” Evde kal” diyerek insanları dışarıya çıkartmamak çok da doğru değildi. Çünkü bulaşıcıya karşı, “tam kapanma” sağlanacak ve bulaşma riskini sıfıra indirgeyeceklerdi. Yaş guruplarına göre insanlara bulaşma riskini ele alacaklardı.
Virüsün yayılma yolları ve yayılma gücü ile hastalık belirtileri ortaya çıkınca herkes virüs için konuşmaya başladı. Yeni bir bilgi olmadığını görüyoruz. Çocuklar olmaz, dediler fakat çocuklar taşıyıcı olarak okullardan aileye bulaşmaya başladı. Bilim heyetini dahi “Mutasyon” olayı kurtarıyor, demeye başladı.
Konumuz mutasyona uğraması değil. Evde kal olayına bir formül bulamadılar. Tamam evde kalan ne yiyecek. Böyle anormal bir dönemde, çalışanına bir aylık yaşama gereği desteği vereceksin ve evde kal diyeceksin.
Devlet bir ay bile, vatandaşına güven ve destek veremediği için çalışmaya devam edildi. Virüs başka günde uyuyor ve yirmi üç nisanda ortaya çıkıyor. Normal vatandaş iki kişi bir araya gelemiyor. Fakat okunmuş ve üflenmiş yandaşlar kapalı yerlerde toplanıyorlar.
Bilim heyeti nasıl bir heyet ki virüsün bulaşıcılığının özellikle kapalı yerde çok aktif olduğunu bilmiyor mu? Doğrusunu niçin söylemiyorsunuz. Cenazedeki kalabalık kime neye yaranmak. Görüntü vermek için bir araya geliyor. Patates çuvalıyla poz vermek gibi bir şey. Allah görüyor, uyun kurallara da insanlar ölmesin.
Toplu taşımalara bakar mısınız? Böyle bir şey olamaz. İnsanlar işe gitmek zorunda yoksa milyonlarca işsiz bekliyor. İşe gitmek için ne yapsın metroya binmeyecek mi? İnanın o kalabalığı görseniz, üzülmemek mümkün değil.
Bir ara vardı ya “Mutlu bir Hollandalı” mutlu bir Türk niçin demiyorsunuz. Millete izdiham yaşatıyorsunuz. Doğru “Kader” deyip işin içinden çıkacaksınız. Evet kader böyle otobüs şoförü telefonla oynarsa, kaza da yapar köprüden de uçar. “Serbest bırakıldı” ifadesini kaldırın adaleti sağlayın görün ne oluyor.
Kader çok işe yarıyor. Ben de kader deyip geçiyorum. Birileri soyuyor biz de kader deyip uyuyoruz. Kadın kendi bakanlığına fahiş fiyatla mal satıyor vatandaşını korumuyor, hem de kadın insanın bir duygusal yönü vardır. Bu kadında bu da mı dumura uğradı.
O bakana soruyorum. Sigortasını en üstten ödemiş bir vatandaş 1800 lira alıyor. O parayla bir gün geçinsin bakalım.
İnsan ne söylediğini kulağının da duyması lazım. 128 milyar için çok doğru açıklamalar yapıldı, diyor. Güzel de açıklama yapanların hepsi farklı şeyler söyledi.
Acaba hangisi doğru?
Hasan TANRIVERDİ