Solcumuz da Solculuğumuz da Darbeci

Bizim solcular gerçekten bir başka. Geçen gün Yunanistan solcuları Suriyeli göçmenlere destek yürüyüşü yaptığında hepimiz sorduk: Bizim solcular neden elin solcuları ile bu kadar ters?

Bizim solcular, “Suriyeliler gelmesin” diye zıplarken Yunan’ı gelsin, diyor. Bizim Solcular, “gelen Yunan’ı gönderelim Esed öldürecekse öldürsün”, diyor, Yunan Solcusu, hayır, geri göndermeyelim, diyor.

Neden Solumuz böyle?

Cevabı basit,

Elin solcusu sol ideolojiyi okuyarak, öğrenerek, özümseyerek ve sol ideolojiyi benimseyerek solcu olurlar.

Ya bizimkiler?

Bizim Solcularımız enternasyonal sol ile benzerlik taşımıyor, sadece isim aynı, gerisi tamamen “yerliyabancı!” bir solculuktur bizimkisi.

Neden mi?

Batı bizde kimi dindarları da solcuları da Kürtleri, Alevileri de önlerine farklı hedefler-ideolojiler koyarak örgütledi. Kimisine İslamî bilmem ne dedi, diğerine Kürt bilmem ne dedi, diğer birine Alevi falan dedi. Bunları mobilize kıtalar haline getirip günü geldiğinde amaçlarına uygun kullandı.

Anlayacağınız, bizim Solcularımız Batı’nın kullanılışlı elemanları oldu!

Yakın tarihimiz bu örneklerle dolu.

Ama bugün spesifik olarak Solcularımızın darbeciliğini yazmak istiyorum. Hani şu BAAS özentisiyle yanıp tutuşan solcularımız…

Suriye iç savaşı sonrası Esed/BAAS yanlısı söylem ve eylemleri ile yetinmeyip, Türkiye’nin kendi milli güvenliği ile ilgili olarak Suriye ile yaptığı Adana Antlaşması gereği Suriye’ye yaptığı operasyonlarda, “Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” diyen solculardan bahsediyoruz. Ve bu solcular bugün TBMM çatısı altında kendilerine yer bulabilmişlerdir.

Yine soruyorum:

Neden Türk Solu, Batı Solu ile benzer özellikler taşımıyor?

Cevabının çok basit olduğunu yukarıda anlatmıştık; Batı, kendi işlerinin manivelası olarak bizde SOL örgütler kurdu, günü geldiğinde bu örgütleri sahaya sürdü.

Batı, Solcuları sahaya sürüp ne yaptı, dediğinizi duyuyorum. Merak ediyorsanız en çarpıcı olanından başlayalım; Batı, Türkiye’de darbe yapmak istediği zaman Solcuları silahlandırıp üstümüze saldı. Bir yanda Samsun’da yapılan yürüyüşe Solculara, “Ordu millet el ele” dedirttiler, öbür tarafta da ABD elçilik ve konsolosluklarını Solcu Deniz Gezmişlere, Sarp Kuraylara bombalatıp silahla tarattılar.

Bazen de bizim SOLcularımız darbe yapacaklarına inandırıldılar,

Hani şu 9 Mart 1971 darbe var darbe içinde olayı yok mu?

İşte o darbe teşebbüsü TSK içindeki SOLcularımız tarafından tertip edilmişti. TSK bunu haber alınca alelacele harekete geçti ve önce bu cuntayı deşifre ederek 9 Martçılara darbe indirdi, akabinde de 12 Mart günü Süleyman Demirel hükumetine muhtıra verdi ve Demirel şapkasını alıp gitti.

Demirel’in günahı kendine, ama Sol’cu cunta üzerinde durmak gerek.

Irak’ta, Suriye’de BAAS yani Solcu ama faşist, demokratik ama tek parti diktatörlüğü askeri darbelerle iktidar olmuştu. Dünyaya nizam öğreten Osmanlının Solcu çocukları (pardon, bunlar Osmanlıyı inkar, Bizans’ı takdis ediyorlar) kendilerine çağın binyıl gerisinde kalan BAAS’ı örnek aldı.

BAAS gibi Ulusalcı/nasyonalist olan bu Solcu cunta, diğer Solcu dernek, grup ve örgütlerle iç içe idiler. Solcu 9 Martçıların, akıl babaları yine bizim Solcu yazarlarımızdı. Mesela Doğan Avcıoğlu’nun “Devrim Üzerine”  ve “Türkiye’nin Düzeni” kitapları askeriyede ekmek, su gibi satılıyordu. Yani 9 Martçıların ideolojisini, stratejisini “Yön-Devrim” belirliyordu.

Bugün de Sol aynı;

Solcular hala 9 Mart’ı kutsuyorlar. Onlara göre 27 Mayıs’ta yarım kalan hesabı 9 Martçı Solcular görecek ve “DEVRİM” tamamlanacaktı. İlhan Selçuk’a göre “9 Mart’ı başlatan Tuğgeneral Aydın Kırışoğlu’dur.” Uğur Mumcu da General Kırışoğlu, son nefesine kadar devrimci inançlarını korudu, diyordu.

Radikal/devrimci Sol darbe-devrim için çabalarken, Solcu CHP de 9 Mart darbecilerine karşı yapılan 12 Mart darbesine kendi milletvekilini (Nihat Erim) verip başbakan olmasını sağladı.

Anlayacağınız Radikali, devrimcisi, orta Solu, uzun-kısa her ne varsa Solculuktan kalan darbeci, gerici, kaosçu olarak Türkiye’de görev icra etti.

Batı, bizim Solculardan daha kolay, daha işlevsel, ama itiraf edeyim ki daha beceriksiz ve kıymetsiz Solculuk ve SOLCU bu-la-maz-dı, bulamadı.

MİLAT