Herkesi tenkid eden; hatta tekfir (küfür) ile suçlayan, dinini dünya çıkarları ile değişen; haram helal ayrımı yapmayan; Cenab-ı Hak’tan çok, saraydakinden korkan ve kulluk eden;
mevcut rüşvet, yolsuzluk, fuhuş, kaçakçılık, zulüm, baskı, hukuksuzluk, terör düzenine karşı çıkmayan; bu akıllara ve vicdanlara sığmayan haksızlıklara destek veren;
Ve kendinden başkasını dindar saymayan, herkesi suçlayan, vicdani ve gözü olanları; samimi olarak uyarıyorum: “Lütfen, aklınızı başınıza toplayın. Kendinize gelin. Çıkar hesaplarını, dalkavukluğu terkedin. Ve büyük günahlarınız (şirk suçu, kul hakkı, vb.) için, tövbe edin. İmanınızı tazeleyin.”
Vakit çok geç olmadan, ebedi hayatınızı iyice kaybetmeden, ülkemiz parçalanmadan, doğruları idrak edin. Bu haksızlıklara, iğrençliklere, zulümlere, gurur, kibir, enaniyet abidelerine destek vermekten vazgeçin. Ülkeye, demokrasiye, hukuk düzenine sahip çıkın. Sizin gibi düşünmeyenleri suçlamaktan vazgeçin, vicdan muhasebesi yapın, hatalarınızı idrak edin. Din istismarlarına, münafıklıklara, şirk günahlarına alet olmayın.
Bakınız; ülke kan gölüne döndü. Hergün, birkaç gariban aile çocuğu şehit oluyor, yaralanıyor, sakat kalıyor. Ve bu durum, tek başına saltanat sürme hırsındakilerin umurunda olmuyor. TBMM çalıştırılmıyor. İllegal bir şekilde iktidar sürdürülüyor.
Ülkede her şey çöktü. Ekonomi bitti. İşsizlik zirve yaptı. Dış itibarımız sıfıra indi. Fiilen bölünme oldu. Ama, saraydakilerin ve destekçilerinin umurunda değil. Nasıl olsa, kendi evlatları emniyette. Bir elleri yağda, diğeri balda. Servetlerine servet katmakla meşguller. Onların derdi, erken seçim. Bunun nelere mal olduğunun önemi yok. Nasılsa, para gariban milletimin cebinden çıkıyor.
Türk tarihinde, böylesine karanlık, iğrenç bir dönem yaşanmamıştır. Hiçbir dönemde, Türk milleti bu hallere düşürülmemiştir. Böylesine dejenere edilmemiş; dini, milli ve manevi değerler, bu kadar ayaklar altına alınmamıştır.
• Gerçek bir dindar; Cenab-ı Hak’kın dışındakilere kulluk eder mi? Hırsızlığı, haramı, zulmü, yalanı, iftirayı, rüşveti, yolsuzluğu hoş görebilir mi? Bunu yapanlara destek verebilir mi? Evlatlarının, torunlarının geleceğini satabilir mi? Bu faciaya göz yumabilir, bu feryatlara, beddualara kulak tıkayabilir mi?
• Bakınız; anayasa ve hukuk düzeni, cumhurbaşkanı ve emir erleri tarafından paspas edildi. Tekrar seçime gidilmesi tezgahlandı. Niçin? İlle de ‘tek adam’ olmak için. Mevcut kanunsuzluklara (güya) hukuki bir kılıf uydurmak için.
• Ey, dindar olduğunu söyleyen kardeşim. Bu açık, iğrenç, hukuka, ahlaka insanlığa sığmayan uygulamalara destek olmaya devam edecek misin?
• Doğruların, ahlakın, Cenab-ı Hak’kın emirlerinin yanında yer almayacak mısın? Mağdur ve mazlumları görmezlikten mi geleceksin?
• Şirk suçlarına, harama, kul hakkına el uzatmaya göz mü yumacaksın?
AKP’ye vereceğin oy, senin bu dünyanı da ahiretini de perişan edecektir.
Lütfen, aklını başına al. Şia ve Vehhabi kaynaklı fetvalara değil,dinimizin özüne sarıl. Oku, araştır, gerçekleri öğren. Kendine ve milletine yazık etme. Milleti ile alay edenlere, hepimizi aptal yerine koyanlara kanma.
1- Bize bağımsız diye yutturulmak istenen, şu kabineye bakınız.
Evet; halktan bağımsız, millete sırtını dönmüş ve saraya tam anlamı ile bağımlı bir kabine. Her türlü kanunsuz emri, tereddütsüz uygulamış müsteşarlar?
2- Yıllardır, Türk-Ne Mutlu Türküm diyene, TC kavramlarına ve Andımıza düşman olanlar şimdi T. Türkeş ve Y. Topçu ile milliyetçi kesimi; baş örtülü bakanla ve Saadet Partisi ile dindar kesimi kandıracaklarını zannediyorlar?
3- Teröre her türlü tavizi veren, ülkenin fiilen bölünmesine silah deposu haline gelmesine göz yuman, İmralı’ya ve Kandil’e boyun eğen, saray şimdi hamasi nutuklar atıyor?
4- Ve saraya boyun eğmeyenlere karşı kulluk etmeyenlere karşı, zulüm, baskı, tehdit, dışlama, kıyım, iftira, yalan, hakaret furyası devam ettiriliyor.
Kreşlere, okullara silahlı baskınlar yapılıyor. Muhalif medyayı yok etme planları yapılıyor. Ülke, yangın yerine döndü. Hergün ocaklara ateş düşüyor. Sarayın umrunda değil. Orası hala saltanatı sürdürme peşinde.
