat( kültür seyahatleri) özel ilgi alanım. Bence öğrenmek; yaşam boyu süren en güzel aktivitedir. Barışçıl, demokratik, her yönden ve herkes için eşitlikçi, çevreci, adil, ötekisiz/berikisiz, baskısız ve herkes için güvenli, aydınlık refah dolu yarınlar temennim. Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Kurumuş Çamaşırlar
Eğitim

Beyaz Taytlı Balet

29 Kasım 2025
5k
İbadetler Günahları Siler mi?..
Din ve Ahlak

İbadetler Günahları Siler mi?..

28 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve Öğretmenlerimiz

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve Öğretmenlerimiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Angarya Değil Bu İş

07 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Eller Taşın Altında

07 Aralık 2025
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap