Boğaziçi Köprüsü’nden Anadolu’dan Avrupa yakasına geçerken Ortaköy sırtlarında dikkatleri üzerine çeken bir ev görürsünüz. Bu ev diğerlerinden öylesine farklıdır ki insanda merak uyandırır. Hatırlıyorum da 2002 yılında ilk defa gördüğümde hakkında bilgi sahibi olmaya dayanılmaz bir istek duymuştum. Araştırdığımda öğrendim ki; bu ev Yahudi asıllı Alman mimar ve şehir plancısı Bruno Julius Florian Taut’un evi.
Koru içinde yer alan ve bir Budist tapınağına benzeyen ev sekizgen çatısı ile piramit şeklindedir. Sekizgen çatı, panoramik bir manzaraya sahip olması için camdan yapılmıştır. Büyüklü küçüklü camları ve ayrı kiremitli çatılarıyla çatının hemen altındaki iki kat piramitin temeline yakın kısmını oluşturmaktadır. Bu görüntüsüyle Taut’un, ülkemize gelmeden önce yaşadığı Japonya mimarisi ile Türk mimarisine kendi yorumunu katarak harmanladığı gözler önüne serilir. Küçük ama sevimli yapı, “Eskinin gelenekleriyle çağdaş uygarlık arasında bir sentez yakalamaya çalışmalı, ancak bu arayışın tek taraflı olmasından kesinlikle kaçınmalıyız.“ diyen Taut’ un mimarlık anlayışının başarılı bir özeti sayılabilir.
1880’de Almanya – Königsberg’de doğan Taut; 1932’de ülkesini terk etmeye zorlanmış, İsviçre, Japonya ve Sovyetler’de bir süre kaldıktan sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin çağrısına olumlu yanıt vererek 1936’da Türkiye’ye yerleşmiştir.
Renkli yapıların ustası olarak tanınan Taut, Atatürk’ün naaşının konulacağı katafalkı yapmak gibi onurlu bir görevi (36 saat gibi kısa bir sürede) yerine getirdikten sadece 1 ay sonra (24.12.1938) İstanbul’da hayata gözlerini yummuş. Bu hizmeti için bütün ısrarlara rağmen ödeme kabul etmeyen mimara, Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilmesiyle (bir anlamda) teşekkür edilmiş.
“Yapı yapmak müthiş büyüleyici bir olaydır” diyen Taut, 58 yıllık kısa yaşamının son dönemini geçirdiği Türkiye’de önemli işlere imza atmıştır.
– Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin,
– Ankara Atatürk Lisesi’nin,
– Atatürk’ün katafalkının,
– Trabzon Fen Lisesi’nin
– Cebeci Ortaokulu’nun
planları O’nun çizimidir.
Anıtsal yapıların yanısıra önemli akademik çalışmaları olan Profesör Taut, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi içerisinde yer alan İstanbul Teknik Yüksekokulu’nun (bu günkü adıyla İTÜ Mimarlık bölümünün) kurucusu ve ilk başkanıdır.
“Büyük ağacın kökleri derine inmelidir.” Atatürk’ün bu pek bilinmeyen sözünü Taut’un 1938 Haziran’da kendi sergisinin konuşma metninde okumak mümkündür. Tıpkı bu sözde olduğu gibi kendisi de büyük bir ağaç olarak nitelendirilirse bıraktığı eserleri O’nun kökleridir.
Taut, resim yapmış, mobilyalar tasarlamış, sinema ve tiyatro için dekorlar hazırlamış, mimarlığın her konusuyla ilgilenmiştir. Yaptığı işlere bütüncül olarak yaklaşsa da toplumsal ihtiyaçları kapsayan içerikler daima ön planda olmuştur. Bu özelliği O’ nu 20.yüzyılın önde gelen mimarlarından biri yapmıştır.
Kaynakça:
https://www.marketingasya.com/icerik/bir-cumhuriyet-sevdalisi-alman-mimar-bruno-taut-50.aspx erişim tarihi: 20.02.2020
Bir Şehir Kurmak, Aynur Can –Mahmut Doğan Ssyfa: 110
(https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/istanbulun-en-sira-disi-evleri-29085558 tarihi: 20.02.2020
https://portreler.fisek.org.tr/o-bizlerden-biri-bruno-taut/ tarihi: 20.02.2020