Ülkesini seven; evlatlarının ve torunlarının geleceği için endişe duyan; devamlı olarak zulme, kıyıma, hakarete, baskıya, tehdide, iftiraya, hukuksuzluğa, fişlemeye maruz kalan;
* Fikir ifade inanç teşebbüs hürriyetlerinin ve
can-mal-ırz güvenliklerinin yok olduğunu idrak eden;
* Anayasa dahil, tüm hukuk düzeninin ayaklar altına alınmasını / Devlet çarkının çökertilmesini / Bunca lüks, israf, saltanat, yolsuzluk, rüşvet, kayırma ve yağmayı tasvip etmeyen;
* Tek adam zulmüne karşı çıkan ve demokratik düzeni arzu eden;
* Bölücü ve teröristlere verilen bunca tavizi tasvip etmeyen; ülkenin bölünmesine, milli ve manevi değerlerin ayaklar altına alınmasına; dinimizin fütursuzca istismarına, Kuran-ı Kerim’in şahsi çıkarlar için kullanılmasına, vicdanı razı olmayan; Vehhabilik ve Şiilik etkisinin hızla yayılmasından vicdanı razı olmayan; Vehhabilik ve Şiilik etkisinin hızla yayılmasından endişe duyan;
Velhasıl; içine düştüğümüz bu korkunç tablodan kurtulmak isteyen, herkesi; özellikle işsizleri, esnafı, işçileri, çiftçileri, öğretmenleri, memurları, polisleri, emeklileri, yargı mensuplarını, devamlı ihmal edilen gazi ve şehit ailelerini, öğrenci velilerini, gençleri, samimi dindarları ve cemaatleri, terör mağdurlarını, Diyanet Teşkilatı mensuplarını…
Son defa, tüm kalbimle ve samimiyetimle uyarıyorum;
1) Mutlaka sandığa gidiniz ve oy veriniz.
2) Oylarınıza sahip çıkınız, seçim hilelerine engel olunuz.
3) AKP’nin yoğun bir şekilde yürüttüğü, yalan, iftira ve beyin yıkama faaliyetlerini ciddiye almayınız. Özellikle; biz gidersek…
a) Sosyal yardımlar kesilecektir,
b) İmam-Hatipler kapatılacaktır,
c) Başörtüsü zulmü tekrar başlayacaktır,
d) AKP’nin alternatifi yoktur. Oyunuz boşa gidecektir,
Ve benzeri yalanlara inanmayınız.
4) AKP’nin alternatifi vardır. MHP/İTTİFAK/CHP gibi partiler, bu iktidardan çok daha başarılı olacaktır. Zira, bu iktidardan daha kötüsü, daha zararlısı, daha tehlikelisi olamaz.
Herkes görüyor ki; hiçbir projeleri yoktur. Boy boy ilanları, tümüyle yalanlarla doludur. Tek amaçları, tek adam diktatörlüğünü gerçekleştirebilmek, tek bir kişiye yaranmaktır.
Her türlü rezillik, putlaştırma, şirk günahı, olağan hale getirilmiştir. Kimi aşkını ifade etmekte, kimi yalamakta, kimi de Yiğitçe Don Kişot’luk palavraları sallamaktadır.
Türk tarihinde, hiçbir zaman, bu kadar rezillik yaşanmamıştır. Dinimiz, böylesine pervasızca istismar edilmemiştir. Camiler, seçim bürosu haline getirilmemiştir.
5) Kimse güvende değildir. Herkesten kölelik ve dalkavukluk beklenmektedir. Karşı çıkanlar, dövülmekte, hapsedilmekte, iftiralara maruz bırakılmakta ekmeği ile oynanmaktadır. Tam anlamı ile bir zulüm dönemi yaşanmaktadır.
6) içte böylesine zulüm ve kabadayılık icra edilirken, dış dünyada her türlü taviz verilmekte; vatan toprakları terkedilmektedir.
Sevgili Türk halkı; aklımızı başımıza almalıyız. 7 Haziran’da ülkemize, demokrasimize, inancımıza, geleceğimize, hukuk düzenine sahip çıkmalıyız.
Aksi halde, bu fırsatı, bir daha bulamayabiliriz. Demokratik düzeni, tamamen elimizden kaçırabiliriz. Ve son pişmanlık fayda vermeyebilir…
Ve sevgili Diyanet İşleri Başkanımız; hatırlarsanız, sizinle bir umre dönüşünde tanışmıştık. Sizin, bilgili ve kapasiteli bir insan olduğunuzu görmüştüm. Çok başarılı hizmetler vereceğinize inanmıştım. Ve sempatim halen de devam etmektedir.
Lütfen, istifa ediniz. Politik art niyetlerin oyunlarına alet olmayınız. Bu zulüm ve günah ortamını terk ediniz. Şahsınızın, makamınızın ve inancımızın hedef yapılmasına fırsat vermeyiniz.
Bu ortamda, inancımıza yapacağınız en büyük hizmet, görevi ve o iğrenç makam aracını iade etmenizdir…
İslam tarihindeki büyüklerimizi (başta mezhep imamlarımız olmak üzere) örnek almanızdır.
