Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Salih ÖZALP

Tanrımız ve Tavrımız

Mehmet Salih Özalp Yazar Mehmet Salih Özalp
06 Kasım 2010
Mehmet Salih ÖZALP
2
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ali Şeriati gençliğinde binlerce modern genç gibi arayış ateşinden kavrulup yanarken şöyle seslenir Tanrıya:

Ey Tanrım sen var mısın, yok musun onu bilmem. Fakat sen şuan da bana lazımsın.

Evrene baktım, doğaya baktım tanrıya yer bulamadım. Felsefede hiç yer bulamadım. Sorgunun ve yargının ateşinden İbrahim’i bir sendeleyişle: “Tanrım kimdir?” sorusunu sordum. Hz. Muhammed’in “Ben şüphede İbrahim’den daha üstünüm” (Muvata) sözleri kulaklarıma esinlendi.  Voltarie “Tanrı olmasa da onu var etmek gerekir” demişti. Bakunin, Voltarie’nin sözlerine karşılık “Tanrı olsa da İnsanın özgürleşmesi için yok etmek gerekir” demiştir. Benim tanrım yoktur fakat hiç Ateist olmak istemedim. Aynı zamanda bana Teist denilmesini de hiç istemedim. Militan bir Ateist ileFanatik bir Teist’in “Tanrı var mıdır, yok mudur” tartışması ne kadar da iğrenç. Teist sanki Tanrıyı; görmüş, deneylemiş ve bilmiş gibi mutlak derecede vardır diyor. Ateist ise sanki varlığın bütün sırlarını bitirmiş gibi yoktur diyor. Tanrıya yer bulamıyoruz, göremiyoruz, bilemiyoruz, his de edemiyoruz ama hayat nedir de bilmiyoruz.

Tanrıya yoksun diyorum çünkü bütün bir hayatı sarmalayan ve zapt u rapt altına alan biri insanın özgürlüğünü yok eder.  Nietzsche’nin iki özgür olamaz. Tanrı varsa özgürlük yok olur teziyle yok dedim. Hayatın anlamını onun sarmalayan coşkuyu da yok edemedim. Yaratan, yöneten, yargılayan bir tanrıyı görmüş gibi nasıl var diyebilirdim ki? 

İbrahim’den başladım. İbrahim topluma anlatamadı tanrıyı. O yüzden bütün putları parçalayıp kentte anlatamama duygusunu ifade etti. Hem baltayı da en büyüğünün omzuna vermişti. İbrahim’e Tanrısız ve Ateist diyeceklerdi elbette. Oysa İbrahim Ateist olmadığı gibi Teist hiç değildi. Musa Firavunları yendi, denizi geçti ne var ki halkına anlatamadı. En sonunda tanrı sözleri dediği levhaları yere vurarak anlatamama duygusunu ifade etti. Ninova halkına yıllarca anlattı. Anlattı da anlattı yine dinletemedi, anlatamadı. Yolu bir gemiye binip Asur’a kaçmak oldu. Yunus halkından kaçmakta yolu buldu. Hz. Muhammed’e “Balık sahibi Yunus gibi kaçma denildi.” Muhammed putları yıktı, toplumu değiştirdi fakat yine anlatamadı.

Uhut savaşında meğer “Muhammed Öldürüldü!” denilirken her biri bir tarafa kaçıştı. Ashap dedikleri ortalıkta kayıp oldular. Ben diyeyim üç kişi sen söyle beş kişi kaldı etrafında. Hz. Muhammed putların alaca karalığını anlattı. İbrahim putları kırdı, Musa putlara ve heykellere tapmayacaksın dedi, İsa iki efendiye kulluk edilmez dedi. Nietzsche’de putların alaca karanlığında savaş verdi. Putlaştırılan tanrıları söktü ve sildi. Hepsinin ortak bir öyküsü vardı “Tanrıya karşı çıkmak, putları devirmek ve nasları-dogmaları yok etmek”… Hz. Muhammed’e “Sabi/dönek, tanrılara karşı çıkan, dinsiz ve imansız” deniliyordu. Meğerki İbn-i Rüşt sürgünlere uğrarken, Sühreverdi öldürülürken de dinsiz denilerek öldürülmüştüler. İbn-i Arabî “Tanrınız Ayaklarımın altındadır” derken ne demek istemişti?

Tanrının evlerini ziyaret ediyorlarmış! Ev sahibini ise hiç gören olmadı. Tanrıya kurban ediliyor, ibadet ediliyor, dua edip yakarıyorlar binlerce yıldır tanrıdan hiç ses çıkmadı. Onlar tanrıyı ev sahibi, göklerde, dua kutusu gibi sanmışlar meğerki… Tanrıya hiç gizem demek istemedim. Aklıma gelen her şeyi o değildir dedim. İmamlardan biri vaaz verirken:

—Tanrı ne cisimdir ne de cevher. Ne ruhtur ne de nur. Ne yerdedir ne de gökte…

Orada oturup dinleyen biri der ki:

—Hocam kısaca yok desene!

Vaaz veren ile dinleyen meğerki hep tanrıya bir yer istemiştirler. Kendilerine ya Ateist demişler ya da Teist. Sözlüğe bakarsanız eğer; Teis, Ateist, Panteist, Deist her biri iki cümle ile anlatılıp geçiştirilir. Oysa Tanrı anlatıldığı zaman bilmezler mi mekân ve zamana hapis edilir. Kahrolası tanrıya ulaşmak bir maşuka ulaşmak değil ki; dağları delmek ile ulaşılsın. Maşuka ulaşmak için belki delinecek bir dağ varda tanrıya ulaşmak için o da yoktur. Kanıtla, kanıtla, kanıtla… Sonuç: 0

Var sayalım “vardır dedim” bu sadece bir sözcüktür. Birbirimizle aynı olduğumuzu anlatmak için sadece “var diyoruz” ve birbirimize olan güvenimiz ortak oluyor. Var sayalım “yok dedik” yine bir sözcüktür. Sadece insanların işaret ve gruplara bölmek içindir bu sözcükler. Nice var diyenleri gördük her kötülüğü işler, işi de sadece kötü bir leziz. Nice yok diyenleri gördük odaklanmışlar dinlere onların sökümü için ter dökerler. Ne var diyen dürüst oluyor; ne yok diyen özgürleşiyor. Aksine seslendirdikleri sözcükler onlara bir sınır kazıyıp etiketleniyor ve konuşmasına da sınır getiriliyor.

Karnımın alt taraflarından bir coşku yükseliyor! Tabulaşan, sınırlanan dogma sayılan dokunulmaz bir yerde bir coşku yükseliyor. Bütün varlığı anlamlı kılıyor. Her şeyi güzelleştiriyor. Anlatmak için hiçbir sözcük bile gerektirmiyor.

Vardır veya yoktur demek için hiçbir nedenim kalmıyor. Doğanın karmaşık görüntüsü altında her şey güzelleşiyor.

Teist’in Tanrının sanatı demesi gerektiği, Ateist’in ise güzel varlık demesi gerektiği bir şeylere odaklanıp onu eşsiz buluyorum. Ötesine geçmiyorum, üstüne çıkmıyorum, sır aramıyorum ve öylece duruyorum. Ortak nokta bu olsa gerek! Kolaydır sabahlara kadar bin salâvat çekip cenneti garantilemek! İşin zoru sonsuz bir coşkudur. Sonsuz bir özgürlük! Özgürlüğü anlatanlar, onu sevenler, onu getirmek isteyenler özgür değildir. Ben özgürlüğü devrim sonrasına bırakmak istemiyorum. Onu ölüm ötesinde de aramıyorum. Onu yaşamak ve geçmiş ile gelecek arasındaki anı yakalamak istiyorum!

Uğruna savaşılacak sadist tanrılara baş kaldırmak. Onun uğruna savaşıp tanrıcılık yapmak istemiyorum. Benim tanrım sevgidir, senin tanrın zalimdir demek de istemiyorum. O din benim bu din senin savaşını da vermek istemiyorum. Galiba İsa’yı Antakyalı Saul anlamıştı meğerki o da yanlış anlamıştı. Anlatımla değil, anlamakla oluyormuş. Tutku ile değil coşku ile oluyormuş. Müzik dinlemek, dans etmek, saatlerce düşünüp doğaya hayran olmak senin yetmiş yıllık ibadetine bedelmiş. Evrensel paradigması olan var mı? Evrensel paradigması olan özgürdür ve bir tanrısı vardır.  Peki, keyfi bir paradigması olan var mı? O zaman onun tanrısı yoktur onun putu vardır.

Kıvançla…

Paylaş
Etiketler: arayışçoşkuözgürlükTanrı
Önceki Yazı

İlaç Endüstrisinin Düşmanı Değil Destekçisiyim

Sonraki Yazı

Kılıçdaroğlu, Şimdi Lider Kimliğini Gösterdi…

Mehmet Salih Özalp

Mehmet Salih Özalp

İlişkili Yazılar

Hristiyanlığın Kurucusu: Saint Paul/Pavlus (Tarsuslu Saul)
Din ve Ahlak

Hristiyanlığın Kurucusu: Saint Paul/Pavlus (Tarsuslu Saul)

30 Aralık 2023
5.1k
Çocuk Gelişimi

Çağdaş Dünyanın “Çocuk Tanımı” ve “Çıkmazları”

21 Temmuz 2022
5k
Edebiyat & Sanat

Temel Alfabeler

21 Haziran 2022
5k
Mehmet Salih ÖZALP

Türk Tarihi Üzerine Notlar

16 Haziran 2022
5k
Sonraki Yazı

Kılıçdaroğlu, Şimdi Lider Kimliğini Gösterdi...

Yorumlar 2

  1. ibrahimî Feyzullah says:
    15 yıl önce

    “Tanrı ne cisimdir ne de cevher. Ne ruhtur ne de nur. Ne yerdedir ne de gökte…

    Orada oturup dinleyen biri der ki:

    —Hocam kısaca yok desene!”

    aslında biraz sizi de özetlemiyor değil pısmam…

  2. kemal sargın says:
    15 yıl önce

    Allahı yok saymak yada yok saymaya çalışmak insanın kendisine yaptığı en büyük hakaret tir. hele yazdığına bir bakın:”Uhut savaşında meğer “Muhammed Öldürüldü!” denilirken her biri bir tarafa kaçıştı. Ashap dedikleri ortalıkta kayıp oldular. Ben diyeyim üç kişi sen söyle beş kişi kaldı etrafında”…. bu sözün senin ne kadar yalancı olduğunun kanıtı değil mi.sen ordaymıydın ki ashabın kaçtığını gördün gerçekleri bilmiyorsan bari saçmalama ki seni adam bilsinler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap