Cenab-ı Hak; ülkesini seven/geleceği düşünen/ideolojik ve politik saplantıların ve de çıkarlarının esiri olmayan/mantık ve vicdan sahibi, vatandaşlarımızın yardımcısı olsun. Zira; hepimiz, gardı düşmüş boksöre döndük. Her gün, yeni bir şok yaşıyor, yeni olaylara üzülüyor, kum torbası gibi dayak yiyoruz.
1-Katiller, teröristler, sapıklar, uyuşturucu baronları, akın akın serbest bırakılıyor. Hükümetimiz, hala tedbir alacak. Tek yapılan, Yüksek Yargı ile sen-ben kavgası.
Ülkede, can/mal/namus emniyeti kalmamış, kimin umurunda? Nasıl olsa, çevrelerinde düzinelerle koruma mevcut. Rabbim, sade vatandaşlara acısın. İktidara ve Yüksek Yargı mensuplarına (özellikle başkanlarına) basiret versin.
2-Manşetlerde, İstanbul gümrüklerindeki rüşvet operasyonu geniş biçimde yer aldı.
Operasyonları yapanları kutluyorum. Ancak, hepimiz biliyoruz ki, bu olay okyanustaki bir kaşık su gibi. Zira, rüşvet ve kaçakçılık, o kadar büyük boyutlarda ki; ortaya konan rakamlar, çok önemsiz kalmaktadır.
a)Türkiye’de, rüşvet inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Bu durum, pek fazla kişiyi de rahatsız etmemektedir. (?) Normal görülmektedir.
b)Bunun sonucu olarak da; Gümrük Kaçakçıları (uyuşturucu, silah, akaryakıt, sigara, çay, şeker, Çin malları, dişçilik malzemesi, suni tatlandırıcı, tuz, vs. vs.) çok muazzam rakamlara varmıştır. Alınan hiçbir tedbir de yoktur.
-Aslında, Türkiye’de cereyan tüm kanunsuz işlerin (fuhuş, kaçakçılık, ihale yolsuzlukları, rüşvet, vs.) tümü, devletin bilgisi altındadır. Açıkça göz yumulmaktadır. Mesela; Devlet, uyuşturucunun merkezlerinin Yüksekova ve Lice olduğunu bilmiyor mu? Uyuşturucu ticaretinin CİA/PKK/İsrail ve Almanya tarafından yürütüldüğünden habersiz mi? Kimlerin lüks hayat yaşadığını, kimlerin İsrail-ABD veya Almanya’nın temsilcisi olduğunu, tespit edemiyor mu? Kamu kaynaklarının BDP’li belediyelerce, terör örgütüne aktarıldığını; örgüt militanları yakınları için istihdam sağlandığını göremiyor mu?
-Terörün sona ermesini kimler arzu etmemektedir? Ağalık düzeni, niçin desteklenmekte, hep ağalar milletvekili seçilmektedir? Sivil, asker, politikacı, bürokrat, vb. kesimlerden; görevlerini yapmayanlar, çıkar uğruna suçlulara göz yumanlar var mıdır?
-Bölgede, şu an olmayan Devlet otoritesini sağlamak, bu kadar zor, hatta imkansız mıdır? AKP ne kadar samimidir? Parti içindeki Kürt lobisine, daha ne kadar süre ile boyun eğecek, her konuda inanılmaz tavizler verecektir?
En önemlisi, Türkiye ABD/AB/İsrail/Vatikan şer ortaklığının kölesi olmaktan ne zaman kurtulacaktır? Ne zaman bağımsız olabilecek, halkın ve ülkenin çıkarlarına öncelik vereceğiz?
3)Şimdi, bir de ‘tohum ithalatı’ ile ilgili, beyin yıkama operasyonları başlatıldı. Birçok gazete, tohum eki veriyor, yanlış bilgilerle beyin yıkıyor. (Elbette, para karşılığında). Farklı düşünenlerin sesi kısılmak isteniyor. (Okan Bayülgen’in, Kanal D’de yaptığı program, hemen kaldırıldı.)
-Tarım Bakanlığı ile birlikte Tohumcular Birliği atağa kalktı. Ciddi paralar harcanıyor. (Ne yazık ki, eski Tarım Bakanları, Hüsnü Yusuf Gökalp ve (ABD baskısı ile görevden alınan) Sami Güçlü’nün gösterdiği gayret ve direnci, Sn. Mehdi Eker’de görmüyoruz.) Halbuki;
-Son 8 yılda, 860 milyon dolarlık tohum ithal ettik. (Tüm detaylar arşivimdedir.) İsrail-ABD ve Hollanda hakimiyeti, kırılmış filan değildir.
-Bu rezil tablo, CHP’li Başbakan Recep Peker döneminde, 12 Temmuz 1947 tarihinde imzalanan ‘Marshall Yardımları’ anlaşması ile başlamıştır. Türk tarımı, ABD’nin hain ellerine teslim edilmiştir. (Buna istinaden, sadece Ege’de 3 milyon zeytin ağacı kestirilmiştir. Zeytinyağ ve tereyağ tabu ilan edilmiş, halkımız kanserojen margarine mahkum kılınmıştır. ABD’den margarin ve mısırözü ithalatı zorunlu kılınmıştır. Rahmetli Menderes’e, ABD’den alınan 30 traktörün Adana’da kullanılması, pamuk verimini artıracağı için yasaklanmıştır.)
-Bu rezil oyunun başında, (CFR, Bilderberg ve Trilater adlı yer altı örgütlerini de yöneten Yahudi) Rockefeller Ailesi ile (insanlık düşmanı, soykırım projelerinin mimarı ve uygulayıcısı) Bill Gates ve benzerleri vardır.
-Lütfen YÖK Başkanı’nın konu ile ilgili olarak, Nevşehir ve Ankara’da yaptığı açıklamaları unutmayalım.
Yine, Wikileaks’de yayınlanan, ‘ABD diplomatları, GDO’lu tohumlara direnen Avrupa’nın cezalandırılmasını istemişler’ haberini, bir kenara not edelim. Bu meyanda, Sn. Sami Güçlü’nün, ABD talimatı ile görevden alındığını bilelim. Rockefeller’in 1940’larda başlattığı ‘Yeşil Devrim’ belasının, hangi ülkelere, nelere malolduğunu öğrenelim.
Kısırlık, kanser vb. başta olmak üzere, her türlü melanetin kaynağı, GDO’lu ürünlere ve tohumlara karşı sessiz kalmayalım..
