“Bu suskun, durgun sokak lambalarına bakıp gülümsüyordum ve günbatımında, ışıklandığım anda kendimin de bir sokak lambası olduğumu fark ettim.”
Dorian Pastor
Anısı kalmış yüreğimde… Kentin sokak lambaları yandığında içime mutluluk dolardı! Merhaba derken geceye, gün kararınca yanardı sokak lambaları…
O yıllarda 6 ya da 7 yaşlarındaydım. Daracık bir sokakta, evimizin tam yanı başında, nasıl da mutlu günlerim geçti! Çocuk yüreğimde tüm yaşamım gizlidir bu dar sokak içlerinde…
Özlemi kalmış hep yüreğimde. Adı değişse bile sokağımızın çocuk yüreğimdeki anılarımı silinmedi. Daracık sokak içinde evimiz vardı. Üstü ev altı matbaa… Burada sokak lambası yoktu. Çok karalık olurdu geceleri. Bu durumdan çok rahatsız olurdu rahmetli babam… “Sokağımız çok karanlık, şuraya bir lamba taktırayım.” diye düşündü hep ve bir gün taktırdı da…
Günün akşamları bu lambayı açardık o daracık sokak aydınlansın diye. Oradan geçenlerin de çok mutlu olduklarını duyardım. Sabah sessizliğinde, henüz tüm kent uyurken, sabah uyanır uyanmaz bu lambayı evden kapatırdım. Bu benim görevim olmuştu.
Çok güzel bir düşünce değil mi, babamın düşüncesi? Hava karardığında o dar sokaktan geçmek hayli zor oluyordu. Bu sokak, hem çok dar hem de dik yokuştu. Yaşlı amcalar, nineler ve çocuklar için çok iyi olmuştu, diyebilirim. Bu nedenle mutluyduk!
Şimdilerde düşünüyorum ve o yıllardan bugüne dönüş yapıyorum. Hiç kimse kendi evinden elektrik hattı çekerek bir sokağı aydınlatmaz. Bu davranış, bir özveri örneği değil mi?
Güneşten ateşi alarak insanlığa dağıtan Promete hiçbir zaman diliminde unutulmadı. Yıllarca öğrencilerini eğitim ışığında aydınlatan sevgili babamın A. Saim Emirmahmudoğlu ‘ nun yeri aydınlık olsun ve ışıklar içinde uyusun!
(Ayrıca günümüzde elektriğe gelen zamlar bütçeleri sarstı! Evlerimizdeki elektronik araçlarımızı bile kısıtlı kullanır duruma geldik!)
Aktarmaya çalıştığım, böylesi güzel düşünce demeti, beni çocukluk yıllarıma götürdü, getirdi ve mutlu etti! Okurlarımla paylaşmak da zirve yapacak, kanısındayım.
Sokak Lambası
Düştüğüm yerden kalkamıyorum bu aralar,
kördüğüm ağzımdaki cümleler,
Boğuk boğuk fısıldayan benim,
geceyi aydınlatan sokak lambasına penceremden,
yalnız o ışıklarını çekmiyor gözlerimden,
sıkılmıyor sözlerimden,
Yokluğundan dem vurup bahsediyorum
o güzel gözlerinden özleminden,
Bir sokak lambasına artık bütün kelimelerim,
koskocaman oldu sığmıyor göğüs kafesime büyüttüklerim…
Şafak söker biter yine bu muhabbet
Müebbede bağlar yine gündüzler gecenin yokluğunda,
tamtakır kalır kelimeler insan çokluğunda.
Herkesi dinleyip kendime susup
özleyeceğim gecenin koyusunu,
Bu gecede böleceğim
sokak lambasının uykusunu.
Mustafa Güven