Mahallede kimsenin kapısında içme suyu yoktu. Köy yerinde ömrünü geçir, içme suyun olmasın. Onun için içme suyuna hasrettik. Hasretimizi en az iki kilometre uzaktaki bir kaynaktan güğümlerle gideriyorduk.
Cam kaplar ağır olsa da görünüşü güzel ve suyun taşınması da hoşumuza gidiyordu. Fakat ona verilen işi dahi oyun hâline getiren çocuklar olarak, oyun esnasında kırıyorlardı. Sevdiğimiz cam kapları artık su taşımada kullanmıyorduk.
Yağmur, yağış ve soğuk gibi sıkıntılı günlerde su arama düşüncemiz depreşir, gündeme otururdu. Bahçemizin kenarındaki “Su yalağı” ümidimizi zinde tutuyordu. Fakat yalakta bir türlü arama yapamamıştık. Yalağın aşağısındaki kaşta gördüğümüz nemlilik suya işarettir diye bilgiler alıyorduk. Bilgiyi uygulamaya sokma düşüncesi dahi heyecanlanmamıza yetiyordu.
Heyecanımızı sevince dönüştürmek için, “Su arayan adamı” bulmamız gerekiyordu. Su arayan adam, mahallenin içme suyu ihtiyacını giderecek olan yılların ihmaline ve büyük bir başarıya imza atacaktı. Su arayan adam uzun boylu, sakin görünüşlü bir adamdı. Saçları kirpi gibi, yüzündeki ifade iyilik sever bir olguyu yansıtıyordu. Zayıf sayılmazdı. Çalışkandı, suyu bulmak için can siper hane koştururdu.
Su problemini çözüp rahat etmek istiyorduk.
Kardeşim, su arayan adamı çarşıda bulur ve getirir. Çevrede kaynak su veya kuyu suyu bulma ihtimali olan yerleri tahminen gösterebilecekti. Elindeki aletle, deneyimini de kullanarak, birçok yer üzerinde durdu.
Su arayan adam, “Öncelikle kaynak suyu” dedi. Kaynak suyuna rastlayamazsa kuyu suyuna bakarız, söyleminde bulundu. Kuyu suyuna öncelik tanımadı. Mahalleden çeşitli görüşler söyleyenlerden kuyu dediler.
Su arayan adama hiçbir şey söylenmediği hâlde “Su yalağını” buldu. Aşağıya doğru indi ve kaştaki nemliliği gördü. Arazi yapısına göre burada su var dedi. Yalnız deride veya daha yüzeyde olduğunu eşilince anlayacağız.
Yarın eşmeye başlarız diyerek ayrıldı.
Sabah erkenden iki kuyu eşiciyle geldi. Kuyu eşicilerin boyları kısaydı. Su yalağını incelediler ve kaşın üstünden başladılar. Su arayan adam eşenlere “Su iki metreye iner,” dedi. Eşenler toprak kolay, kuyu gibi değil kolaylıkla suyu sabit bir yere bağlayacağız dediler.
Kenara dizilmiş, toprakta nemliliğin ne derece artığını takip ediyorduk. Mahalleden biri toprakta nemlilik belirgin değil, su çıkmayacağa benziyor dedi. Su arayan adam “Su kesin fakat nemlilikten şu anda anlaşılmaz,” dedi.
Eşiciler dinlenirken, toprak suyu çekiyor. Suyun varlığını sağlam bir kayaya sıkıştırırsak, ne kadar olduğu anlaşılır, dediler. Her seferinde ümitli konuşuyorlardı. Kesin su var da ne kadar dediler.
Eşme işlemini bugünlük bitmişti. Kardeşim onları çarşıya bıraktı. Geldikten sonra su yalağına geçtik. Çalışmamızın sonucu mahalleye yeteceğini söylemişler. Kardeşim sevinmiş boşuna uğraşmıyoruz demişti.
Bu iş olacak, niyetimiz olumlu sonuçlanacak ve sevineceğiz.
Eşilen yerin dışını dallarla sardık. Yoldan geçen çocuklar düşebilir, dedik. Çocuklardan korkarken, birbiriyle oyun yapan inek ve yavrusu, yavrunun eşilen iki metrelik yere düşmesiyle kıyamet koptu. Sahibinin haber vermesi üzerine, koştuk ve düşen yavruyu kurtarmaya çalıştık.
Yavrunun yanına Kardeşim indi ve boğazına ip bağlayıp çektik. Eşilen yer toprak olduğu için hiçbir yeri çizilmeden çıkarttık. Suyu aramada ilk korku dolu kazayı yaşamıştık.
Eşiciler geldiklerinde kanalda bir boğuşmanın olduğunu anladılar. İnek yavrusunun oynarken düştüğünü ve yarasız korkuyu atlattığımızı söyledik.
Meraklılar suyun aktığını görmeye çalışıyor, soruyor ve böyle yerden nasıl su çıkar diyorlar. Eşen ustalar, cevapsız bırakıyorlar, çünkü bir şey anlamadıklarını fark ediyorlardı. Ustalar suyun kayanın çatlağından geldiğini nihayet buldular. Bu bulguya çok sevindiler.
Kayanın çatlağından akan suyun etrafını açtılar ve su kabı istediler. Kaba dökülen suyu içtiler. Önce biz test edelim dediler. Tadı güzel, soğuk ve kokusuzdu. Akma miktarı da normaldi. Suyu bardağa koyun ve dursun dediler. Suda herhangi bir çökme olacak mı? Bakalım dediler. Ayrıca suyun taştan çıktığı yerde yosunlaşma da görülmüyordu.
Su arayan adam biraz sonra geldi ve o da suyu çok beğendi.
Su konusunda artık eskiye dönüş yoktu. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Mahalle içme suyuna kavuşmuştur diyebilirdik.
Su arayan adam, su mahalleye alınır. İki yere çeşme yapılır ve içme suyu, ineklerin de sulanmasını sağlayacak su elde edilmiş oluyordu.