Siyasette gol atmak için parlak bir zekaya ve gol yememek için de akıla ihtiyacınız var. Çok zeki iseniz güzel goller atar akabinde güzel goller de yiyebilirsiniz. Ama aklınız iyi çalışıyorsa açıklarınızı önceden görür zekanızla şaşırtma taktikleri uygular kahraman olursunuz. Siyasette şaşırtma taktikleri çok mühimdir. Doğru adamı doğru yere getirmekte öyle.
Mesela bir partide genel başkan olsaydım neler yapardım diye düşündüm.
Bu sadece bir düşüncedir gerçekte partilerin nasıl işlediğini bildiğim için demokrasinin ülkemizde sadece bir hikayeden ibaret olduğunu bildiğimden bu işlere kalkışmaya hiç heveslenmedim.Çok şükür ki, üzerimde kan ve rant kokusu yok. Siyaset, ülkemizde çok para ile yapılabilen bir uğraş olduğundan zaten uygun da değilim. Güncel bir konu olduğu için söylüyorum, Adana büyük şehir belediye başkanı Aytaç Durak örneğinde olduğu gibi, çok para da bazen her işi düzeltmiyor. Aytaç Durak’ın istifasını AKP,CHP ve MHP her üçü de istiyormuş.
Belediyeler de RANT SERVETLERİ 1983 yılı ANAP iktidarıyla birlikte başlamış olup günümüzde de hızla gelişen RANT ELDE ETME durumu sürmekte ve rant heveslileri alan daraldıkça birbirlerinin boğazına daha sık sarılır hale gelmektedir. Mafyalar laf olsun diye türemediler bu dönemde. Bataklık oluşturulunca timsahlar da teşrif ettiler tabi.
Rant servetler elde edenler siyasette ya da ilk önce siyasete girip rant servetler elde etmek isteyenler icraatta. Ülkemizde her ikisi de mevcut. Kimileri mafyalaşıp ranta kavuşuyor, kimileri mafya çalıştırıp kendini korutuyor. Sonuçta rant çok ilgilenilen bir konu. Belediyecilikten siyasete yürüyenler bu rant işlerinin nasıl döndüğünü iyi bilirler. 5-10-15 yıl sonra şehrin nasıl gelişeceğini bilerek tarla toplamak rantçıların en sevdiği iştir. 3-5 bin liraya satın alınan 10 dönümlük bir tarlanın 10 yıl sonra 1-2 trilyon yada milyon etmesi çok çekici değil mi ? Milletin 25 yıl karın tokluğuna çalışıp emekli ikramiyesiyle bir daire satın alamadığı ya da zor alabildiği bir ülkede o kişinin 10 ayda aldığı bir maaşla siz 10 yıl sonra yedi sülalenizle yeseniz bitiremeyeceğiniz bir servete konuyorsunuz.
Şehrin normal gelişimine paralel olarak oranın yıllardır oturanı ikamet edeni olarak bu şansa sahip olanlara bir diyeceğim yok. Ama onlar da şehrin bu derece büyüyebileceğini hesap edememiş ve o güzelim tarlayı bir daire satın alırken zorunluluktan üç-beş kuruşa satmışlardır bu çakallara. Nerden bilsinler bir daire almak için sattıkları o tarlanın 10 yıl sonra 100 daire getireceğini. Yıllık 10 daire zarar edeceklerini nerden bilsinler.
Bazıları da mal sahibi olarak, tarla sahibi olarak 10 yıl sonrasını görebilmişler mallarını elde tutmaya çabalamışlardır. Ama onlarında hakkından rant mafyaları gelmiş ve ellerinden o tarlalar türlü oyunlarla, tuzaklarla,şantajlarla, alınmıştır. Siyasette kan ve rant kokusu çok fazladır. O yüzden kan kokusu bazı burunları çok tahrik eder. Sivrisinekler gibi, yarasalar gibi, drakulalar gibi üşüşürler mazlumların üstüne.
Sonra birileri çıkar
– Ya Hu neden dürüst insanlar yok şu siyasette derler
Başka birileri de çıkar
– Müslüman ülkeler neden gelişmemiş ki ? derler
– Çağdaş değiller ki ? der diğeri
– Müslümanlık geri kafalılıktır zaten boş verin der, bir diğeri
Kan ve rant kokan siyaset bataklığında bülbüller şakımaz dostlar. Güvercinler o bataklığa yuva yapmaz. Peki bu siyasette hiç mi iyi bulunmaz ? Bulunur bulunur tabi ki, bazı avcıların göl kenarında havada uçan ördek sürüsünü aldatmak için dişi ördek sesi taklidi yaptıkları gibi bulunur.
16 Mart 2010 Salı
UĞUR ÖZALTIN
